Oğlumun saclarına öpücükler kondurdum. Nasılda özlemişim. Oraya gittiğimizde,beklediğim gibi birşey olmadı. Ama piç kurusu,Ateş'i çöp kovasının icine atmıştı.
Uraz buna çıldırmıştı,onu bulmak için günlerdir eve geç geliyordu. Burağ'ı bu sinirle öldürmesi bile olağandı. Tabi ben böyle birşeye asla izin vermezdim.
Oğlumuza kavuştuk sonuçta,konuyu irdelemese çok iyi olacaktı.
Saat 00.30'du uraz eve yeni gelmişti. Yatakta uyuyan oğlumuzun sol yanına uzandı ve minik eline bir öpücük bıraktı.
Ardından bana döndü.
"Yurtdısına kacmış pezevenk. Ortaya cıkıp bir halt yapacak,ben o zamanı bekleyeceğim."
Yataktan kalktım ve banyoya yöneldim. Cevap bile vermek istemedim ona,öfkesine yenik düşmesi beni üzüyordu açıkcası. Dişlerimi fırçaladıktan sonra odaya geri döndüm. Uraz Ateş'i beşiğine yatırmış hatta üzerini bile değistirmişti.
Kolları basının altında tavanı izliyordu,belliki birşey düşünüyordu.
Yatağın diğer tarafına uzandım ve gözlerimi kapadım. Uykum yoktu,ama urazla konuşasımda yoktu en iyisi uyumaya calısmaktı.
Güclü bir kol ince belime dolanıp beni kendine cekti. Kolları arasından cıkmak icin karnımda olan elini ittirdim ve cıktım.
"Noluyor Mira,siktirtme tribini bana! Ulan o orospu cocuğu oglumuzu kacırdı,ve seni benden istedi! Benden ulan benden!" diye bagırdı.
"Bagırma Ates'i uyandıracaksın!" diye fısıldadım.
"Ben o adamı bulacağım,kalın kafana sok bunu! Cehenemin dibine bile gitse onu ordan cıkarıp ecdadını sikeceğim!" diye bagırdı. Ama Ates öyle derin uyuyorduki uyanmamıstı gine.
Uraz'a bir tane tokat attım. Böyle birşey beklemediği icin kafası sağa doğru hafifce savruldu.
"Öfkene yenik düşme! Allah kahretsin biraz bizi düsün!" yataktan kalkmak icin hamle yaptığımde Uraz buna izin vermedi beni kendine cekip dudaklarını dudaklarıma kapattı.************
Gözlerimi araladığımda uraz saçlarımla oynuyordu. Gülümseyerek "günaydın." dedim. Urazda gülümsedi "günaydın güzelim," dedi.
Ateşe baktığımda hâlâ mışıl mışıl uyuyordu.
"Bu oğlanda ne cok uyuyor ya,aynı annesi." Uraz'ın koluna bir tane vurdum.
"Annesine benzesin işte daha ne? Tip olarak sana benziyor,huy olarak annesine benzesin çokmu görüyorsun yani?" dedim sırıtarak.
"İleride iki yakışıklıyla baş etmen zor olacak." dedi sırıtarak.
Bir kahkaha patlattım
"Ateş tamamda,ikincisi nerde göremiyorum?" dedim.
"Tam karşında duruyor yavrum,eğer beni beğenmiyorsan ikinci yakısıklıyıda yaparız ha ne dersin?" dedi muzipçe sırıtarak.
"Aman yok,ikinci uraz yeter bana üçüncüye katlanamam."
Uraz burnuma bir öpücük bıraktı.
"Öylemi dersin?" dedi tek kaşını kaldırıp.
Yüzümüz birbirine cok yakındı. Tam gözlerinin icine baktım.
"Laf ağızdan bir kere cıkar adamım." dedim gülerek.
"İyi. Daha sana iltifat yok."
Ovv! Bu calısmadığım yerden geldi. Uraz icin hava hoştu kendisi biraz öküz ama benim icin aynı sey söylenemezdi.
Yataktan kalkti ve banyoya yöneldi.
"İnsafsız adam!" dedim homurdanarak. Ateş'in değisik sesleri kulagıma gelince yataktan kalkıp besiğinin yanına gittim.
Uyanmıs oyuncağıyla oynuyordu.
"Günaydın annesinin birtanesi!" dedim gülerek.
"Ba-ba." dedi ateş birden suratımdaki gülümseme donup kaldı.
"Babamı? Ne babası oğlum. Anne anne!"
Uraz kahkaha patlattı. Ateş'i kucağına aldı.
"Aslan oğlum benim be!" dedi.
Homurdanarak odadan cıktım. Fatma ve Ayşe teyze sofrayı hazırlıyorlardı.
"Günaydın." dedim.
Ayse teyze ve Fatma "günaydın." dediler.
Fatma "ne oldu yenge? suratın asık." dedi.
"Abine sor." dedim ve sofraya oturdum. Uraz kucağında Ateş'le kahvaltıya indi.
"Babasının aslanı! Bugün ben sana yedireyim."
"Mal!"
"Duyamadım yavrum?"
"Dağ ayısı!" diye bagırdım.
Fatma ve Ayşe teyze kahkaha attı.
Ayşe teyzede bizimle aynı sofrada yiyordu artık.
Ateş elindeki ekmeği öndeki iki dişiyle kemirirken bir yandanda "baba." diyip duruyordu.
"Ben seni onca ay bu yüzden mi emzirdim anneciğim ya?" diye homurdandım. Telefonum calınca arayan kişiye baktım. Annemdi.
Uraz "kim?" diye sordu.
"Kuman!" dedim alayla.
Uraz homurdandı.
Aramaya cevap verdim.
"Efendim anne?"
"Kızım olanları duydum. Burağ'ın annesiyle konustum,yurtdısına tasındı diyor."
"Evet." dedim tersce. Aylardır aramıyorlardı nasıl konusmalıyım? Uraz vurulduğunda aramıslardı en son.
"Kızım.ne oldu?"
"Kapatmalıyım anne,seni akşam ararım." diyip kapadım.
Ellerimi sakaklarıma bastırdım.
"Yurtdısına tasınmış burak."
"Belliydi zaten. Ama gelecek rahat ol. Ve ben onun canını yakacağım,ölmek icin yalvaracak bana."
Ofladım.
"Baslama gine!" diye cıkıstım.
Uraz Ates'in kulağına egildi.
"Oğlum annene bisey de! Babaya bagırıyor. Tabi sen anne diyemiyorsun hâlâ ama-"
Uraz'ın kolunu cimcikledim ve söyledikleri yarıda kaldı. Ah ne üzücü!Kahvaltımı yaptıktan sonra sofradan kalktım.
"Ayşe teyze kahvaltını yaptıktan sonra bana ballı süt hazırlarmısın?"
Ayse teyze gülümsedi. "Tabi hanımım." dedi.
Terasa cıktığımda telefonum çalmaya basladı annem diye düsündüm ve cebimden cıkarmak icin zahmete girmedim.
Tekrardan calmaya baslayınca nefesimi sabırla dısarı üfledim.
Telefonumu cebimden cıkardım.
Arayan kişi annem değil,arastı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
General FictionMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...