Bth/10/KAYIP Part-1

32.2K 902 11
                                    

BU BÖLÜM PART-1 DİR. ONUNCU BÖLÜMÜ PART-2 İLE SONLANDIRACAĞIM ODA NE ZAMAN GELİR BİLEMİYORUM. ORUÇ AGIZLA YAZMAK BENİ YORUYOR.
AFFEDİN YAZARINIZI :(
TELAFİ EDECEGİM DEMİSTİM. ETMİSMİYİM SİZE KALMIŞ :)
KEYİFLİ OKUMALAR CANIM OKUYUCULARIM,VOTELEMEDEN GECMEYİİİİNNNNN :))

*****

Bebeği uyuttuktan sonra beşiğine koydum ve telsizi etkinlestirdim,diger telsiz odadayken digerini elime alıp odadan cıktım. Hazıran ayının sonlarına yaklasmıştık. Annem ve babam temmuzun sonunda sadece iki günlüğüne torunlarını sevmeye gelecekti. Ne hoş! İki gün ne demek ya?
Oflayarak mutfaga girdim Ayşe teyze tatlı yapıyordu. Bugün bebeğe ayşe teyze ve Elvan bakacaktı Urazla ben çarşıya çıkacaktık.
Elvan koşarak yanıma geldi.
"Ya Mira. Seni arıyordum bende."
"Ne oldu?"
"Urazın sinir bozucu kuzeni ile yemeğe cıkacağım."
"Eee?"
"Yani Ateş'e ben bakamayacagım."
"Tamam!" dedim sinirle.
"Yaa. Sinirlenme."
"Bak Elvan acık konuşacağım. Sen buraya Kuzey için geldin dimi?"
"Asla! Nasıl böyle birşey düşünürsün. Sana inanmıyorum!" diyip mutfaktan ayrıldı.
Ama öyle değilse bile öyle hissettiriyordu.
Ayşe teyzeye "ama öyle değilmi? Evde neredeyse hiç oturmuyor hep onunla." dedi.
Ayşe teyze gülümsedi.
"Ben bilemem güzel kızım." dedi. Tebessüm edip nutfaktan cıktım.
Saat 17.00dı urazın gelmesine yarım saat vardı. Odaya sessizce girdim. Üzerime dizlerimde olan beyaz üzerinde siyah puantiyeler olan elbisemi giydim. Ayagıma siyah sandaletlerimi giyindim. Sacımı actım ve iki yandan tel toka ile tutturdum. Makyaj yapmayacaktım. Kücük beyaz cantamın icine telefonumu koydum. Yuvarlak camlı günes gözlügümüde saclarıma tac gibi taktım. Saat tam 17.30 du uraz dakik bir insandı. Kesin simdi gelmistir. Ogluma göz ucuyla baktım. Melek gibi uyuyordu.
Tombul yanagına narin bir öpücük kondurdum.
"Merak etme ogluşum. Cok gecmeden baban ile döneriz."
Odanın kapısı acılınca kimin geldigine baktım. Ayse teyze idi.
"Uraz ağam geldi,sizi bekliyor."
Gülümseyerek odadan cıktım.
Konaktan cıktıgımda kocam tüm yakısıklılıgıyla karşımda duruyordu.
Yanına ulastıgımda yaslandıgı arabadan kalktı ve alnıma bir öpücük kondurdu. Alnıma öpücük kondururken bile biraz eyiliyordu. Niye bu kadar kısayım ben! Yada uraz niye bu kadar uzun?
Uraz sürücü koltuğuna gectiginde bende yolcu koltugunda yerimi aldım.
Arabanın motorunu cok gecmeden calıstırdı.

"Ateş huysuzlanmadan geri döneriz inşallah."

"Huysuzlanmaz benim oğlum,aynı babasına çekti o sabırlıdır bekler."

"Hah! Sabırlı olduğunu düşünüyormusun cidden?
"
Uraz sırıttı.

"Onca ay sevmeni bekledim kızım,sabır benden sorulur."

"Bence sabırsızlık senden sorulur." diye homurdandım.

Uraz "Aa karıcığım ne sabırsızlığımı gördün?" dedi alay eder gibi.

"22 Yaşında anne oldum. Bir sene bekleseydin ya! Şimdi annemin çenesini çekeceğim,cidden bu zor."

"Bende 26 yaşımda baba oldum. Yaşlanmadan oldu işte. Hem sende genç anne oldun fenamı?"

"Halimden memnunum canım. Ama annemin çenesini çekecek olan benim,ve bu dünyanın en zor şeyi."

"Bencede."

Arabadan indiğimizde Uraz elimi tuttu ve restoranttan içeri girdik. Ne yani biz... Yemeğemi cıkacaktık? Yüzümde benden habersiz bir gülümseme oluştu.
Restorantra kimse yoktu,Uraz burayı yüzde yüz kapattırmıştı. Masaya oturduğumuzda saskınlıgımı gizleyemeyecek haldeydim. Uraz bana resmen süpriz yaptı!
Benim odun kocam bana süpriz yaptı. Süprizle Uraz kelimesi yanyana gelince hiçte hoş olmuyordu.

Uraz "birsey söylemeyecekmisin?" diyince kendime geldim.
Yüzümdeki gülümseme hâlâ yerli yerindeydi.

"Uraz... Ben saskınım." dedim sadece. Ciddende öyleydi hemde çok saskındım.

Uraz'la beraber yemeklerimizi siparis ettik. Yemekler on bes dakika icerisinde gelmisti.
Yemegimi yerken Uraz "sana iki süprizim var." dedi.
Cevap vermeme fırsat vermeden lacivert kadife bie kutu cıkardı. Gülümseyerek kapagını kaldırdı.
Bu kolye cok cok güzeldi.
Kolyenin üzerinde Uraz ve ateş yazıyordu. Fazlasıyla özenli bir yazıydı ve evlilik tarihimiz yazıyordu altın bir kolyeydi. Uraza "takarmısın?" diye sordum. Uraz kafasını onaylar gibi salladı. Yerinden kalkıp arkama gectı kolyeyi kutusundan cıkardı ve boynuma taktı. Yerimden kalktım urazın dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Seni cok seviyorum adamım."
"Bende seni hatunum." diye mırıldandı Uraz.

Kollarımı ondan ayırmadan önce yanagına bir öpücük daha kondurdum.
Ceketinin cebinden mavi birsey cıkardı eliyle gizledigi icin sadece mavi rengi gördüm. Avucunun icindekini parmaklarının arasına alınca kimlik oldugunu anladım.
Bu... Bu oglumuzun kimligiydi. Gülümsemem yüzüme yayılırken kimligi urazın elinden aldım.
Anne adı: Mira
Resmen anne olmuştum ben. Hemde dünyalar yakısıklısı oglum vardı. Tabiki babasına cekmişti.

******

Urazla yemegimizi yedikten sonra biraz sohbet ettik. Saat 22.10 du ve artık eve gitme vakti gelmisti,bakmamız gereken bie oglumuz vardı. Ben icki icmemistim,bebek emziriyordum sonucta. Kendimden önce oglumu düsünecektim artık.

Uraz "hassiktir." diyerek homurdandı.

"Ne oldu?"

"Bekle beni burada,telefonum kalmıs orada."

"Tamam." dedim "bekliyorum."
Uraz cool adımlarla restoranta girdi. Bende yavas adımlarla arabaya ilerledim. Arabanın yanına ulastıgımda,siyah filmli camdan genis cusseli bir adam geldi. Arkamı dönmemle agzıma birsey kapaması bir oldu. Kurtulmak icin cırpınırken,agzıma kapanan bezde ne varsa etkisini gösteriyordu. Sanki gücümü o bez parçası çekiyordu. Direnmeyi kestiğimde,bilincim kapanmaya baslamıstı. Yine pes etmistim,ben her zaman pes eden taraftım. Korkak taraftım yani.

Siyah bir cukura düsmüs gibiydim. Heryer kapkaranlıktı. Sonrasında ise bacagımda ve sırtımda bir kol hissettim,ardından havalandıgımı hissettim. Gerisini hatırlamıyorum....

GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin