Arayan kişi annem değil,arastı.
Aramasını cevapladım.
"Ne var?" diye cıkıstım
"Burak'ta neyin nesi?" diye sordu hemen.
"Ne diyorsun be adam?" diye tısladım
"Yardım istiyor,daha iki dakika önce yanımdaydı."
"N-ne?"
İri bir eli belimde hissedince bir an irkildim.
Uraz "kim o?" diye sordu.
Telefonu yataga fırlattım.
"Annemdi,sanırım buraya gelecekler."
"Bir gelemediler zaten." diye homurdandı.
"Hadi şey yapalım." dedim birden.
"Ne yapalım?"
"Buke yemeğe cagırmıs ona hediye bakalım."
"Yemeğemi cagırmıs? Benim niye simdi haberim oluyor."
"Annen söylemisti Ateş falan derken unuttum."
"İyi madem gidelim,bugün sirkete gitmeyeceğim."
"Niyeki?"
Dudagıma bir öpücük kondurdu.
"Karım ve oğlumla vakit gecireceğim olamazmı?"
Sırıttım.
"Olabilir."
Tekrar dudagıma bir öpücük kondurdu.
Tekrar,tekrar ve tekrar...
"Uraz hadi." diye mırıldandım.
Geri cekildi. Gülümsedi.
"Sıkıldınmı benden?"
"Aslaaa!" diye bagırdım gülerek.
Kolları arasından kurtulup telefonumu aldım ve odadan cıktım.
Aras kapamıştı.
Allah kahretsin Burak buradaydı!
Fatma'nın yanına gidip Ateş'i kucağıma aldım.
"Fatma bizle gelmek istermisin?"
"Yok sağol yenge. Uyuyacağım ben."
"Peki." diye mırıldandım.¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥~¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥
Su bedenimden kayıp yere düşüyordu. Buz gibi suyun altındaydım,yere oturmuş bacaklarımı kendime cekmiştim. İç çamaşırlarımlaydım.
Günler sonra ilk defa banyo yapmıştım. Su haricinde yemek fazla vermiyorlardı. Bunlar kim tanımıyordum. Çarşıya inmiştim tek başıma,sonra olanlar oldu ve buradayım.
Banyonun kapısı tıklandı.
"Çabuk ol fahişe,patron birazdan burada olur."
İğrenç sesi duyduğumda,ağlama isteğiyle dolup taştım.
Saçıma şampuanı dökünce bir sızı hissettim. Ama aldırmadım,sampuan yaraya değince yara azmıştı.
Suyla beraber sampuanı arıtırken kanda akıyordu.
Kan... Midemi bulandırıyordu artık. Elim yüzüm hep yaraydı dövüyordu bu adam beni. Bugün pic patronlarıyla tanısacaktım.
Verilen giysileri giyindim. Siyah esoftman
beyaz tsortü giyindim.
Silah sesi gelince bir cığlık bastım. Çok korkuyordum artık,Uraz beni ne zaman bualacaktı? Ne zaman kavusacaktım oğlumla Uraz'a?
"Aç kapıyı,ben aras!"
"Ya bıkmadınmı? Yalvarırım bırak peşimi! Bırak beni oğluma gideyim!"
"Sana kapıyı ac dedim! Bu sefer ben yapmadım yemin ederimki!"
Kapıyı actım. Kolumdan tutup beni cekistirmeye basladı.
"Uraz gelemedi,ben geldim. Seni ona götüreceğim."
"Uraz gelemdimi? Hah! Yalan söyleme Iraz beni buldu ve gelmedi öylemi?"
Cevap yok.
"Aras rüzgar?" şiveli sesi ile durdu aras.
"Hassiktir! Ecdadını sikeyim senin,okan!"
Silahı arasa dogrulttu.
"Bayan soykanı bana yolla,yoksa geberirsin!"
"Götün varsa o tetiğe bas orospu cocugu!"
Korkuyla zangır zangır titriyordum."A-aras,g-git!"
Aras bana bakmıyordu,gözü okan denen piçteydi.
"Sacmalama seni almadan gidemem!"
Okan kahkaha attı.
"O kızı simdi bana vermezsen yemin ederim,Uraz Soykan'ın ilk ve son aşkına aşık olduğunu tüm herkes duyar!"
Bunu asla göze alamazdım. Uraz Aras'a güveniyordu,hayal kırıklığına uğratamazdım onu. Aras'ı tüm gücümle ittim,böyle birşeyi beklemiyorduki bir adım geriledi. Okan'a doğru koşacakken tekrar kolumu tuttu. Ve bir el silah sesi. Aras'ın kolumu tutan eli gevşedi ve birden yere yığıldı. Gözlerim yuvasından cıkacaktı. Eğilip Aras'ın basını elime koydum.
"Aras! Nolur kalk ayağa! Aras gidelim! Aras!"
Aras gülümsedi. "Seni seviyorum prenses." dedi. "Vuruldun gerizekalı kes sesini!" belime dolanan kollarlarla cırpınmaya basladım.
"Dur ölebilir o! Yalvarırım ambulans cagır!" diye bagırdım###############
Gözlerimi araladım kaç gündür böyle uyuyordum? Oda kapkaranlıktı. Gündüzü bile gece gibi hissediyordum. Arasa ne oldu acaba?
Uraz ne yapıyordur?
Peki ya oğlum? Özlemişmidir annesini?
Kilit sesi odada yankılandı. Odaya Okan girdi. Işığı yakınca gözlerimi kıstım. Yanındaki... Burak'tı!
Ayağa kalkmak için bir hamle yaptım. Ama karnımdaki sızı beni durdurdu. Acıyla inledim. Burak "sevgilim?" dedi alayla.
"Seni pezevenk! Sen benim oğlumu-" suratıma yediğim tokatla geriye savruldum. Okan bana ilk defa tokat atmıştı. Okan burağ'a bakıp sırıttı.
"Hadi hasret giderin." dedi alayla. Burak'ta bana bakıp pis pis sırıttı. Okan odadan cıkınca Burak üzerime dogru yürümeye basladı. O geldikce ben geriye dogru kacıyordum. Yataktan kalkmak icin hamle yaptım ama kolumdan tutup yataga yattırdı oda üzerime cikti.
Cıglık atmaya basladım. "Bırak!" diye haykırdım bir eliyle kollarımı tuttu diger eliyle agzımı kapadı. Kafasını boynuma gömdü. Dudakları arsızca boynumda dolanıyordu. Agzımdaki eli bagırmamı engelliyordu.
"Hasret kaldım sana kavustuk ama sonunda." diye mırıldandı. Tsortümü sıyırdı. Hırsla ısıyordu boynumu. Gözyaslarım durmadan akıyordu.
Silah sesi patlayınca,korkum dahada büyüdü. Ama Burak umursamıyordu. Uraz... Gec kalmıstı. Ben onun olamayacaktım artık,onun saf ve temiz mirası olamayacaktım. Silah sesleri kesilince ayak sesleri yaklaştı.
Elini agzımdan cekti burak suan kendinden gecmisti.
Cıglık attım. "Bırak beni! Uraz seni gebertecek!" diye haykırdım. Kapı kırılınca
Burak durdu. Urazı görmemle bayılmam bir oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
Narrativa generaleMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...