***
Insanların kaybetmekten korktuğu seyler vardır ve bu korku insanları çaresiz ve gücsüz kılar. Kendimi şuan en gücsüz,en caresiz insan hissediyordum.
Uraz benim uyuşturucumdu,gün gectikce dahada cok baglanıyordum.
Suan karşımda haraketsiz ve bitkin yatan benim kocam olamazdı.
Gözümden akan yaşlar yanagımda bir yol ciziyordu.
Ne zamandan beri Uraz'ı izliyordum böylece hic bilmiyordum ama bacaklarım hissizlesmisti.
Yogun bakımdaydı. Doktor son yirmi dört saattin önemli oldugunu söyledi uyanırsa uyanacaktı yoksa... Onu makineden ayıracaklardı.
Iki günden beri öylece yatıyordu. Bugün hastaneye gelebilmiştim,korumakla yükümlü oldugum dogmamıs bir bebegim vardı. Düşük tehlikem vardı hâlâ.
Poyraz "yenge otur biraz hadi." Dedi.
Sevda annenin yanına oturdum.
Elimi karnıma yerlestirdim.
"Baba iyilesecek annecigim..." diye mırıldandım.
Telefonum çalınca arayan kişiye baktım,Ayşe teyzeydi.
"Efendim?" Dedim hırıltılı cıkan sesimle.
"Ateş hiç durmuyor kızım,ne yapsam durduramıyorum. Bende kızımı cagırdım ama oda durduramadı oğlanı."
"Tamam geliyorum." Diyip telefonu kapadım.
Poyraz "ne oldu yenge?" Diye sordu.
"Benim eve gitmem lazım,Ateş durmuyormuş."
"Ben götüreyim?"
"Gerek yok. Şoförle geldim ben zaten." Diyip ayaklandım.
Poyraz benim koluma girip çıkışa kadar eşlik etti.
Şoför kapıda hazır bekliyordu zaten arabaya binmeden önce Poyraz'a sarıldım.
"Uraz uyanırsa ona geleceğimi söyle olurmu? Özlemiştir şimdi beni." Dedim titreyen sesimle.
"Merak etme Mira. Uyanacak o icinde süphe var biliyorum ama o şüpheyi hemen def et."
Arabaya bindim kafamı cama koyup düsüncelere daldım.
Uraz'a birşey olursa...
Ateş'e ve doğmamış bebeğimize ne diyecektim ben? Babanız öldümü?
Yada beni zorla Poyraz'la evlendirmeye kalkarsalar cocuklarıma babanız ölünce amcanızla evlendimmi diyeceğim?
Tabii Poyraz'la evlenmem ama bir ihtimal diyorum sadece.
Ama Uraz beni bırakmaz degilmi?
Su ne hikmetse oradan kacmıstı ama onu buldugumda yemin ederim dogduguma pisman edecektim!
Babası beni arayıp özür diliyordu bide utanmadan!
Araba durunca geldigimizi anladım ve indim.
Konaga girdigimde Ates'in aglaması kulaklarıma ulastı.
Genc bir kız kosarak yanıma geldi ve atesi kucagıma verdi.
"k-kusura bakma hanımagam,susturamadım bir türlü." Dedi. Ellerini önünde baglamıs kafası eğikti.
"Önemli degil canım. Ates'e bir tarhana corbası yaparmısın acilen?"
"Emrin olur hanımagam." Diyip mutfaga kostu genc kız.
Avludaki sedire oturdum ve Ates'i sakinlestirmeye calıstım on dakika sonra susmustu.
"Baba neyde?" Diye sordu Ates bana.
Gözlerimi sımsıkı yumdum.
"Baba birazdan gelecek miniğim."
Ateş'e sımsıkı sarıldım. Ates'e baktıkca Uraz'ı görüyordum zaten benziyorlardı.
Genc kız elinde bir tepsiyle geldi.
"Sizde acıkmışsınızdır diye sizede koydum." Dedi.
"Teşekkürler. Otursana bir." Diyip elindeki tepsiyi aldım.
Karsıma oturdu.
"Adın ne senin?"
"Ezo."
"Yaşın kaç?"
"Yirmi birdir,hanımağam."
Benden utandıgı belliydi.
"Okuyormusun?"
"Hayır."
"Niye?" Diye sordum.
"Babam beni okutmamıstı ilkokul terk."
"Tamam gidebilirsin." Diyip tepsiyi masaya koydum Ates'in corbasına minik minik ekmek dilimledim.Ates'e yedirdikten sonra az birsey bende yedim. Iştahım yoktu fazla.
Simdi hastaneye gidecektim zaten.
"Ezo?" Diye seslendim.
Ezo kosarak yanıma geldi.
"Buyrun hanımağam?"
"Ateş'i al. Birsey olursa hemen ara beni,hasteye gidiyorum simdi."
Ates'in yanagına bir öpücük kondurdum.
"Anne babayla geri dönecek birtanem. Akıllı dur olurmu?"
#####
Doktordan izin alıp Uraz'ın yanına girdim. Sadece beş dakikam vardı.
Gözümden akan yaşları durdurmaya calısıyordum,olmuyordu.
"Ben geldim birtanem." Dedim titreyen sesimle.
Sandalye cekip oturdum ve elini tuttum.
"Ağlamama kızardın uyanık olsan ama elimde değil korkuyorum sadece senin icin degil oglumuz ve dogmamış bebegimiz icinde." Derin bir ic cektim. "Uraz... ne olur ac gözlerini açki geceme ışık ol,içimdeki yangını söndür. Uraz... Seni cok seviyorum,bunu cok dile getiremiyorum biliyorum ama sen hissediyorsun bunu biliyorum. Uraz ben sana dediklerim icin pismanım ben senin sevgini iliklerime kadar hissediyorum."
Agzımdan bir hıckırıp koptu.
Dudaklarımı elinr bastırdım uzun bir öpücük kondurdum,yanagımı eline yasladım.
"Uyan hadi. Bana kızmanı dahi özledim,oğlumuzda seni bekliyor daha cocugumuzun cinsiyetini ögrenemedik. Oglumuz olursa yine sana benzesin ben üç tane Uraz'la başa çıkabilirim."
Kafamı kaldırdım.
"Beni simdi yanlız bırakamazsın Uraz,buna dayanamam. Ben sana dedim o Su'yu gönder diye en basında söyledim hatta,sana daha cok baglandı. Uraz... Sen ölürsen ben nefes alamam,sen bana diyordun ya 'sen benim nefesimsin' diye,sende benim nefesimsin Uraz'ım."
Elimin altındaki elinde bir kıpırdanma oldu.
"Uraz?" Dedim merakla.
Bir dakika sessizlikten sonra
"Mira... M-mira." Dedi bitkin sesiyle.
"Buradayım,yanındayım."
Odaya doktorlar girdi.
"Hanımefendi cıkarmısınız? Hasta uyandıgına göre kontrol edelim."
Uraz'ın eline bir öpücük daha kondurdum.
"Geleceğim." Diyip cıktım odadan.
Poyraz birden kollarını bana sardı ve etrafında dönderdi.
"Kurtuldu be!" Dedi neseyle.
Ardından beni yere indirdi.
Gülerek elimi karnıma koydum.
"Amcası dikkat,yiğenin hâlâ tehlikede." Dedim.
Poyraz ellerini havaya kaldırdı.
"Pardon."
Boran babaya sarıldım.
"o uyandı baba."
Boran baba "Allah'a binlerce şükür olsun." Dedi.
Sevda anne'ye baktığımda sevinmişe benzemiyorduda neyse.Yine bizi bırakmamıştı,bir kez daha ölümle savaşmıştı ama bizi yine bırakmamıstı. Tam bir Uraz Soykan'dı işte.
######
Beş günün ardından Uraz hastanaden cıkıp eve gelmisti.Bir kac gün daha yatması gerekiyordu hastanede ama arıza Uraz tabii kabul etmemişti.
Uraz "Mira?" Diye seslenince sinirle nefesimi dısarı verdim. Sabır dilenerek odaya girdim.
"Efendim uraz?"
"Şu yastığımı düzeltsene." Dedi sırtındaki yastığı kasdederek.
Bugün beni bircok kez cagırmıstı salak salak seyler söylüyordu. Yok bacagım kaşındı,yok yastıgımı düzeltsene falan. Hamileyim yani bende banada acısa.
Yapmacık bir sekilde gülümsedim.
"kopsun o belin." Diye mırıldandım.
"Birseymi dedin güzelim?"
"Kopsun o belin dedim!" Diye tısladım.
Kolumdan tutup beni kendine çekti.
"Yaran!" Dedim telasla.
"Birsey olmadı." Diye fısıldadı. Sıcak nefesi yüzüme carptı.
"Seni özledim." Diye mırıldandı.
Gülümseyerek "bende seni özledim." Dedim.
Dudagını köprücük kemigime bastırdı ardından sulu öpücükler kondurarak omzuma ulastı.
Urazı yavaşca ittim.
"Rahat dur yaslan geriye,corba getirecegim sana." Diyip yataktan kalktım.
"Çok yoruyorsun kendini. Ayse teyzeye söyle o getirsin,ben ondan istiyorum."
Oflayarak odadan cıktım. Ayse teyzeye gidip Uraz'a corba hazırlamasını ve götürmesini rica ettim.
Telefonum calınca arayan kisiye baktım özel numaraydı.
"Efendim?" Diyip telefonu hopörlere verdim.
"Ben Su,cabuk şu Uraz'la gittiginiz meşhur tepeye gel." Diyip telefon suratıma kapandı. Sinirle agaga kalktım o sırada karsıma ezo cıktı.
"Ezo Uraz'ı oyala benim yoklugumu anlamasın isim var benim."diyip evden hızla cıktım.
Hazır duran beyaz arabama bindim.
Korumalarda arkamdan cıkıyorduki arabadan inip
"Gelmeyin lütfen!" Dedim sinirle.
"Ama hanımağam..." dedi korumaların biri.
"Size hanımaganız olarak emrediyorum! Gelmeyin pesimden!" Diyip arabama bindim. Ben gösterecektim simdi ona asık oldugum adama zarar vermek nasıl oluyormuş.
Telefonum arka cebimde öterken sinirle homurdandım. Kesin Uraz'dır.Otuz dakikalık yolculuktan sonra arabamı saga cektim ve indim.
Telefon rahat on kere calmıstır. Beni üst üste Uraz'dan baskası aramazdı.
Telefon yine caldı ama bu sefer kısa sürdü.
"Nerdesin Su!" Diye bagırdım. "Pislik yüzsüz cık ortaya!"
"Uraz agamızın karısına yakısır anca bu sözler. Aslında tam birbirinizi bulmussunuz biliyormusun? Agresif,kafasının dikine giden... Tek farkınız Uraz asla pes etmez ve yenilmez." Dedi alayla.
Sinirle arkamı döndüm.
Ona dogru yaklasmaya baslamıstımki silah cıkarıp bana dogrulttu birden aglamaya basladı.
"Bu tepede Uraz sana olan askını anlattı bana! Bu lanet tepede asık oldugum adamın asık oldugu kadını dinledim ben!" Diye haykırdı.
Güldüm ama sevincten yoksun bir gülümsemeydi sadece tedirginlik vardı.
"Niye Su? Kendini Uraz icin niye harcıyorsun. Gençsin güzelsin,yapma. Sana yazık."
"Ben Uraz'ı öldürüyordum resmen! Hersey senin yüzünden! Onunsadece ben hakediyorum ben!"
Öyle bir bagırmıstıki yüzümü burusturmadan edemedim.
"Sana acıyorum Su! O silahı dogrulttun madem vur hadi!" Diye bagırdım.
"Karnındaki o piçte,sende geberip gideceksiniz!"
Birden Su'yun arkasından Uraz belirince daha cok panikledim. Ya birsey olursa yine?
Uraz aniden bir kolunu su'yun beline diger eliyle bana silahı dogrulttuğu elini tuttu ve havaya kaldırdı.
Su cırpınırken ben birden yere oturdum.
Derin derin nefesler alıp vermeye basladım.
"Alın sunu barış!" Diye bagırdı Uraz acıyla.
Onları izlemiyordum. Arkamı dönmüştüm onlara,Mardin'i izliyordum ben.
Uraz kolumu tutup beni sinirle ayaga kaldırdı.
"Sen ne yaptıgını sanıyosun lan!" Diye kükredi.
Cevap veremedim.
"Eğer o Ezo bana yerinizi söylemeseydi suan hersey farklı olabilirdi Mira! Aklını basına topla artık yeter! Elimden bir kaza cıkmadan yürü şu arabaya hadi!"
"Yeter!" Diye bagırdım.
Ellerimi saclarıma gecirdim,aglamaya basladım.
"Korkuyorum anladınmı?" Diye bagırdım. "Seni kaybetmekten korkuyorum,düşüncesi bile nefesimi kesiyor anladınmı? Sen bana bagıramazsın,asıl sana yeter! Ben bizim icin kendimi tehlikeye attım,bana sarılıp öpeceğine gelmis burda bana bagırıyorsun!" Diyip yürümeye basladım.
Uraz kolumu tuttu.
"Sen kaybetme korkusunu benden iyi bilemezsin. Ben hayatımda kim varsa kaybettim senide kaybedersem benim yasamak icin bir sebebim kalmaz. Sen anlamak istemiyorsun,isine gelmiyor cünkü. Senin benden önce karnındaki cocugumuzu düsünmen lazım. Şunu kafana sokki ben hayatındayken kafana göre davranamazsın. Biz iyi kötü ne varsa birbirimizden saklamayacaktık,sen yine benden sakladın artık sana diyecek bir sözüm yok ne yapmak istersen onu yap cünkü artık ben katlanamıyorum. Aklın basına gelince bu konuyu bir daha konusuruz." Diyip arabaya dogru ilerlemeye basladı. Eli hep yarasındaydı.
Basımdan asagı kaynar sular dökülür gibi oldu.
Uraz'ın arkasından öylece bakakalmıstım,söylecek ne bir söz nede bir kelime geliyordu dilimin ucuna.
Icimdeki ses yine hata yaptın Mira diye haykırdı.Evet sanırım yine hata yapmıstım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM
General FictionMİRA VE URAZ'IN HİKAYESİ,BİR AŞKIN HİKAYESİ BU... Mira deli dolu bir genç kız idi,babası onu pamuklara sarıp büyütmüştü. Hayatını hep özgürce yaşamıştı. Mardin'e taşındı. Cok seviyordu o sehri,rüya gibi bir yerdi sanki. O sehir onun Cehennemi olursa...