Bölüm 74 KRİZ

6.3K 306 19
                                    


URAZ'DAN;
Annenimmi dedi bu kadın?
Yok lan yok dalga geçiyor benimle heralde.
"Ne diyorsunuz siz Yıldız Hanım?"
Çantasından bir patik çıkarıp masaya koydu.
B-bu patik.... benim patigimdi. Bir digeri bende vardı. Sevda'ya sordugumda "kayboldu" derdi. Patigin uzerinde Uraz yazıyordu. B-bundada yazıyordu,aynısıydı...

Biran kan beynime şıcramıştı.
Sinirle koltugumdan kalkıp odamın kapısını açtım.
"Meşgulum. Yavaştan gidin."
"Oğlum bir dinle."
Karşımdakı yaşlı kadin ağlamaya basladı. O yaşlı kadın öyle bir şekilde ağlıyorduki,inanmamak elde degildi. Sinirle kapıyı kapattım.
Kapının kapannmasıyla beraber şirket inlemisti heralde.
"Ya sen ne diyorsun be! Ne annesinden bahsediyorsun sen,benim bir babam var sadece annem yok!" Diye kükredim. Öyle bir bağırmıstımki bogazım acımıstı.
"Oğlum-"
Susturdum!
"Sus!"
Ses tonumda alçalma yoktu.
Karsımda aglayan kadına acımıyordum.
"Hep Sevda yüzünden." Dedi gözyaşları arasında.
"Bir anne evladını sonuç her ne olursa olsun terk etmez!"

MİRA'DAN...
Asansörden indiğimde Uraz'ın sesleri duyuluyordu.
Yıldız Hanım gelmişti.
Sekreter masasına toplanan meraklı personellere "İsinize hemen!" Diye bagırdım.
Vakit kaybetmeden Uraz'ın odasıns daldım.
Uraz sinirden domatese dönmüstü,Yıldız Hanım ise aglıyordu.
"Uraz?"
"Kapa şu siktigimin kapısını!"
Korkuyla irkildim. Hızla kapıyı kapattım.
"Ben seni bırakmak istermiydim yavrum? Hangi anne evladını geride bırakıp gider? Ama zorunda kaldim. Yoksa öldürecekti seni."
"U-uraz sakin-"
Beni susturdu.
"Ne sakini Mira! Kadının biri çıkmış bana annenim diyor ne sakini!"
Yıldız Hanım'a baktım.
"Gidermisiniz?"
Yıldız Hanım öylece aglarken içim parçalanmıştı.
Yıldız Hanım cantasını alıp odadan cıktı.
Uraz birden calısma masasındakileri saga sola savurmaya basladı.
Sinirini onlardan atıyordu.
"Uraz beni korkutuyorsun!" Dedim. Sesimi yükseltmiştim.
Uraz birden diz çöküp kafasını elleri arasına aldı.
Uraz'ın yanına,soguk zemine oturdum.
"Şuan sinirlenmen o kadar normalki,bu tepkilerine şaşırmıyorum. Hiç görmedigin annen çıkıp geldi. Ama sonra şükredeceksin sevgilim,iyiki bulmuşum annemi diyeceksin. O kadın ömrünün son zamanlarını seni kazanmak icin harcayacak,ilkde kabullenemeyeceksin. Cok zor gelecek ama sonunda pes edip kabulleneceksin."
Uraz ellerini kafasından cekip bana baktı.
"S-sen nereden biliyorsun hasta oldugunu?"
"Onu ben buldum."
Uraz tepkisizce kan canagına dönen gözleriyle bana baktı.
"Çık odadan Mira. Hadi."
"Tepki vermeyecekmisin?"
"Sana diyecek birşeyim yok."
Gözünden bir damla yaş aktı.
Gözyası ince bir cizgi halinde ıslaklık bırakıp aktı.
Ince ıslak cizgiyi öptüm.
"Kabulleneceksin."
Odasından cıktım.

Sirketten cıktıgımda Yıldız Hanım basamaga oturmus aglıyordu kosarak yanına gittim.
"Iyimisin Yıldız Anne."
"Beni affetmeyecek... Oglum beni affetmeyecek..."
Yıldız anne demistim evet. Birden agzımdan cıkmıstı. Hanım degil,anne diyecektim bu kadına.
Yıldız Anne'ye sarıldım.
"Lütfen... Zor olacak Uraz'ın affetmesi ama elbette olacak. Sen onun annesisin."
"Hic tanımadıgı annesi..."
"Yapma böyle Yıldız Anne. Bak bende yardımcı olacagım sana,lütfen."
"Oglum..." diyerek aglamaya devam etti.
Yıldız Anneye sımsıkı sarıldım.
"Geçecek... Zaman verin ona lütfen."

###

Yıldız Anneyi oteline kadar bırakmıştım.
Şimdide evdeydim ve Ateş'le ilgileniyordum. Biliyorsunuz Gamze hâlâ gelmedi.

Uraz'ın gelecegi anı iple cekiyordum. Yemek saatine az kalmıştı umarım gelirdi.
Hanife sofrayı hazırlarken öylece onu izliyordum.
Kafam darmadagın olmus,icim kararmıştı.
Aklımda tek bir soru vardı...
Bundan sonra ne olacak?
Yıldız Anne çok üzülüyordu. Uraz onu asla affetmeyecekti belki ama ona karsı yumuşayacaktı. Hayatında bir yere koyacaktı.
Biliyorum ben sevdigim adamı,yufka yüreklidir o.
Sevdigim adam...
Bana acı çektiren,hayatlarımızı iki yabancı gibi sürdürdügümüz adam...
Ne olacaktı bizim evliligimiz?
Düzelecekmiydi? Bitecekmiydi?
Ben suçlu degildimki! O üzülmesin diye saklamıstım o lanet sırrı.
Ama o ne düsündü? Onun arkasından iş cevirdigimi!
Özür dileyen taraf ben olmayacagım artık!
Nedense hep ben sucluyum ona göre. Kıran benim! Yıkan benim! Birseyler saklayan benim!
"Yemek hazır Hanımagam."
Oflarak kucagıma Ates'i alıp kalktım. Uraz bugünde gelmeyecekti.
Sofradaki yerimi aldıgımda Ateş'ide bebek koltuguna oturttum.
"Hanife bugün sen yedirirmisin Ateş'e"
"Yediririm." Dedi.
O sırada evin tahta kapısının gıcırtılı sesini duydum.
Kafamı cevirip gelen kisiye baktım.
Uraz...
Bugün gelmisti.
"Ellerimi yıkayıp gelirim." Dedi bana bakarak.
Kafami salladım.
Sonunda evli bir adam oldugunu hatırlamıştı.
Gerizekalı!
Uraz on dakika icerisinde üzerini degistirmis,elini yüzünü yikayıp gelmisti.
Hanife ona yemek koyduktan sonra yemegini yemeye basladı.
"Evli bir adam oldugunu hatırlaman sevindirici." Diye geveledim.
"Mira yemegini yemeye devam edermisin? Canım sıkkın birde kendinle ugrastırma beni."
Hanife bir gerginlik oldugunu anlamıs olacakki "Ateş doydu. Ben onu odasında oynatayım." Diyip Ateş'i alıp gitti.
Elimi masaya vurdum.
"Artık kendine gel! Ben seni her haltında affettim! Sende beni affedeceksin,zorundasın!" Diye tısladım.
Uraz sinirle masaya vurdugum elime sonrada yüzüme baktı.
"Hazmedemiyorum bana yaptıgını Mira! Benden herseyi saklasan başımın üstüne ama bu... bu."
Sustu.
"Hazmedeceksin Uraz! Anladınmı! Ben karnımdaki bebekle,birde 3 yasındaki cocukla senin bu eve ne zaman gelecegini bekleyemem!"
Uraz oturdugum sandalyemi kendisine yaklastırdı. E dogal olarak bende ona yaklastım.
"Sesini alçalt!" Diye tısladı.
O diyene kadar bagırdıgımın farkında bile degildim. Ama iyice zıvanadan cıkarmıstı beni.
"Dayanamıyorum anlıyormusun? Artık katlanamıyorum! Ben mutsuz olmaktan sıkıldım Uraz! Söylesene bizim kaç mutlu anımız var?"
Uraz sadece yüzüme baktı.
"Odada konuşalım kalk!"
Hızlı adımlarla odaya gittik.
Odaya girdigimiz an elimi belime yerlestirip meydan okurcasına Uraza baktım.
"Cevap ver!" Dedim. "Bizim kaç mutlu anımız var!"
Yine cevap yok.
Sinirle güldüm.
Artık sinirdende gülebiliyordum,ayarlarım bozulmustu.
"Eldeki parmak sayısını geçmez!" Diye tısladım. "Çünkü sen arıza bir adamsın,ben neyim? Güvenilmez bir kadın degilmi?"
"Mira-"
Susturdum.
"Sus!" Diye bagırdım.
Gözümdeki buğulanma ağladıgıma işaretti.
Kim bilir ne kadar gücsüz gözüküyorumdur.
"Benim sabrım kalmadı Uraz! Benim senin şu güvensiz hallerine sabrım kalmadı!"
Busefer sesim yüksek cıkmıştı.
Uraz gözlerini sımsıkı yummuş,çatık kaşlarla beni dinliyordu.
Sinirim artık beni ele gecirmis gibiydi. Zangır zangır ellerim titriyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar sinirlenmistim.
"herseyi senin icin yapıyorum! Ama sen o kadar güvensiz ve salaksınki bunların farkında degilsin!" Diye bagırdım. Avuc iclerimle hırsla giysi dolabına vurdum.
"Bıktım!"
Arka arkaya iki kere tekrar vurdum.
Beni kendine cekip sarılan Uraz oldu.
Yere çöküp beni gögüsüne yasladı. Tsortünü avuc iclerime alıp sıktım.
"Yeter artık Uraz! Mutlu olmak istiyorum,canım acıyor artık!"
Uraz saclarımın arasına öpücük kondurdu.
"Tamam birtanem,verdigim sözü tutacagım. Seni mutlu edecegim. Gururumu bir kenara bırakıyorum,yanındayım."

***

Kac saattir bu pozisyonda duruyorduk bir fikrim yoktu. Havadan belli oluyorduki,sabah oluyordu. Uraz hâlâ bana sarılıyordu,benim kafam ise gögüsündeydi.
"Özür dilerim..." diye fısıldadım.
"Bu son Mira... Son."
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni cok cok seviyorum." Diyip saclarımın arasına öpücük kondurdu.
"Annenile gitip konustum diye kızgınmısın?" Diye sordu.
"Tuhaftırki hic degilim. Hatta sana hak verdigim biran bile oldu. Ben olsam bende yapardım."
"Empati kurman güzel. Ilerleme var sende." Dedim gülümseyerek.
Uraz beni gögüsünden ayırdı. Yüzümü elleri arasına aldı.
Dudagıma kısa bir öpücük kondurdu.

***

Uyandıgımda saat 12.00'dı. Uraz hâlà uyuyordu. Gerci benimde uykum vardı ama ilgilenmem gereken bir Ateş vardı.
Uraz'ın yanagına bir öpücük bıraktıktan sonra yataktan kalktım.
Banyoya gidip rutin işlerimi halllettim.

Elimi karnımda gezdirdim. Buke bugün hareketliydi...
Son aylarımdı. Dogum yakındı ve hâlâ alısverise cıkmamıstık.
Şahsen ilk yıllarında bizim odamızda yatacagı icin odasını sonra döşeyebilirdik.
Bu konuyu Uraz'la baska bir zaman konusmalıydım.
Aramızda düzelmişti nasılsa...
Dün o kadar delirdikten sonra düzelmezse terk ederdim heralde. Sinirlendigimde ne yaptıgım ne dedigim belli olmuyor. Bu yönden Uraz'la benziyorduk.
Ama sadece bu yönümüz...
Gülümseyerek banyodan cıktım.
Uraz uyanmıstı.
Gözleri beni buldu.
"Günaydın." Dedim gülümsememi yüzümden silmeden.
Uraz'da gülümsedi uykulu bir sekilde.
"Günaydın güzelim."
"Kahvaltıya inecekmisin?" Diye sordum.
"Uyusam iyi olur." Diye mırıldanıp yorgana sımsıkı sarıldı.
"Peki."
Odadan çıkmadan önce üzerimi degistirdim.

Avluya indigimde kosarak mutfaga girdim.
Hanife Ateş'e birseyler söylüyordu. Sanki büyük bir adamla konusuyor gibi.
"Yaa Ateş ağam,benim hayatımda böyle. Bugün basını agrıttım ama napayım."
Kahkahamı tutamadım.
Hanife beni fark edince hemen "B-ben özür dilerim hanımagam."
"Hanife cok alemsin. Minicik cocukla ne konusuyorsun allah askına."
Hanife'de güldü.
"Ateş kahvaltı yaptımı?"
"Evet hanımagam. Sizede hazırlayayımmı?"
"Iyi olur." Diyip Ateş'ide alıp cıktım mutfaktan.
"Terasta yerim ben Hanife." Diye seslendim.
Terasa cıktıgımda sedirdeki yerimi aldım. Ateş'i kucagımdan indirmemistim.
"Anne babam nerede?" Diye sordu Ateş.
Daha önce bir cok kez demistim sanırım simdi bir daha diyorum Ateş'in yarım yamalak konusması bile bana huzur veriyordu.
"Uyuyor baban annecigim." Diye yanıtladım Ateş'i.
"Geldi baban oglum."
Uraz'ın sesini duyunca gözlerimi sesin yönüne cevirdim.
Tüm yakısıklılığıyla buraya geliyordu.
Ayh iste benim kocam!
Ateş'i kucagımdan aldı ve yanıma oturdu.
Ateş'le biraz oyun oynadiktan sonra tek kolunu boynuma atıp kndine yaklastırdı.
Derin bir nefes alıp birseyler fısıldadı kulagıma.

"Demismiydim hatalarına rağmen, herseyinle herşeyimsin."

Bölüm gecikti ama ailevi konularımla ugrasıyordum.
Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum.
Onun dışında Terörüde LANETLIYORUM.
Hayır mübarek gün dinlemeden,korkakça bir saldırı daha gerceklestirdiler.
Tüm sehitlerimizin ailelerine sabır versin.
Yine peygamber efendimize birsürü komşu gitti...

GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin