1.1

18K 823 40
                                    

Gözlerimi çalan aralıksız zil ile araladım. Mira çığlığı bastığında kucağıma aldım ve onu salarken odadan çıktım.

Bora Bey'de aynı anda odasından çıktı. "Kim bu?" diye sorduğumda üst kattan Duygu Anne indi.

"Bora sustur şu kapıyı Mira daha da ağlıyor!" Diye çıkıştığımda odama girdim.

"Ablacım ağlama." Onu pışpışlarken üzerime sabahlığımı giydim ve odadan çıktım.

"GÜNAYDIN KARAMANLAR!" Gelen ses ile kaşlarım çatıldı.

"Nerede benim pamuk prensesim, bal porsuğum, mercimek tanem?"

"EMRE!" Kıza kıza indim merdivenlerden. "Yasemin." Dedi emre.

"Seni öldüreceğim bana hatırlat." Emre gülerek bana yaklaştı.

"Nasıl bir annesin bebeği susturamıyorsun ver bana hemen susturayım ben." Gözlerim devrildi ve Mira'yı, Emre'ye uzattım.

"Gerizekalı evi zil sesiyle inletip bebeği uyandıran sensin. Sustur ve bir daha da Yasemin hakkında yorum yapma!" Dedi Bora Bey, Emre'ye gayette kızarak.

"Sabah ezanı okunsaydı bari Emre Oğlum." Dedi Duygu Anne.

"Okundu zaten Duygu Teyzecim."

"İma ediyor zaten gerizekalı."Dedi Bora Bey.

"Yasemin al bu susmuyor." Emre bebeği, bana vebalı gibi uzatınca derince soluklandım.

"Sustur sen, ben öyle seveyim."

"Emre seni döveceğim tamam mı?" Hızla mutfağa geçtim söylene söylene.

"Aşkım tamam." Onun mamasını hazırladım.
Dün geceden beri sinirlerim tepemdeydi.

Bora Bey eventte olan olayın hırsını benden çıkartıyordu.

Sanki Kara'ya gel ben bana sarkıntılık yap dedim.

"Mira aç ağzını." O biberonu alınca hemen susarken üst kata çıkmak için yavaşça adımladım.

"Yasemin."

"Emre sus!" Üst kata çıktım ve Mira'yı uyutmak için odama girdim.

Onun maması bitince kucağımda salladım. "Evet balım uykuya hadi."

Onu sallarken şarkı söylemeye başladım. "Taçlı kızım, ah yıldızım."

"Neymişim ben senden önce?"

"Hep sesini beklemişim, doğduğum günden bugüne." Uykuya dalan Mira'yı yatağına yatırdım.

Pikesini örttüm ve pijamalarımı çıkartmadan esneye esneye alt kata indim.

"Yasemin." Diye gelen ses ile bakışlarımı yerden kaldırdım. "Sen yat annecim daha sabahın 5.30'unda uyanık olmana gerek yok." Diyen Duygu Anne omuzuma dokundu.

"Emre nerede anne?"

"Salonda."

"Tamam anne." Salona geçtim. "Emre."

"Yenge." Yanına oturdum. "Saat kaç?" Telefonuna baktı. "Tam olarak 5.44" başımı salladım.

"Bu saatte ne bok işin var? Bu çocuk gece ne kadar huysuz, zor uyuyor biliyor musun?" Yastıkla Emre'ye vurdum.

"Yenge sen bi' kendi haline bak savaştan çıkmış gibisin." Emre'nin kolunu cimcirdiğimde Bora Bey, Emre'nin ensesine vurdu.

"Oha sağlı sollu ama ne bu ya?"

Sevgili BakıcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin