2.9

12.6K 535 51
                                    

*30 oy ve 20 yorum*

2 HAFTA SONRA.

Aradan 2 hafta geçmişti. Bade'nin yokluğuna alışamasamda alıştım diyebilecek durumdaydım.

Bora şuan işte, Aysel Abla pazarda, Mira arka bahçede Ali ile oyunuyordu, ben ise odamda ön bahçeyi gören camın önünde oturmuş düşüncelerimi ayıklıyordun.

Bora'nın geçmişi, çocukluğu yaraları ve yorgun geçmiş olsa bile şuan oldukça ağır, seviyeli bir adam olmuştu.

Duygu Anne'nin sâf değiştirmesi oldukça yanlış bir şeydi. Olmaması gereken, yapılmaması gereken ir durumdu.

Babaları hakkında bir şey diyemiyorum bile.

Baran hakkında da yorum yapamıyorum. Daha ergenliğin başında olan bir çocuğa illegal koşturmayacağı için nasıl dövebilir ki hatta bu şiddetin sonunda ölüsünü çıkatabilirsin.

Bu anne neredeydi? Çocuğunun canına kıyılırken.

Bade ve Bora'ya bir şey diyemiyorum ama Duygu Hanım neredeydi onca olaylarda.

Mahalle yanarken saçını mı tarıyordu yani. Akıl alır şey değildi.

Derince soluklanırken aklım benim önüme düşünmem için başka bir konu attı.

Ölüm maçları.

Bade bana ne demişti ya gerçek bir ölü ya da ağır yaralanma gerekiyordu maçın durması için.

Bora yaşından dolayı ise bana hep Kara'ya kaybettiğini ama 20'lerinden sonra kaybetmediğini söylemişti.

Demekki 20'lerinden sonra Kara'yla yarışmayı bırakmıştı çünkü o öyle bir hırsa sahipti ki önüne rakip olarak gelseydi eminim ki öldürürdü.

Karışık konulardı, aklım yetmiyordu bazen.

Bora'nın bedenindeki faça ve kemer izleri içler acısı bir haldeydi, hâlâ bile.

Düşünemiyordum.

Bu kadar olayın yanı sıra saçmalıkların zirvesi olarak da Bade'nin zorla Murat ile babası tarafından evlendirilmesi vardı.

Bora'nın Babası'nın, Bora'dan intikam almış olması için ne kadar etkilidir bir yöntem değil mi ama.

Bahçede beliren siyah arabalar ile ayaklandım. Kapı önü boştu, neden?

Korumalar neredeydi? Hızla yerimden ayaklandığımda, hırkamın cebindeki telefonumun varlığını  kontrol ettim ve alt kata indim.

Kapıyı açtım ve bahçeye çıktım.

"Merhaba." Uzanan ele baktım. Orta yaşlarda, siyah saçlı bir adamdı. "Merhaba." Dedim sadece.

Kollarımı göğüsümde birleştirdim. "Levent ben." Dediğinde başımı salladım. "Yasemin." Dedim tek düze bir sesle.

"Bora Bey'in sevgili değil mi?" Başımı salladım. Adam arkasındaki et yığınlarına kaşıyla beni gösterdiğinde koluma girdi iki kişi. "Ne oluyor be!"

"Patron bekliyor." Yerimde debelenirken çığlığı bastım. Ağzımı kapattılar. "Zor duruma sokma olan bebeğe olur." Mira'nın adı ile anında durum.

Eve geri döneceğim bu gece, buna emindim.

Ne kadar emin olsamda bedenimde korku kol geziyordu. "ALİ!" Diye bağırdığımda arabaya bindirildim. "ALİ!" Diye yeniden bağırdığımda Ateş'in havlamasını duydum.

Sevgili BakıcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin