Akşam olmuş evde tek kelime edilmemişti. "Yasemin ben çıkıyorum." Dedi Bora.
"Nereye?" Diye sordum. "İşim var."
"Maça mı gidiyorsun?" Diye sordu Bade, kardeşine.
"Neden yeniden maçlara başladın?" Diye sordu Bade sinirle.
"Kafamı karıştıran birisi var abla, o yüzden başladım. Daha açıklama ister misin?" Dedi ve evden çıktı.
Bade Abla ile birbirimize baktık. "Bade Abla, kardeşin tam bir ayı." Bade güldü.
"Nereye gitti?" Diye sordum Bade'ye. "Maça çıkacaktır."
"Ne maçı? Futbol falan mı?" Bade abla kahkahayı bastı. "Off hiç güleceğim yoktu. Bora futbol sever ama oynamaz. Ringlere çıkıyor. Ölüm maçlarına." Kaşlarımı çattım.
"Nasıl?"
"Gladyatörler gibi düşün ablam, o maçın bir kazanını var. Diğeri ise ölü." Ağzım açıldı. "Ha?"
"Gladyatör dövüşlerinin MMA ile karışmış hâli gibi düşün. MMA gibi koca bir kafes içinde yapılmıyor, basit bir minder dövüşü." Başımı salladım.
"Bir ölü, bir kazanan var, o yüzden ölüm maçı deniyor. Ya kişi gerçekten ölüyor ya da komalık oluyor ama genellikle ölürler." Tüylerim ürperdi.
"Abla, sen Mira ile ilgilensen benim dışarıda bir işim varda." Başını salladı.
"Olur ablam."
"Bir şey olursa Aylin abla mutfakta zaten." Başını salladı yeniden. "Yiğenime ben çok iyi bakarım sen hiç merak etme, dikkat et dışarıda." Başımı salladım ve üst kata çıktım hemen.
Odama girdim ve dolabımı karıştırdım. Kot şortumun üzerine lacivert bir bady giydim. Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirirken saçlarımı at kuyruğu yaptım.
Omuz çantamı aldım ve hızla alt kata indim. Mira'yı öptüm, Bade'nin kucağından. "Görüşürüz civcivim."
Evden çıktığımda kapıya baktım. "Ali." Diye seslendim bahçede yürürken. "Buyur yenge."
"Bora'nın gittiği yere götür beni." Şaşkınlıkla baktı. "Neden?"
"Ali, Bora sana 'Yasemin nereye gitmek isterse götür' demedi mi?" Başını salladı. "Evet."
"O Zaman götür." Arabaya bindiğimde Ali sabır çekerek bindi ve gaza bastı.
Bakalım neydi bu maçlar. Beni görse yapmadığı, demediği kalmayacaktı ama olsun.
İçimde bir ses onu bırakamazdı.
Dakiklar geçti. Ve araba durdu.
"Git sen." Diyip araçtan indim. "Hadi Yasocan kazan mübarek olsun."
Telefonuma bildirim düştü.
Ali: kapıya yaklaştığında Bora Bey'in seyircisi olduğunu söyle, biri bir şey derse benim getirdiğimi söyle. Ben içeriye haber saldım.
Yasemin: tamam
Kapıya yaklastığımda iri yapılı, dövmeli adamlar vardı. "Buyrun." Dedi adam bana.
"Bora'nın seyiricisiyim." İleri adım attığında önüme el düştü. "Kim getirdi sizi?"
"Ali." Bana baktı ve elini çekti. "İleri sağ, koridorun son odası." Başımı salladım ve ilerledim.
Etrafta ağır bir ter kokusu vardı, karanlık, daha doğrusu pek aydınlık bir yer değildi.
Düdük sesleri geliyordu etrafta. Geniş bir alana geldiğimde ringi daha doğrusu ring sayılan minderigördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Bakıcım
ChickLitHiç beklemediği bir anda baba olan Bora Bey ve hiç beklemediği bir anda iş sahibi olan Sevgili Bakıcı Yasemin.. ** Gözlerimi ağlama sesiyle açtım. Gecenin bir vakti kim? Hangi hakla bu denli bir bebeği ağlatırdı. Yatağımdan kalktım. Ayaklarımı sür...