Sevgili Bakıcım

2.3

Eve geldiğimizden beri heyecanından ölmek üzereydim. "Ay Bade hadi söyleyelim." Dedim heyecanla.

"Hayır tabiki de! Akşamı bekleyelim. Emre ve Bora aynı anda öğrenmeli."

"Küçük bri parti gibi yapalım mı?" Diye sordum ona merakla. "Hiç arkadaşım yokki." Dedi Bade.

"Yani var ama hepsi eşim ile bağlantılı. Eşim duymasın." Başımı salladım. "İstersen ben birini çağırabilirim." Bade gülümsedi.

"Gerçekten mi?" Dedi küçük çocuklardaki heycanla. "Evet."

"Tamam o zaman bana bırak her işi ve dinlenme bak."

"Canım benim." Bana sımsıkı sarıldığında ona sarıldım.

Mutfağa geçtiğimde Deva'yı aradım. "Alo." Dedi sakince.

"Naber?" Diye sorduğunda pasta malzemeleri çıkartıyordum.

"İyi eve yeni geldim, ilk iş gününde bitti." Gülümsedim. "Çok sevindim. Sevdin mi işi?"

"Evet, teşekkürler." Dedi heyecanla. "Tamamdır bu akşam, abini ve yengeni alıp bize gelir misin?"

"Ne oldu?" Diye sordu panikle. "Yok sakin ol, bir sorun yok."

"Eee?"

"Bade için küçük bir eğlence yapacağız, malûm baya ağır bir süreç geçiriyor."

"Ah elbette kaç gibi gelelim?" Düşündüm ve telefonu kulağından çekip saate baktım.

"Bora'nın gelmesine 20 dakika var, 1 saate akşam yemeğine bekliyorum sizi."

"Kızım hediye nasıl ayarlayacağım! Kapat geliyoruz." Telefon suratıma kapanırken pasta keki için hamurunu hazırlamaya başladım.

Yuvarlak kaba kek hamurunu döküp fırına attım.

Meyveleri yıkayıp hazırlarken bir yandan da kremasını hazırladım pastanın. Kremaya biraz dondurma ekledim.

"Aşırı leziz olacak." Dedim kendi kendime.

Ufak bir şarkı açtım kendi kendime eğlenirken kek pişmişti.

Keki ikiye kestim ve soğuması için bıraktım.

Kremaya bebeğin cinsiyetini belli eden gıda boyasını damlattım ve karıştırdım.

Krema rengi alırken keki süt ile ıslattım. Biraz dondurmalı krema, meyveler, çikolata parçaları tekrar krema, meyveler ve çikolatalardan bir kat yaptığımda diğer keki koydum.

Krema ile pastayı kapladım.

Küçük bir sıkma torbasına siyah krema yapıp incecik üzerine soru işareti çizdim.

Ufak yıldızlar yaptım.

Bedenim şarkıya kaptırmıştı kendini. "Gel yabani."

"Gör halimi."

"El bana, ben sana deli." Dans ede ede dolaba dinlenmeye bıraktım keki.

"Merhaba." Arkamı döndüğümde duyduğum ses ile korkuyla sıçradım.

"Allah!" Dedim elim kalbime giderken. "Ölecektim." Dedim Bora'ya.

"Sakin, sakin. Güzel eğleniyorsun." Ona gülümsedim. "Teşekkürler."

Masayı temizledim.

"Ee cinsiyet?" Diye sordu Bora. "Yok tövbe! Söylemem!" Ağzıma fermuar çektim. "Saçmalama söyle!"

"Tövbe dedim, demem ya!"

"Sataşma bana!" Mızmızlandım çocuklar gibi.

Kaçmaya çalışırken Bora iki elini bangoya koyduğunda araya sıkıştım. "Bırak." Bora yüzüme eğildi.