*40 oy ve 30 yorum*Şuan Via Montenapoleone denen lüks mağazaların bulunduğu bir yerdeydik.
Ben vitrinlere hayranlıkla bakarken. "Hangi mağza?" Diye sordu Bora. "Nasıl?" Dedim merakla. "Hangisine girmek istersin?"
"Böyle bakıyoruz yetmiyor mu?" Kafasını salladı. "Sen gerçekten farklısın, başka birisi olsa hadi girip alışveriş yapalım diye delirirdi. Sen niye yapmıyorsun?" Dudaklarımı büzdüm.
"Bilmem, böyle seninle el ele gezme fikri daha cazip geliyor." Bora gülerken saçlarıma öpücük bıraktı. "Gel bakalım."
Elimden tutup beni ilerttiğinde Versace'a girdik.
Bora, İtalyanca bir şeyler konuştu. "Mağza sorumlusu yanımıza geliyor, bekle güzelim."
Başımı salladığımda buna eş zamanlı vitrinlere bakındım. "Sevgilim gelir misin?" Bora'nın seslenişi ile vitrinleri bırakıp ilerledim.
"Arkaya geçiyoruz." Kaşlarım çatıldı. Önümüzdeki adama baktım.
Uzun, iri cüsseli, kumral bir adam bize İtalyanca konuşup yol gösteriyordu.
Gayet geniş, giyinme paravanı, aynaları olan bir yere geldik.
"Bu kısım özel müşteriler için, daha iyi hizmet almamızı sağlayacak."
Bora koltuğa otururken mankenlere baktım. Üzerlerine harika kombinler yapılmış olan mankenlere.
Servis edilen şampanya kadehini aldım.
"Aklında belli şeyler var mı? Denemek istediğin? Görmek istediğin?" Bora'nın sorusu ile başımı salladım.
"Hayır yok."
Bora kadına döndü ve İtalyanca konuştu yeniden, kadın bana döndü ve gülümseyip yanımızdan ayrıldı. "Az önce ön tarafta elin hangi mankene veya ürüne gittiyse alıp getirecekler, denersin. Beğendimizi de alırız." Ağzım açık Bora'ya baktım.
"Bora burada deli para dönüyor." Bora güldü. "E bende deli para döndürüyorum güzelim. Ayrıca lütfen iki kuruşun lafını yapma."
Ağzım şaşkınlıkla açım kalırken şampanyamı yudumladım.
Yani hayatın eziyeti, sefaleti bitti şimdi sefasını mı sürüyordum? İmkansız gibi bir şeydi.
Mağza görevlileri yanımıza geldiğinde bir sürü şey getirmişlerdi.
Siayyh, Versace armalı bir eteği elime aldım.
"Dene." Diyen Bora'ya baktım. "Hadi." Ona başımı salladım ve paravanın arkasına geçtim.
Beyaz eteğimi çıkartıp siyah eteği giydim.
O kadar güzel bir etekti ki, sade olmasına rağmen çok şıktı.
Paravanı arkasından çıktığımda Bora bana baktı. Dudakları aşağı doğru kıvrıldı. "Çok beğendim, alıyoruz."
"Şu topuklu ayakkabıyı da dene." Başımı salladım ve topukluyu denedim.
O da siyah, gold detaylı bir ayakkabıydı. Bir topuklu bu kadar rahat olmazdı.
Resmen harikaydı. "Bunları paket yapsınlar gidelim, sen şu siyah elbiseyi dene sevgilim."
"Fiyatlar çok fazla Bora, bununda çok değil mi?" Bora başını olumsuzca salaldi. "Hadi dene."
Oflayarak paravanın arkasına geçtim.
Elbiseyi bedenime geçirdiğinde sırtımdaki fermuara ulaşamıyordum. "Bora, görevli çağırır mısın? Fermuarı kapatamıyorum."
"Tamam." Bir kaç saniye geçti ve bedenimde eller hissetim.
![](https://img.wattpad.com/cover/372337244-288-k57693.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Bakıcım
ChickLitHiç beklemediği bir anda baba olan Bora Bey ve hiç beklemediği bir anda iş sahibi olan Sevgili Bakıcı Yasemin.. ** Gözlerimi ağlama sesiyle açtım. Gecenin bir vakti kim? Hangi hakla bu denli bir bebeği ağlatırdı. Yatağımdan kalktım. Ayaklarımı sür...