Başlama tarihi :
6 yıllık tıp, 4 yıllık psikiyatri eğitimimin ardından emeklerimin karşılığını fazlasıyla almış ve psikolog olmuştum. Bu fazlalık üniversitesiyi birinciklikle bitirmemle alakalı değildi. Yapılan törenle diplomamı alırken eğitimim sırasında bana eğitim veren hocalarımın benle birlikte sahneye çıkmalarıydı. Herkes bilir ki, öğrenciler diplomasını alırken sahneye aileside çıkar ve çocuklarının gururlarını yine ailecek paylaşırlardı. Benim ailem ise eğitim veren hocalarımdı. Çocukluğum çocuk esirgeme kurumlarında, gençliğim ise aile sosyal hizmetlerinde geçmişti. Devletin benim gibi kimsesiz çocuklara verdiği bursla okuyup önce üniversiteyi kazanmış sonra da bu üniversitede eğitimlerim sonucu üniversiteyi birincilikle bitirmiştim. İsmim anons edilip sahneye davet edildiğim de önce üniversite dekanı, ardından da tüm profesörler çıkmıştı sahneye. Tpkı diğer aileler gibi. En kalabalık aile benimkiydi. O kadar çok duygulanmış, o kadar çok memnun olmuştum ki, bu anı hiç mi hiç unutmaycaktım. Onlar ve onun gibi ben de emeği olan o kadar çok aile bireyim vardı ki, hepsi hayatımda sonsuza kadar yeri olacak, bir ömür boyu hepsine borçlu kalacaktım.
Şimdi ise bu borcu ödememin zamanı gelmişiti. Üniversite hocam bir hasta için benden yardım istemişti. Bu hastayla ilgili hiçbir fikrim olmasa da hocamın benden istediği sey çok yakından ilgilenmemdi. Bu yakınlık derecesi ise beraber yaşamak kadar ileriydi. Hocamın telefonda bahsettiği kadar, hasta ailesi ve etrafındaki herkesi kendinden uzaklaştırmıştı. Yalnız yaşadığı için bakıcı tutuyordu ama bakıcılar onun rahatsızlığından dolayı en fazla birkaç ay çalışabiliyorlardı. Her ne kadar hastane hastane gezip kendini tedavi etmeye çalışsa da, doktorlar hastalığının psikoljik olduğunu ve bir pskiyatrise gitmesi gerektiğini söylemişerdi. O’da maalesef çoğu kişi gibi bu durumu asla kabullenmemiş ve psikoloğa gitmemişti. Hocamın benden istediği şey, onun yeni yardımcısı, hizmetçisi olmamdı. Elbette kendimi kamufule etmek içindi bu. Çünkü hastanın psikologlara karşı tutumu malumdu. Onun yardımcısı gibi gözüküp, asıl amacım onu tedavi etmekti. Evet, ilk danışanımın o olması dışında çokça sorun vardı.
Bu görev benim için çok büyük ve boyumu aşan bir meseleydi. Çünkü daha yeni mezun olmuş, ilk danışanım ve işim böyledi. Böylesine riskli ve her psikoloğun yanaşmayacağı bir işi, ben de istememiştim ama gel gör ki hocamı da kırmıyordum. Benim üzerimde o kadar emeği olan birini nasıl geri çevirebilirdim ki? Ahde ve vefa... İkisi de bende fazlasıyla vardı.
Birkaç saat süren uçak yolculuğundan sonra Ankara’ya varmıştım. Hastam buradaydı ama önce hocam ve hastanın bir yakınıyla buluşacaktım. Hastanın yakını hocamın ahbabıydı ve bu konu hakkında direkt onu aramıştı. İlk olarak hocamında aklına en güvendiği kişi olarak ben gelmiştim.
...
Buluşmak için ayarlanan cafeye gelmiş ve kalabalığın içinde hocamı gözümle aramaya başlamıştım. Görmem için elini kaldıran ve sonra hemen ayağa kalkan hocamı görmemle gülümseyerek başımı salladım. Yanında kendi gibi ellili yaşlarda bir adam vardı. Traşından ve dik duruşundan anladığım kadarıyla devlet memuruydu ya da resmi bir iş yapıyordu.
Masaya vardığım da ilk olarak hocamla sarılmış ve kısa ayakta kısa bir hasbihal yapmıştık. Şaşkınlşıkla bana bakarak gülümseyen adam elini uzatmış ve ‘’ Hoş geldin evlat. ‘’ demişti. Bakışarı buram buram ‘ Bu çocuk işi başaramaz. ‘ der gibiydi. Nitekim sezgilerimde de yanılmamıştım. Adamın elini samimiyetle sıkıp sandalyeye otururken hocma yakşalıp, ‘’ Bu daha çocuk be Erkan. ‘’ diye sitem etmişti. Güvenip yardım istediği arkadaşı, yeni mezun olmuş toy bir öğrenciyi görevlendirmişti.
Hocam arkasına yaslanarak, ‘’ Doğuş benim en güvendiğim öğrencim. Tecrübeli olsak da onda ki yetenek, bizlere şapka çıkartır. ‘’ diyerek beni tanıttı ve ekledi. ‘’ Yaşına bakma, adamın gözüne bakmasıyla çözer herkesi. ‘’
‘’ Estafurullah hocam. Her şeye sizin sayenizde ulaştım. ‘’ dedim utanarak. Övgüler, eğitim hayatım boyunca alışık olduğum şeylerdi ama her zamanki gibi bu durumdan utanıyordum.
Adam benim alçak gönllü olduğumu görmesiyle dirseklerini masaya koyup ellerini birleştirdi ve kısılan gözleriyle bana baktı. ‘’ Çok özür dilerim, evlat. Eminim ki hocanın met ettği kadar varsındır. ‘’ dedi.
Hocam bana bakarak, ‘’ Bu benim yakın bir dostum Tuğgeneral Musa Bona. ‘’ diye tanıttı. Demek askerdi ve generaldi hocamdan yardım isteyen. Daha ilk gördüğümde traşından ve duruşundan, şimdi ise konuşmasından ve ciddiyetinden asker olduğunu anlayarak öğrenmiştim.
Hocam, ‘’ General bizden bir yakını için yardım istiyor. Hastanın ne rahatsızlığı var bilemiyoruz çünkü dediğim gibi psikolğa gitmek onu kendi içinde deli yapar. ‘’ diye açıklama yapıp hasta hakkında bilgi verirken dikkatle dinledim. Aslında hiçbir bilgi yoktu. Sadece hasta olduğunu biliyorduk.
‘’ Bak oğlum... ‘’ diye konuşan genarale başımı çevirdim ve onu dinlemeye başladım. Direkt olarak konuya girmiş, olayı açıkça ve ciddiyetle anlatmaya başlamıştı. Hemen çantamdan not defterimi çıkarak anlattıklarından hasta hakkında işime yarayacak olanları not almaya başladım.
‘’... Birol Alderen tıpkı benim gibi bir komutan. Senin gibi işinde çok başarılı ve özverili ama sorunu her neyse bu işine, hatta kendi yaşantısına bile engel oluyor. Emri altında ki askerlere gün geçtikçe daha acımasız davranıyor. Onun bu rahatsızlığını TSK duymadan göreve dönmesi gerek. Çünkü bu ülkenin onun gibi vatanına canını verecek komutanlara ihtiyacı var. ‘’ dedi.
‘’ Askerlerine acımasız davranıyor dediniz. Bu nasıl bir derecede acımasızlık? ‘’ diye sordum. Benim hemen işe koyulup generalle konuşmam neticesinde hocam sırtını sandalyeye yaslayarak sohbetten kendini uzak tutmuştu. Generalle konuşmamız sürecinde de hiç karışmamış ve yorum yapmamıştı.
‘’ Eziyet edercesine. Yani hiçbir şey onu memnun etmeye yetmiyor. Çok çabuk sinirlenip her şeye çok çabuk parlayabilior. Sonra, başta ailesi olmak üzere etrafındaki kişilere de tahammülü hiç yok. ‘’ diye kısaca anlattı ve ekledi. ‘’ Sana güveniyorum. ‘’
Aldığım notlarla derin bir nefes aldım ve not defterimi kapatarak, ‘’ Elimden geleni yaparım. ‘’ dedim. Anladığım kadarıyla komutanın ciddi bir psikiyatri desteğine ihtiyacı vardı. Belki de hakkında çok az bir bilgiye sahiptim ama onun bakıcısı rolüne gireceğim için eksik kalan bilgileri de onunla yaşayarak ve görerek edinecektim.