52. Sevgili Dostlarım

255 43 197
                                    

Selam! Burada olmayı gerçekten özledim. Son zamanlarda özel hayatımdaki değişiklikler ve şehir dışı seyahatler nedeniyle biraz ara vermeye, kendimi toparlamaya ihtiyaç duydum. Fakat aklım hep buradaydı. Defile sahnesini ve Chanyeol'ü bu bölüme dahil edemedim çünkü Baekhyun'un hayatının diğer yönlerine de bakmamız gerektiğini düşündüm. Yine de bu bölümü yazarken büyük bir keyif aldım. Umarım okurken aynı keyfi siz de hissedersiniz ve bölüm su gibi akar gider. Bir sonraki bölümü daha kısa sürede paylaşacağım çünkü burası bana gerçekten iyi geliyor ve benim de buna ihtiyacım var. Buraya kadar okuduysanız, yürekten teşekkür ederim. İyi okumalar, hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. 💗

(Bu bölümde arkadaşlarından sıkça bahsedildiği için hemen başa bir fotoğraf ekliyorum. Baekhyun'un hayatında çok fazla karakter olmadığı için büyük ihtimalle hepsini artık tanıyorsunuz ama yine de hatırlamak isteyenler olabilir. Fotoğraf düzenleme becerilerimin amatörlüğüne takılmayın, öpüldünüz.)



(Jisung, Jeongyeon, Baekhyun, Seulgi, Seungwan)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Jisung, Jeongyeon, Baekhyun, Seulgi, Seungwan)





Adımlarım beni işletme binasından uzaklaştırırken kaçmak istediğimi ele verircesine korkak ve aceleciydi. Kalabalığın gürültüsünden uzaklaşabilmek için acele ettim, bir süre sonra artık binayı göremeyecek kadar uzaklaşmıştım. Devasa bir izleyici grubuyla aniden karşı karşıya kaldıktan sonra kaygılarımdan arkadaşlarıma heyecanla bahsedeceğimi, onlarla konuşarak rahatlayacağımı ve hatta bir noktada gülüp geçebileceğimi zannetmiştim. Şimdi kampüste yapayalnız yürüyordum. Konferans salonundaki kalabalıktan ve sorulardan kaçabilmiş olsam da içimdeki sıkışmışlık hissi azalmamıştı. Aksine, her adımda daha da kötüleşiyordu. Göğsümde bir ağırlık, zihnimde rahatsız edici bir uğultu vardı.

Gözlerim, yanımdan geçen neşeli bir arkadaş grubuna takıldı. Onların arkasında, kol kola yürüyen üç kız derslerden şikâyet ederek gülüşüyordu. Tüm yaşıtlarım gibi gülüp eğlenmek, boş sohbetler etmek, komik videolar paylaşmak, sıkılmak, öylesine şikâyet etmek, basit sebeplerden tartışmak benim için hep uzak bir dünyaydı. İçinde bulunduğum her grupta; aile toplantılarında, sınıfta veya arkadaşlarım arasında her zaman yabancı olan, kalıba tam olarak uyamayan bendim. Seul'e geldikten sonra asıl sorunun eski yaşadığım yerin bağnazlığı olduğu fikrine varmıştım ama şimdi yine bir yerlere sığamadığımı hissediyordum. Bu sefer sorun neydi? Hangi noktada hata yapmaya başlamıştım? Grup buluşmalarının bazılarını kaçırmış olmam onları gücendirmiş olabilirdi. Belki de onları konuşmaya davet ederek kibirli görünmüştüm. İçimde bir huzursuzluk belirdi, arkadaşlarımın gözünde nasıl bir izlenim bıraktığımı düşünmeye başladım. Amatör bir kulüp toplantısına katılacağımızı söyledikten sonra onları salonun en arka koltuklarından birinde oturmak zorunda bırakmıştım.

Eyes of VenusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin