"Runway Kore Nisan baskısında amatör bir erkek modele yer vererek kendi kurallarına karşı geliyor. Cinsiyetsiz giysiler son zamanlarda gittikçe popüler hale gelmiş olsa da genç bir erkek modele kadın giysileri giydirilmesi Kore halkı tarafından karışık tepkiler topladı. Eleştirilere karşın dergi ilk haftasında birinci sıraya yerleşmeyi başardı ve 800 dolar değerindeki Chloé botların stokları tükendi."
Jisung sınıftaki herkes duysun diye makaleyi makineli tüfek gibi patır patır okurken hepimiz etrafında oturuyorduk, bir sosyal medya hesabı açıp pembe kürklü fotoğraflarımı paylaştığım andan beri çeşitli platformlarda yapılan eleştiriler yüzünden takipçilerim olağanüstü şekilde artmıştı ve Chanyeol insanların fotoğraflarımın altına yorum yapmasına bir süre izin vermememi tembihlemişti. Nayeon, Mina ve Sana sınıfın diğer ucundan beni süzüyordu çünkü henüz yeni hesap açtığım halde birdenbire hepsinden daha büyük bir takipçi kitlesine sahip olmuştum.
Jisung'un yanında otururken "Ne diyorlar?" diye sordum telefonuna bakarak. Yorumları açıp okumaya korkuyordum, dış görünüşüm hakkında yapılmış eleştirileri kaldırabilecek kadar güçlü değildim. "Çok kötü olmayanları söyleyin bana."
Jeongyeon kendi telefonunu kurcalarken iç çekti. "Saçma sapan konuşuyorlar, muhafazakâr halktan beklendiği gibi. Çekimler Amerika'da yayınlansaydı bu kadar tepki çekmezdi."
"Bikini giymiyordum ki." Şaşkınlık ve tedirginlikle güldüm. "Dayanamıyorum, ben de okuyacağım."
Masamın üstünde oturan Seulgi telefonumu elimden kaptı. "Bırak, zamanını bununla harcama, eleştiriler seni beğenmemeleriyle ilgili değil zaten. Eşcinselliğin onlara da bulaşacağını düşünen aptal homofobikler bir erkeğin pembe kürk giymesinden çok korkmuş."
Seungwan telefonunun ekranını gösterdi, çekimlerde giydiğim İspanyol paça pantolonun altında büyük ve kalın harflerle "TÜKENDİ" yazıyordu. "Eleştiriler sadece kötü yönde değil, seni beğenen büyük bir kitle de var. Baksana, normalde çok ilgi görmeyecek parçaların stokları tükenmiş, konuşmaya gerek bile yok."
Seulgi telefonumu geri uzattı. "Baban mesaj gönderdi."
Telefonumu kontrol edip bildirimi açtım, mesajda bir fotoğraf vardı. Babamın eski Mercedes'inin yan koltuğunda birkaç Runway kopyası üst üste duruyordu. Fotoğrafı büyütüp kaç tane olduğunu saydım. "Şaka yapıyor ol, lütfen." Bir kez daha saydım. "Babam on tane Runway almış, bunun yerine bana biraz harçlık gönderebilirdi, dergi çok pahalı."
"Dergi baban yüzünden çok satıyor olabilir mi?" Seungwan kıkırdadı. "Ayrıca ben de dün bir tane daha aldım."
"Aynı baskıdan neden ikinci kez aldın ki?" diye sordum.
"Birini koleksiyonuma eklemek için, diğerinin sevdiğim kısımlarını kesip dosyama yapıştıracağım. Dergileri kesmeye bayılırım." Seungwan gözleri kısılarak gülümsediğinde mahcup hissederek ne diyeceğimi bilemedim. Diğerleri de benim için derginin birer kopyasını almıştı ve ilgileri karşılığında onlar için ne yapabileceğimi bilmiyordum.
"Ünlü oldun Baekhyun. Bizi unutmazsın değil mi?" Seulgi sorduğunda gülerek elimi havada salladım, anında el hareketimi taklit etti. "Bak, hemen de değiştin."
Hepsi gülüştüğünde ben de güldüm. "Takipçilerim yurt kiramı öder mi acaba? Hepsi birer dolar gönderirse garsonluk yapmak zorunda kalmam."
"Sabret, yakında daha büyük işler alırsın eminim." Jeongyeon'un umut verici sözlerinin ardından hoca sınıfa girdiğinde Seulgi masamın üstünden atlayıp önümdeki sıraya yerleşti, ben de babamı dersten sonra aramayı zihnime not edip telefonumu sessize aldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/339886240-288-k809597.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes of Venus
FanfictionYabancı, bir cumartesi günü hayatımın orta yerine düşmeden önce sınırlarımın dışına çıkabilmek imkânsızdan daha zor zannediyordum fakat bunun canımı yakacağını bile bile aklıma koyduğu pembe hayallerin peşine takıldım ve daha güçlü biri olup yaşadık...