42. Tüm Çıplaklığımla

1.5K 95 477
                                    

Teknik arızlar biraz moralimi bozdu umarım bu sefer açabilirsiniz iyi okumalar 💗






"Bu gece gözüme bir başka görünüyorsun."

"Chanyeol, oyalama beni. Her tarafı dağıtmışım, baksana." Kollarının arasından ayrılmaya yeltendiğimde beni geri çekti, olduğumuz yerde öylece uzanıyorduk. Tüm gün mağazaları talan etmiş olmaktan bacaklarım ağrıyordu, küçük defilem odada bir faciaya sebep olmuştu. Yeni etiketli giysiler yatağın, şifonyerin ve aynanın üstüne bırakılmıştı, bir kısmı yerdeydi. Alışveriş torbaları ve denenip çıkarılmış ayakkabılar da hemen yanında duruyordu. Yatak odasında adım atacak yer yoktu. En azından hepsini kirli sepetine tıksam hiç fena olmazdı ama Chanyeol beni sıkıca sardığı için bir milim kıpırdayamıyordum.

"Bırak dağınıklığı, öylece kalsın. Hâlâ enerjin varsa yalnızca benim için harca."

Göğsünde dinlenirken pek çok yere çekilebilir sözlerinin ne anlama geldiğini görebilmek için başımı kaldırıp yüzüne baktım, bu gülümseyiş çok şey ifade ediyordu. Göz göze geldiğimizde ondan bir öpücük bekliyordum ve beklediğim gibi eğilip öptüğünde gözlerim kendiliğinden kapandı. Dudaklarının tadını aldıktan sonra keyifle iç çektim, bu küçük anlarımıza bayılıyordum. Dudaklarımı dudaklarının arasında ezişi ve ona eşlik etmem için bekleyişi, dikkatimi ona vermem için kullandığı en ezici yöntemlerden biriydi.

Tek eliyle çenemi büsbütün kavrayıp dizinin birini bacaklarımın arasına koyduğunda aynı anda dili de ağzımın içine girdi. Hızına ayak uyduramayıp kolunu kavradım, geri çekildiğinde soluk soluğaydım. Bazen öyle çabuk hararetleniyordu ki ona yetişemiyordum. Heyecan içinde gülümserken yutkundum, dudaklarının tadı hâlâ ağzımın içindeydi. Ona bu kadar yakınlaşınca iyice sıcakladığımı hissettim, oysa iyice yukarıya sıyrılmış mini kot etek tam da kalçalarımın altında duruyordu.

Eteğimi düzeltmeye yeltendiğimde elimi tutup durdurdu, sonra elimi bacaklarının arasına götürdü. Şişkinliğine dokunduğumda öpüşürken dahi neden hınzırca gülümsediğini anladım, öyle bir öpüşmenin hiçbir şeye sebep olmayacağını düşünmek haddinden fazla masumdu. "Senin yüzünden." Söylemesine pek gerek yoktu gerçi ama önünde pek çok kez soyunduktan sonra bunun artık aramızda doğal bir hal aldığını zannetmiştim.

"Chanyeol." Mahcup bir gülüşle yüzüne baktım, onu reddedebilmek dünyanın en zor şeyiydi. "Cidden sadece giysileri kirli sepetine koyabilecek kadar enerjim var, çok yoruldum."

Bu sefer dudaklarını büken o oldu. "En azından..." Eteğimin arkasına uzanıp etiketine kuvvetle asıldığında ona şaşkınlıkla bakakaldım. "Bu halini daha sonra bir kez daha görmeme izin ver."

"Ah, hayır." Elinden aldığım etikete üzülerek baktım. "Ucuz değildi, geri verecektim."

"Ben satın alıyorum."

"Harika, bir eteğim oldu. Sırada ne var?"

"Sırada bana yardımcı olman var." Ne tür bir yardımdan söz ettiğini anlayamadım, elimle yapmamı mı yeğler yoksa ağzımla mı bilmiyordum ve sansürsüz kelimelerle sorabilecek kadar utanmaz değildim, en azından o an o kadar utanmaz değildim. "Nasıl?" diye sorarken yine de yanaklarımın ısındığını hissettim, sesim çok derinlerden geldi.

"Kolay, seni yormayacağım." Yüzündeki ifade tam tersini söylüyordu, gülüşü kafa karıştırıcıydı. Dudaklarını yavaşça boynuma bastırdı, kulağımın altına öpücükler bırakarak beni mest etti. Kendimi temaslarına bırakırken gözlerimi kapattım. "Sana sürtünmem sorun olur mu?"

Eyes of VenusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin