43. Köstebek

909 91 651
                                    

Burada tek başıma hissettirmemenizden mutluluk duyarım, fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin 💙




"Büyükanne!" Apartmanın uzağından büyükanneyi balkonda otururken gördüğümde seslendim, beni fark edip gülümsedi. Kaldırımı koşar adımlarla geçtim. "Ben geldim!"

"Koşmadan gel, düşme sakın." Büyükanne uyardığında onu duymazdan gelip hızlıca apartmana vardım.

İlk katta oturan başka bir büyükanne daha vardı, beni görünce güldü. "Torunun mu geldi?"

"Duyulmuyor mu?" Büyükanne de gülerek içeriye girdi. Yanından geçtiğim yaşlı büyükanneyi başımla selamladım. "Merhaba, Bayan Han."

"Bekle, al bakalım." Bana balkonundan parlak pakete sarılmış bir şeker uzattı, sevinçle teşekkür ederek şekeri cebime attım ve apartmana girdim. İkinci kata varan basamakları hızlıca tırmandığımda büyükanne kapısını sonuna dek açmış beni bekliyordu.

"Büyükanne, beni özledin mi?" Bana kucağını açtığında eğilip sarıldım.

"Beni unuttun herhalde diyordum, okulun varken bile daha sık gelirdin."

Surat astığında dayanamayıp bir kez daha sarıldım. "Unutur muyum hiç? Özür dilerim, aslında daha önce gelecektim ama sana bulaştırmak istemedim."

"Nasıl oldun, iyileştin mi? Yazın grip kapmak da neyin nesi?" Beni azarlaya azarlaya mutfaktan girilen balkonuna doğru sürükledi.

"Hiç bilmiyorum, epeydir hasta olmuyordum."

"Kahvaltı yaptın mı? Yemek ısıtayım sana."

"Chanyeol'le daha yeni yedik. Büyükanne, gel, uğraşma. Gerçekten tokum." Büyükanne buzdolabından biraz dilimlenmiş karpuz çıkarıp getirdiğinde balkondaki gıcırdayan ahşap sandalyelerden birine oturdum. Karpuz dilimleriyle dolu tabağı masaya bırakıp yanıma geldi. "Büyükanne, hazır mısın? Bir ay önce istediğin pantolonu nihayet bitirebildim." Acıklı bir gülüşle çantamdan kumaş pantolonu çıkardım, ne uzun sürmüştü. Pantolonu iki elimle havaya kaldırdım ve büyük bir hevesle vereceği tepkiyi bekledim. "Evet?"

"Beline lastik koymuşsun." Pantolonu elimden alıp üstüne tuttu, evirip çevirdi, yüzündeki ifade beklediğim kadar heyecanlı değildi.

"Rahat edersin diye düşündüm, cepleri de geniş ama pot durmuyor. İçine telefonunu sığdırabilirsin."

"Ama ben senden lastikli bir pantolon istemedim."

"Beğenmedin mi?"

"Beğendim, hoş duruyor. Yine de bana lastikten bahsetmeni isterdim çünkü şık bir pantolon istiyordum, rahat bir şey değil."

"Ben böyle daha iyi olur diye düşünmüştüm." Dudaklarım hayal kırıklığıyla büküldü, finallerden beri bu pantolonu dikmekle uğraşıyordum ve kumaşını sinir gözyaşlarımla süslemiştim. Alacağım tepkinin bu olacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Yaşlı birinin görünüşünü bu kadar umursamayacağını, onun yerine rahat giysiler giymek isteyeceğini zannetmiştim. "Düzelteyim öyleyse."

"Boş ver, düzeltme. Gidip deneyeyim ben bunu."

Büyükanne içeriye döndüğünde sandalyeye çöktüm ve dikiş makinesine kıstırdığım işaret parmağıma baktım. O kadar uzun süre uğraştıktan sonra böyle bir tepkiyle karşılaşmayı beklememiştim. İç çekerek çatalımı bir karpuz dilimine batırdım, karpuz buz gibiydi. Hava otuz dereceden fazlaydı ama apartmanın önündeki iri yaşlı ağaçlar güneşin katlanılmaz sıcağını kesiyordu.

Eyes of VenusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin