"MİNİ ETEK GİYEN ERKEK MODEL TARTIŞMALARIN ODAĞINDA."
"ERKEKLER NEDEN ARTIK KADIN GİBİ GİYİNİYOR?"
"TOPLUM ÇÜRÜYOR, MASKÜLENİTE TEHDİT ALTINDA."
Yanlışlıkla mesaj bildirimini açınca yüzümü ekşittim. "Baekhyun, o fotoğrafları hemen siliyorsun dedim sana. Yoksa bir daha Mokpo'ya adım atmanın hayalini kurma." Annemin numarasını engelleyip mesajlardan çıktım.
"EŞCİNSELLER TEDAVİ EDİLMELİ VE ÇOCUKLARIMIZDAN UZAK TUTULMALILAR."
Haber başlıklarını okurken henüz yeni telefonuma alışamadığım için ana sayfaya geri dönmek ve geri tuşunu bulabilmek konusunda beceriksizdim. Bu yüzden yanlışlıkla aynı haberleri açmaya devam ediyordum ama yine de insanların hakkımda ne konuştuğunu duymak istiyordum. İyi ya da kötü. İşte bu yüzden gözümü açtığım andan itibaren telefonum elimdeydi ve başka hiçbir şeye tam olarak odaklanamıyordum.
"Baekhyun, yorumları okumayı bırak."
"Tamam." Junmyeon seslendiğinde ekranı hızlıca kapatıp yatağıma fırlattım. İyi yorumlar harikaydı. Byun Baekhyun Miu Miu'nun imajına çok yakışıyor. Vücut proporsiyonları mükemmel. Güçlü bakışlarına bayıldım. Ben onunla gerçek hayatta karşılaştım, çok nazik birine benziyor. Kötü yorumlar da epey kötüydü. Niye o çirkin lensleri takıyor? Bunun gibiler topluma zarar verdiği için ıslah edilmeli ya da öldürülmeliler. İbneleri popülerleştirmeyin. Ve bir de mesaj kutumdaki tanımadığım insanların penis fotoğrafları ve onların fantezileri vardı. Sosyal medyada fazla dolaşıp birinin etekli fotoğrafıma boşaldığı videoyu gördükten sonra bir tür şok geçirip tüm gece uyuyamamıştım. Evet, ileri gidebileceklerini ya da fotoğraflarımı garip şekillerde paylaşabileceklerini biliyordum. Beni en çok şaşırtan şey etek giydiğim için hetero erkeklerin kendilerini tehlikede hissedip bu kadar paniklemiş olması ve beni tehdit edebilecek kadar agresifleşmeleriydi. Sosyal medya çılgınca bir yerdi, insanlar robotmuşum gibi beni acımasızca eleştirebildiği için kendimi saldırılara tamamen açık hissediyordum ve bununla nasıl baş edebileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Küçük yurt odamızın zemininde, yataklarımızın arasındaki ucuz halının üstünde otururken dikkatimi önümdeki yeni kesilmiş kumaşa verip dikeceğim yerleri iğnelemeye başladım, o sırada telefonumun bildirim sesi çaldı. Jisung'un mesajını okuduktan sonra çalışma masasının başında Junmyeon'a seslendim. "Jisung jajangmyeon yiyelim mi diye soruyor."
"Olur." Başını bile çevirmeden seslendi, çalışmaya sınavına son gün kala başladığı için benim her günkü halim kadar stresliydi, notlarını okurken kamburu çıkmıştı ve başını son üç saattir olduğu yerden hiç kaldırmıyordu.
Hemen ardından bir arama aldım, bu menajerdendi. Daha bir alo bile demeden hızla konuşmaya başladı. "Baekhyun, az önce az önce bir görüşme yaptım. Haftaya yapacağımız çekimler için tıpkı Miu Miu'da olduğun gibi görünmeni istiyorlar. Görüntünü koruman gerek."
İç çektim, galiba bu yaz gerçekten de hiç nefeslenemeyecektim. Hava müthişti, parlak gökyüzünde bir tek bulut yoktu, yurdun bahçesinde kuşlar cıvıldıyordu ve bu ılık günde diyetime dikkat etmek yerine arkadaşlarımla çimenlerin arasına yayılıp onlarla dondurma yemek istiyordum. Burnumun kemerini tutup sıkkın bir şekilde cevapladım. "Tamam, Bay Woo. Dikkat edeceğim."
"Bu arada, Chanyeol'ün asistanına giysileri direkt ajansa getirmesini söylemiştim ama gidip kendi bildiği bir kuru temizlemeye vermiş. Ayrıca bir parçası eksik."
Junmyeon ders çalışırken daha fazla rahatsız olmasın diye sesimi alçaltıp konuşmayı kısa kesmeye çalıştım. "Sizi uğraştırmak istemediği için yapmış olmalı, hangi parça eksik?"
![](https://img.wattpad.com/cover/339886240-288-k809597.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes of Venus
Fiksi PenggemarYabancı, bir cumartesi günü hayatımın orta yerine düşmeden önce sınırlarımın dışına çıkabilmek imkânsızdan daha zor zannediyordum fakat bunun canımı yakacağını bile bile aklıma koyduğu pembe hayallerin peşine takıldım ve daha güçlü biri olup yaşadık...