30. Davetsiz Misafir

1.1K 106 372
                                    

Güneş koyu renkli perdelerin ardından içeri sızmaya başladığında kendimi gözlerimi açmaya zorladım. Yeterince dinlenebilecek kadar uyumuştum ama vücudumu sarmalayan sıcak kolların arasında biraz daha kalmaya hayır diyebilecek kadar kararlı da değildim. Chanyeol henüz derin bir uykunun içindeydi, sırtıma yaslı gövdesi dingin nefesleriyle yavaşça yükselip alçalıyordu. Odadaki sessizlik salondan gelen sesle bozuldu, birimizin telefonunun kahve masasının üstünde titreşip durduğunu yatak odasından duyabiliyordum. Bızzt, bızzt, bızzt... Kim mesaj atıyorsa her kelimeyi ayrı mesajlar halinde gönderiyordu. Gözlerimi kapatıp bildirimlerin kesilmesini bekledim, bir an için durdu. Sonra devam etti. Bızzt, bızzt, bızzt...

Chanyeol'ün kolunu yavaşça üstümden kaldırmaya çalıştım, birden karnımı daha sıkı sardı. "Chanyeol." Yavaşça seslendim. "Sanırım birimizin telefonu çalıyor."

"Çalsın." Mırıldandı, kalın sesi hâlâ uykuluydu.

"Önemli bir şeyse?"

"Beş dakika bekleyebilirler."

Dudaklarını enseme koyup olduğu yerde beklediğinde gözlerimi kapattım ve karnıma dolanmış kaslı kolunu okşadım, dün gece sevişirken yorgunluktan dizlerimin üstünde dahi duramadığımda Chanyeol uzatmaya çalışmamış, benden sonra işini hızlıca bitirmişti. Sanki geceyi yarıda bırakmışız gibi hissediyordum, ikimiz de doruklarımızda olduğumuz halde devam edememiştik. Kollarında neredeyse baygın düşüp uyuyakalmıştım, üstümü örttüğünü dahi hatırlamıyordum.

Uyanması için elini hafifçe sıktığımda dizini dün gece koltukta yaptığı gibi bacaklarımın arasına koydu, bir farkla, Chanyeol tamamen çıplaktı ve ben de bir pijama altı giymiyordum. Onun uyukladığı konusunda yanılmıştım, tamamen uyanıktı. Benimle bu pozisyonda uzanırken hınzırca kalçalarıma dayanmış, enseme tatlı öpücükler bırakarak dikkatimi dağıtmayı başarmıştı.

Elini tutmaya devam ederken şaşkınlığımı gizleyemedim. "Daha gözünü bile açmadın."

"Gözlerim kapalı da yapabilirim." Uykulu kıkırtısı beni de gülümsetti, dudaklarını kulağımın arkasına bastırarak yavaşça arkama sürtündü ve kalçalarımın arasındaki iç çamaşırını yukarıya doğru çekiştirdi. "Bunu çıkarmamışız."

Elini aşağıya, örtünün altına uzatıp iç çamaşırımı yavaşça dizlerime doğru indirdikten sonra kollarımı öperek yatağın içinde yavaşça aşağıya doğru kaydı. Beni sırtüstü çevirip dantel iç çamaşırını ayağımdan çıkardıktan sonra örtülerin altında gözden kayboldu. Zihnen kendimi yeniden bir bütün olmamıza hazırlamışken saçlarını bacaklarımın arasında hissettiğimde gülerek kıpırdandım, sıcak dili bacağımın iç kısmını ıslatarak yukarıya doğru çıktı. Etimin en yumuşak kısmını emip dişlerinin arasına aldığında kıkırdayarak şikâyet ettim. "Chanyeol, ısırıyorsun!"

Ses örtünün altından, derinlerden geldi. "Kahvaltımı yapıyorum burada."

Dili kalçalarıma ulaşıp en gizli yerlerime temas ettiğinde gözlerim geriye kaydı ve başımın altındaki yastığı avuçlayıp derin bir nefes aldım. Eli penisimin etrafını sardı ve testislerimi ağzıyla ıslattı, bu ıslaklığın arasında içime yavaşça sokulan parmağı memnuniyetle karşıladım. Gözlerim kendiliğinden kapandı ve keyifli bir gülümsemeyle başımı yastığa bıraktım. Sonra hatırladığımda yüzümü kızartacağına emindim ama vücuduma yaptığı şeylerden utanmazca çok hoşlanıyordum. Penisimi çekmesinden, testislerimi yalamasından, parmaklarını içimi sokmasından ve hatta beni ısırmasından bile. Yaramaz ve tutkulu dokunuşları yüzünden ellerinin arasında eriyecek gibiydim.

Penisimin köküne kondurduğu sıcak öpücüklerin devamında çok geçmeden aynı onun gibi dimdik sertleştim, parmağı içimde sinsice ilerleyerek beni daha da keyiflendiren o noktayı buldu. Hafifçe titreyerek ağzımdan kısık bir inleme kaçırdım, tepkime karşılık parmağını aynı yere itmeye ve penisimi haylazca öpmeye devam etti. Kendimden geçerek derin bir nefes aldım. "Chanyeol." Uzun saçlarını sıkıca kavrayarak başını yukarıya çektim. "Ağzına al, Chanyeol."

Eyes of VenusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin