53

330 3 2
                                    

Gözde, yanına gelen garsona baktı ve onun "her zamanki yerinize geçebilirsiniz." Dediğini işittikten sonra teşekkür etti. Her zamanki masasına doğru ilerledi ve koltuğun ortasına kurulup arkadaşlarına baktı.

"Şimdi Melike ile Cengiz sağıma, Kardeniz ile Sude soluma geçsin! Nilüfer, ablasının yanına, Deniz de Sude'nin yanına otursun. Uygun mudur size?"

"Hanım ağamız buyurur da bize uygun olmaz mı?"

Gözde, Cengiz'in şakasına güldü ve ardından onu kolundan tutup Melike ile birlikte yanına oturttu. Arkadaşlarına baktı ve "ne içeriz?" diye sordu. Tam bu sırada garson yanlarına geldi ve onlara birer menü dağıttı. Sonrasında herkes birer birer alkol ve meze siparişi verdi.

"Ee Kardeniz? Uzun bir süre görüşmemiştik. Ne yaptın, ne ettin?"

Kardeniz, bacak bacak üstüne attı. Cengiz'e bakıp sırıttı ve "eski senin yolundan gidiyorum." dedi.

"Ciddi ilişki aramıyorum. Kimi beğeniyorsam onunla takılıyorum."

"Yalnız ben de eskiden çok fazla kadınla beraber olan biri değildim. Beş altı kişiyle anca beraber olmuşumdur."

"Yani benden sonra hareketlendin, öyle mi?"

Cengiz, anında "hayır hayatım." diyerek kendini savunmaya girişti fakat Melike'nin gülerek şaka yapıyorum." demesiyle savunmaya gerek kalmadı. Bu sırada biralar ve mezeler getirilmeye başlandı.

"Bugün birisini bulmak istiyorum."

Gözler tekrar Kardeniz'e çevrildi ve bunun üzerine, Kardeniz, "şaşırılacak ne var?" diye sordu.

"Sonuçta bekar biriyim. Hatta şu garson hoşuma gitti."

"Yalnız senden önce ben göz koydum. Hatta biraları dağıtırken keşiştik."

Kardeniz, Sude'ye kaşlarını çatarak baktı ve sonra gözlerini devirdi. Hafifçe güldü ve "tamam, senin olsun." dedi. Ardından bir yudum bira içti ve öylesine havadan sudan konuştular.

Cengiz, birasını fındık ve fıstık da yiyerek bitirdikten sonra ayağa kalktı ve "ben bir lavaboya gideyim." dedi. Melike "tamam tatlım." deyince gülümsedi ve ayağa kalkıp onun dudağına bir öpücük kondurduktan sonra lavaboya doğru yürüdü. Kabinde işini bitirdikten sonra çeşmenin karşısına geçti ve elini yüzünü yıkadı. Ardından içeriye giren bir adam gördü ve adama başıyla selam verdi. Sonra telefonunu çıkarıp Melike'nin içindekini birinci seviyeden çalıştırmaya başlayarak lavabodan çıktı. Çıktıktan sonra da oturdukları masaya bakıp sırıttı ve Melike ile göz göze geldikten sonra seviyeyi ikiye çıkararak yürümeye devam etti. Telefonu cebine koydu ve tekrar Melike ile Gözde'nin arasına oturdu. Bu sırada Melike'nin inlediğini görenler "ne oldu?" diye sordu.

"Yok bir şey, bu sıralar karnım biraz ağrıyor arada."

"Ludmila'ya söyledin mi? Ne yapılması gerektiğini falan söylerdi."

Melike, hafifçe gülümsedi ve alt dudağını ıslatarak "hayır." dedi. Bu sırada Cengiz, telefonunu çıkarıp masanın altına götürdü ve aletin seviyesini üçe çıkardı. Bunun üzerine Melike, inlemesini arttıracaktı ki bunu kuruyemiş yiyerek ve ikinci birasını içmeye başlayarak kamufule etti.

Cengiz, seviyeyi dörde çıkardı ve Melike çığlığa yakın bir inilti kopardı ve hiçbir şey bunu kamufule edemedi.

"Hanımefendi, iyi misiniz?"

Melike, garsona baktı ve başını aşağı yukarı salladı. Bunun üzerine garson, elindeki kuruyemişleri bıraktıktan sonra yavaşça uzaklaştı.

Haz Dolu Yaşamlar "Fuckbuddy"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin