Fantastik bir evrenden, başka bir fantastik evrene geçmekten daha kötü bir şey varsa; o da kocam olmayan birinin yatağında uygunsuz bir şekilde uyanmamdı. Üstelik karısı olduğumu ve karnımda çocuğunu taşıdığımı iddia ederek.
İlk geldiğim evrende zam...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(116) Ejder Dönüşümü
North ailesinin malikanesinden ayrıldığımda huzurluydum. Temiz havaya çıkıp tüm oksijeni ciğerime doldururken de öyle. Tedirgin gelmiş ama pamuk gibi ayrılıyordum. Laf sokma, dışlama, aşağılama yoktu. Aile sıcaklığı birlik ve beraberlik vardı. Bu yaşadığıma kendim bile inanamıyordum.
"Greinner?"
Arkandayım. Güçlü kanatlarımın sesini duyamayacak kadar mı kapattın zihnini Zambak?
"Çok garip hissediyorum, burada bir ailem oldu ve beni hiç yabancılamıyorlar. İkizler orada kalmam için ısrar etti biliyor musun?"
Duydum, her şeyin senin için yoluna girdiğine seviniyorum. Atla hadi, nereye gidelim?
"Akademi bugün yok gidip evde pinekleyim bari."
Sanki buna izin verecek de, kedi gibi gelip ara ara kapını eşeliyor!
"Kim?"
Yakışıklı olan!
"Antuan mı?"
Tek yakışıklı o mu Zambak? Ne zamandan beri onu yakışıklı buluyorsun? Hem ben ondan daha yakışıklıyım.
Boynundaki çıkıntıyı sımsıkı tutmadan önce sarıldım. Yüksek kahkahamdan rahatsız olup homurdanmıştı. Bu yüzden alçaktan uçarken bir iki ağaç alevinden etkilenmişti ama neyse ki ormandaki ağaçlar büyüyle korunuyordu. Aksi taktirde bu kadar ejderhanın olduğu bir evrende yangınlar kaçınılmaz olurdu.
"Teşekkür ederim Greinner, seninle sohbet edip bir şeyler içmek isterdim ama ne ikram edeceğimi bilemiyorum."
Büyük baş hayvanın yoksa bir şey ikram edemezsin Zambak. Gidiyorum ben zaten işlerim var.
"Ne işi?"
Senin yakışıklı bir arkadaşın oluyorda benim güzel bir arkadaşım olamaz mı?
Heyecanla ellerimle ağzımı kapadım. "Greinner inanamıyorum, senin sevgilin mi var?" Zihnime yaydığı ateş neyine inanamıyorsun der gibiydi.
Bu gece zihnini bana sakın açma çünkü ben öyle yapacağım.
"Vav," diye ellerimi havaya kaldırıp çığlık attığımda tozu dumana katarak uçup gitti. Gitmeden önce ise şu sözleri söyledi; Daha fazla bu saçmalığa devam edersen bahçendeki çiçekleri yakarım!
Huysuz ejderha! Koca ihtiyar! Hah, çiftleşecekmiş. Ay çiftleşecekmiş ve bu beni çılgınca heyecanlandırdı. Hala arkasından sırıtıyordum. Utandığı için bahçemdeki çiçekleri tutuşturmakla tehdit etmişti birde beni... Keşke şu kütüphanedeki kitaplardan bazıları elimde olsaydı ve bu konuyu araştırsaydım. Sonuçta ejderhalar hakkında her şeyi bilmemiz gerekiyordu... Tamamen bu amaçlı masum düşünceler içerisindeydim.