İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...
Ne yapmalıyım? Acaba odaya habersiz girsem kızar mı ki? Ah, şuan o kadar sevimli görünüyor ki. Bu kelimeyi Niall için kullanacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Bu anı yanına giderek bozamazdım. Belkide bu onun özel bir halidir. Bir kaç adım geri gidip girişte durdum. Yeni geliyormuş gibi yapmak en iyisi.
"Niall!" diye seslendikten sonra biraz bekleyip odaya yürüdüm. Tamda tahmin ettiğim gibi, forma elinde değildi. Elleri belinde odanın ortasında öylece duruyordu.
"Evet?" Sanki koşudan yeni gelmiş gibi olan sesi gülümsetti beni.
"Yemek hazır. En sevdiklerin." Hâlâ gülümsemeye devam ederken bana yaklaşıp ellerimi sardı. Yüzündeki gülümseme mutlu değildi. Acı çekiyordu sanki.
"Büyük sorunlarımız var. Ve halledilmez ise sonu ölüm olacak." Yumuşak dudaklarından dökülen kelimeler gülümsememi silerken, kaşlarımı çatıyordu. Kapıyı kapatıp beni yatağa oturttu. Belliki uzun bir konuşma olacaktı.
"Kim neden bizi öldürmek istesin ki?" Artık kim bizi öldürmek istiyor yetişemiyorum. Etrafda Niall'dan nefret o kadar insan var ki, acaba hangisi bizi öldürecek? Aslında aklımda birinci sırada olacak bir isim var ama onun bir nedeni yoktu.
"William herşeyi öğrenmiş. Seni ve beni." Pencerenin önündeki tekliye oturup başını geriye yasladı.
"Herkes yalan söyler Niall. Birbirimizi seviyoruz diye bizi öldüremez." Bu saçmalık olurdu. Yalan söylemeyem kim var ki?
"Ama herkes birini öldürmüyor. William, Amy'i de öğrenmiş. Şuan beni arıyordur." Ağlarmış sesine rağmen gözünde tek bir yaş yoktu. Güçlü durmaya çalışıyordu. Ya da beni korkutmamayı deniyordu.
"Demek Amy yumurtlamış ha?" İşte şimdi sıçtık! William kesinlikle Niall'ı öldürmeden durmayacak. Tanrım, ben onsuz ne yapacağım? En kötüsü ya beni de öldürürse?
"Diğer sorunda bu. Amy ne kadar beni söylemekle tehdit etsede, O asla söylemez. Başka biri söylemiş. Liam bana o gece Amy arkadaşındaydı dedi." Bu sırrı bilen kaç kişi vardı acaba? Ve o bilen kişi belliki Niall'dan nefret ediyordu.
"Peki şimdi ne olacak? Hep kaçacak mıyız? Ben artık normal hayat yaşamak istiyorum Niall." Yerimden kalkıp yanına yaklaştım ve küçük masaya oturdum.
"Ve o hayatta sende ol istiyorum İrlandalım." Bu kez ellerini ben tuttum. Parmaklarımla okşarken hissettirdiği yumuşaklığı bir daha hissedememek beni mahvederdi.
"Buna izin veremem." Gözlerimi ona diktiğimde, O hâlâ birleşik ellerimize bakıyordu. Geri çekilip bana bakmasını sağladım.
"Ne demek izin veremem? Beni terk mi edeceksin? Yine!" Her seferinde böyle mi yapacaktı? Bir sorun çıktığında beni terk etmesi saçmaydı. Çünkü bir yolunu bulup yine onun yanına dönüyordum.
"William seni yanımda görürse ölürsün, bunu bilmene rağmen beni hâlâ yanında istiyor musun?" Beni koruması her ne kadar hoşuma gitsede evet, onu yanımda istiyordum.
"Herşeyden çok." Dudaklarına uzanıp sıcak öpücük kondurduktan sonra ayağa kalkıp elimi uzattım.
"Aç kalmak istemiyorsan gidelim. Yoksa Paul hepsini bitirecek."
...................................................
Milyonuncu kez başımı sallayıp karşımdaki konuşmaktan kızarmış Linda'yı onayladım. Onu bir hafta boşlamıştım ve o bir haftanın güzelliğini şimdi anlıyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/25508858-288-k371040.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ (düzenleniyor)
Fanfiction" O lânet çenenizi kapatmanız için ne yapmam gerekiyor?" dedi Samantha. Niall ve arkadaşları sırıtarak Samantha'a bakıyordu. Kızı iyice süzdü. Dün gece onu gözetlemişti. Oraya neden gittiğini bilmiyordu fakat edebiyat dersinden sonra onu düşünmeye b...