47. BÖLÜM

1.9K 141 20
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Niall'ın Ağzından;

Titreyen ellerimi cebime koyup geçmesini bekledim. Yarım saattir böyleler ve eğer Harry hemen gelmezse daha kötü olacağım. Dönen başıma rağmen salonda volta atarken dış kapının sesi ile yerimde durdum. Beklediğim kıvırcıklar elinde siyah bir poşetle salona geldiğinde hızla yanına koştum. Artık dayanacak halim kalmadı.

Hiç birşey demeden poşetten kutuyu çıkardım ve sigarayı dudağımın arasına aldım. Cebimdeki çakmakla ucunu yaktığımda derin bir nefes aldım. Duman akciğerime giderken kendimi koltuğa attım. Daha dün bir paket bitirmiştim ve yenisine ihtiyacım vardı.

"Bunu nasıl içiyorsun anlamıyorum. Kokusu bile iğrenç." Harry burnunu tutup benden uzaktaki koltuğa oturdu. Benimde hoşuma pek gitmiyordu ama alışmıştım bir kere.

"Liam bunu idareli kullanman gerektiğini söyledi. Bazı insalar kayıpları farketmeye başladı." Saçlarını karıştırıp yerinde kıpırdandı.

Omuzlarımı silkip sigaramdan bir nefes daha aldım. Hiçbir şey umrunda değildi. Onu unutmak için buna ihtiyacım var. Ayık olduğum her an onu düşünürdum. Söylediklerimden sonraki bakışları daima karşıma geliyordu.

Masadaki içki bardağımı alıp tekte bitirdim. Neredeyse ayılıyordum ve yine olduğu gibi aklım beni ona itiyordu. Buna izin vermemeliyim.

"Niall." Kapandığını bile farkemediğim gözlerimi açtım. Harry'nin oturduğu koltuk boştu. Gözlerim tekrar kapanırken birinin "Niall." dediğini duydum. Salonda kimse yoktu ama sesler duyuyordum.

"Harry!" diye bağırdığım. Ayağa kalkmaya çalıştım ama dönen başım yüzünden yerime geri düştüm.

"Harry hangi cehennemdesin!" Bu sefer koltuğun kenarına tutunup ayağa kalktım. Mutfağa ilerlerken arkamdan seslendi.

Arkama döndüğümde gördüğüm vücutla dondum. Bardak elimden kayıp yere düşerken yaptığım tek şey ona bakmaktı. Karşımdaydı. Masmavi bir elbisenin içindeydi ve gülümsüyordu. Neden gülüyordu? Neden buradaydı?

"Sen na-"

"Buradayım işte. Seni özlediğim için geldim." Bana yaklaşmaya başladığında sadece ona baktım. Yanıma geldiğinda sağ eli yanağımı buldu. Hissediyor gibiydim. Gerçekten burada mıydı?

"Gerçek değilsin. Ben sarhoşum." Elini yanağımdan çekip ittim. Bir adım geriye gidip aramıza mesafe koydum. Bu hayaldi. O buraya geri gelmeyecek ve galiba alkol komasına giriyorum. Hayaller görmeye başladım.

"Sen sarhoş değilsin. Sarhoşumsu... Ama sarhoş asla." Tekrar bana yaklaşma başladığında aynı adımlarla bende geri gittim. Fakat ayağım kaydığı gibi yere düştüm. Başım sert zemine çarptığı için etraf dönüyordu.

"Lânet olsun! Neler oldu Niall?" Hiç bir şey yapmadan tavana bakarken Harry koluma girip beni ayağa kaldırdı.

"O b-buradaydı." Elimle az önce durduğu yeri gösterdim ama orada değildi. Ah, hadi ama! Daha demin orada durmuş bana bakıyordu.

"Kim?" Harry beni koltuğa oturttuğunda başımı sallayıp gözlerimi kapattım. Deliriyorum galiba. Önümdeki masada duran sigaramı aldım. Hâlâ yanıyordu. Bir kaç nefes aldığımda öksürmeye başladım. Her öksürdüğümde sanki boğazımda çiviler varmışta onları yutmaya çalışıyordum.

Merdivenleri hızla çıkıp odama girdim. Lavaboya yaslanıp öksürürken suyu açtım. Nefes bile zor alıyordum. Ağzıma gelen demir tadıyla yüzümü buruşturdum. Öksürüğüm durduğunda su ile ağzımı temizledim. Lavabo kan olmuştu. Lânet olsun, bu da nereden çıktı!

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin