30. BÖLÜM

2.3K 137 28
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Samantha'nın Ağzından;

Amy'nin amcası mı? O adam neden benim evime geliyorki? Tamam, teknik olarak Niall'ın evi ama bende burada yaşıyorum ve bu benimde evim yapar. Hadi tüm bunları geçtim Niall neden eve davet ediyor? Hem Amy'den nefret etmiyor mu?

Tüm bunları düşünürken çalan kapı ile yukarı kattan ışık hızıyla inen Niall'ı görmem bende şok etkisi yarattı. Ne de çok seviyormuş Amy'nin amcasını. Yüzüme en sıcak gülümsemeyi takıp kapıya yöneldiğimde takım elbiseli Niall'ın uzun ve hafif orta yaşlı bir adam ile el sıkışıyordu. Bekle! Takım elbise? Niall?

Onu tanıdığımdan beri belki iki kere görmüşümdür takım elbiseli ama o şimdi ölmüş eski kız arkadaşının amcası için giyiyor. Bu gece daha ne kadar şaşırtıcı ve garip olacak acaba.

"Tekrar merhaba evlât." Adam içeri geçince beni gördü ve baştan aşağı süzdü. Bu sinirlerimi bozsada gülümsedim.

"Bu güzel genç bayan kim?" Elimi öptü ve Niall'a döndü. Hey bende konuşabiliyorum. Bir yaşından beri hani.

"O Samantha." Pekâlâ bir sorun var. Eğer Niall bana tam adım ile hitap ediyorsa ve tanıştırıyorsa kötü bir durum var demektir.

"O... Harry'nin kız arkadaşı." Hayır. Bunu yapamaz. Bu daha büyük bir sorun. Neden beni Harry'nin kız arkadaşı diye tanıştırdı. Benden bu kadar mı utanıyor yani? Şuan sol tarafımı hissetmiyorum ve delice ağlamak istiyorum. Sevdiğim adam benden utanıyor.

"Bizim aptal kıvırcığın mı?" Niall onu onayladığında canım daha da acıdı.

"Senin gibi güzel bir bayanın öyle bir aptal ile ne işi olur?" Bana sorduğunu farkedince kendime geldim. Demek benimde konuşabileceğimi akıl etti.

"Emin olun efendim bende bilmiyorum ama ona deliler gibi aşığım." Son kelimeyi bastırarak söylemem ile öksüren Niall gülümsememi arttırdı. Oyunu sen başlattın ben bitireceğim Horan. Hepimiz salona geçtiğimizde William ve Niall ikili koltuğa bende kenardaki tekliye oturdum.

"Hâlâ aynı evde oturman çok güzel evlât. Amy bu evi severdi." Sakin ol Sam. Sakin ol. O öldü. Ölünün arkasından küfür edilmez. Sakin.

"Ben değiştirmeye kıyamadım." Kıyamamış zavallı. Bok kıyamadı. Şuna uğraşmadım desene pis irlandalı.

"Peki Harry nerede? Kız arkadaşı burada ise o da olmalı?" Buyur burdan yak. Şimdi ne yalan söyleyeceksin Niall? Tâbi sen Amy'i düşünmekten yalan bulamazsın. Şöyle zamanlarda Liam'a ihtiyacım var.

"Erkek arkadaşımın bir işi vardı efendim. Ama hemen arayıp çağırabilirim." Niall'ı sinir etmekten zevk aldığımı söylesem garip olmaz değil mi? İçimin yağları eridi resmen.

"Harika olur ve lütfen bana William de." Gülümseyerek mutfağa gittim ve telefondan Harry'e mesaj attım. Arkamı döndüğüm anda çarptığım siyahla kaplanmış beden sinirden titriyordu.

"Eğer bir kere daha Harry'e erkek arkadaşım dersem seni öldürürüm. Tanrı şahidim olsunki cesedinin üzerinde dans ederim." Sert bir şekilde yutkundum ve bir adım geri çekildim. Hem kendi başlatıyor hemde bana kızıyor.

"William'a yalan söyleyen sensin ve bende ayak uyduruyorum." Aniden boğazımı sıkıp kulağıma fısıldadı.

"Bu iş bittiğinde durmam için yalvaracaksın ama durmayacağım." Boğazımı bıraktığında derin bir nefes aldım ve mutfaktan çıktığında bende beş dakika sonra içeri geçtim.

"Birazdan burada olur." Cevabıma başını salladı ve ne zaman açıldığını bilmediğim televizyona döndü.

"Holmes Chappell'da büyük patlama. On ölü." Duyduğum haberle gözlerim faltaşı gibi açıldı. En güvenli diye duyduğum yerde patlama mı oldu yani. Haberi izlerken kulağıma gelen kahkaha ile William'a döndüm. Bunu neresi komik?

"Gülüyor musunuz? İnsanların ölümü sizin için komik mi?" Bunlar nasıl insan ya? Tâbi Amy gibi birinin akrabası psikopat olur.

"Yaptığım işle neden övünmeyeyim ki?" Aman Tanrım! Direk Niall'a baktım ve o da bana bakıyordu. Hiç mi rahatsız olmuyor? Tam cevap verecekken çalan kapı ile ayağa kalktım. İyi ki kapı çaldı yoksa kötü şeyler olacak. Rüzgardan dağılmış kıvırcıklar ve yeşilin en güzel tonunu almış gözlerini görmem ile birazda olsa rahatladım. Sıkıca boynuna sarılıp kokusunu içime çektim.

"Hey! Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum." Boğuk sesi ile geri çekildim ve kapıyı kapattım.

"Az önce korkunç şeyler öğrendim ve sarılmaya ihtiyacım vardı." Başını sallayıp içeri geçti. Yanımda kasılan vücudunu hissedince baktığı yöne baktım. William'a bakıyordu. Korkmuş olamaz değil mi?

"I-ısaac?" İkisi elele sıkışırkenki Harry'nin gerginliği gözle görünürdü.

"Kız arkadaşını yalnız bırakmamalısın Harry." Eyvah! Daha Harry'e açıklamadım. Umarım pot kırmaz.

"Neyi mi?" Hayır! Harry'nin koluna girip "Kız arkadaşını aptal. İlaç vaktin gelmiş tatlım." dedim ve yanağına öpücük bıraktım. Yaptığıma şaşkınlıkla bakarken onu mutfağa çektim.

"Beş dakikan var. Hemen sorularını sor." Fısıldayarak konuştum.

"Birincisi Isaac'in burada ne işi var? İkincisi neden seni kız arkadaşım sanıyor? Üçüncüsü de kız arkadaşı işinde ciddi misin?" Son sorusunda gülümseyip göz kırptı. Ah! Şebeğim ya.

"Neden burada bilmiyorum. Niall Harry'nin kız arkadaşı diyerek beni tanıştırdı. Üzgünüm geçici bir süreliğine." Elini belime koydu ve kendine çekti.

"Seninle beş dakikaya bile razıyım güzelim." Yavaşça koluna vurdum ve salona geçtik.

"İsterseniz yemeğe geçelim." Hepsi onaylayıp masaya geçtiler. Isaac başa, Niall sağa ve Harry ile bende soluna oturduk. Sessiz geçen yemeği William'ın sesi bozdu.

"Katili bulamadın mı Niall?" Yine kim öldü? Artık o kadar normal ki, alıştım.

"Hayır efendim. Arıyorum." Önündeki şarabı bir yudumda bitirdi. Umarım sarhoş olmaz.

"Biliyorsun ki Amy benim tek yeğenimdi. Katilini bulduğunda benimde haberim olsun. Aklımda bir kaç fikir var." Öksürmeye başladığımda Harry suyu uzattı. Ne yani, William katilin Niall olduğunu bilmiyor mu? İyi de neden?

"Merak etmeyin efendim." Bana bakarak konuştuğunda gözlerinde korku gördüm. İlk defa. Ve bu beni iyi hissettirmedi.

"Neyse konuyu kapatalım. Siz nasıl tanıştınız?" Ani soru ile şaşırsamda aklıma gelen fikir ile gülümsedim. Fakat bu Niall'ı sinir edebilir. Ama umrumda değil.

"Biz aynı okuldayız. Bir gün sınıfa geldi, bana onun yerine oturduğumu ve kalkmamı söyledi. Bende kalkmadım. Sonra işte buradayız. Ve birbirimizi çok seviyoruz." Harry'nin elini tutup sıktım. Niall ile tanışmamızı değiştirmek ne kadar doğru bilmiyorum ama ona baktığımda sinirden kızarmıştı. Hakettin seni pis irlandalı.

"Cesur kızları severim." William'ın kahkahası ile gülümsedim. Ama içten soyuna sövüyorum haberi yok.

Yemekten sonra hepimiz salonda otururken üçü aralarında sohbet ediyorlardı. Yada birini öldürme planı. Aynı şey.

"İkiniz kavgalı mısınız?" Beklemenmedik soru karşısında kaşlarımı çattım.

"Hayır. Bunu da nereden çıkardın?" Bu adamın işi yok mu da bizi düşünüyor?

"Harry'i tanırım. Ve kızlarla arasını da iyi bilirim. Ama sanki sana dokunmaya korkuyor." Siktir. Siktir! Anlayacak. Ne diyeceğimi düşünürken Harry yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Evet korkuyorum. Çünkü o nazik biri ve ona göre davranıyorum." Harry'e bakarken dudaklarımdaki baskı ile beynim dondu. Aman Tanrım!

Beni öpüyor.

Hemde Niall'ın önünde...

SATILIK (harry styles)'a yeni bölüm geldi. Bakar mısınız??

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin