19. BÖLÜM

2.7K 152 9
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Kazadan Sonra Niall'ın Ağzından;

  

     Hastaneye geldiğimizden beri bir saat geçti ve hâlâ ameliyattalar. Başına aldığı hasar ne kadar kötü olabilir ki? Tanrım, onuda benden alma. Buna dayanamam.

  Omzuma vuran elle sarsıldım. Liam elindeki tostu bana uzatıyordu. Normalde olsa tek kırıntı bile kalmazdı ama canım istemiyor. Zaten sarılı kolum canımı yakıyor. Başımı olumsuz anlamında salladım. Derin bir nefes aldı ve yanıma oturdu. Bu demekki bana birazdan lânet öğütler verecek.

"Bak dostum, öğütlerini dinleyecek durumda değilim." Susmasını umsamda bu Liam. İlla konuşacak.

"Öğüt vermeyeceğim. Hatalı olduğun konuda sana öğüt vermem pek işe yaramaz." Hatalı mı? Ben mi?

"Hat-"

"Evet hatalısın Niall. Sana kaç kere sarhoşken araba kullanma dedim? Bir milyon kez mi? Bir kez daha söylüyorum. Sarhoşken araba kullanamazsın. Kendine zarar verdiğin yetmiyormuş gibi birde o kızı peşinde sürüklüyorsun!" Konuşma sesi yükseliyordu. Başımı kanlı tişörtüme eğdim. Beyaz tişörtüm benim ve Sam'in kanı ile doluydu.

"Ben o-onu korumaya çalıştım. Yemin ederim de-denedim." Kekelediğim için sonradan kendime lânet edeceğimi aklıma yazdım.

"Denemekten fazlasını yapmalısın. Sırf takıntın yüzünden bir kızın hayatını daha mı karartacaksın?"

"Bu Amy ile aynı durum değil!" Bağırışım tüm koridorda yankılandı. Liam ayağa kalkıp volta atmaya başladı. Sağ eli ile ensenini tutup "Haklısın. Amy ölüp kurtuldu ama Sam bu kadar şanslı olamadı." dedi.

   Tam ona karşılık verecekken ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı. Yerimden kalkıp yanına gittim.

"O iyi mi?" İlk kez bir cevaptan bu kadar korkuyorum.

"Başına aldığı hasardan dolayı oluşan kanamayı zorda olsa durdurduk ama aynı şeyi iç kanama için söyleyemem. En kötüsüde, şuan komada. Eğer iç kanaması olursa kurtulma ihtimali yok olur. Yani kendinizi her sonuca karşı hazırlayın." Koma mı? Başına aldığı ufak hasar komaya girmesine mi neden oldu?

"Onu görebilir miyiz?" Liam'ın cümlesi derin düşüncelere dalmamı engelledi.

"Birazdan onu yoğun bakıma alacağız. Sadece biriniz girebilir ama beş dakika." Doktor yanımızdan ayrılınca kendimi koltuğa attım. Ellerimle yüzümü kapattım.

"Hey dostum, kendine gel. Birazdan odaya gireceksin. Sam seni ağlarken görürse ne olur?" Ağladığımı bile Liam söyleyince farkettim.

"O komada."

"Duyduklarıma göre komada ki insanlar seni duyabilir." Koma? Ne iğrenç bir kelime.

"O giderse ben ne yapacağım? Tekrar yalnız kalamam."

"Sen yalnız değilsin. Biz varız. Ama aşk insanı değiştirir." Aşk mı? Ne aşkından bahsediyor bu adam?

"Ben ona aşık değilim. Sadece o sürtük beni bırakamaz. Onun ölümü benim elimden olacak." Sinirle ayağa kalkıp hazırlanma odasına gittim.

Hastanelerden oldum olası nefret etmişimdir. O iğrenç kokuları yok mu? Kenarda duran mavi hastane kıyafetini giydim. Ayağıma ve başıma adını bilmediğim yine aynı renkteki kıyafetleri taktım. Tam bir aptala benziyorum. Eminimki çocuklar görse dalga geçerlerdi. Liam'ı konuşmaması için tehdit etmeliyim.

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin