İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...
Bir insan sevdiği için ne yapar? Onu herkesten korur ve sonsuza kadar sever değil mi?
Peki, birinden nefret eden insan ne yapar? Hayatını zindana çevirir.
Niall bana bu iki durumu da yaşattı. Beni Calum'dan kurtardı -kısmen olarak-. Benim için yapılan ilk şey. Genelde kimse benimle ilgilenmez.
Bana dünyada nasıl cehennem hayatı yaşanır öğretti. Vücuduma yaptıklarını söylemek istemiyorum.
Peki ben ona karşı ne hissediyorum? Her zaman onun benim ne hakkımda ne düşündüğünü düşündüm. Peki ben? Eğer tüm bunlar yaşanmadan onunla tanışsaydım belki ondan hoşlanabilirdim. Belki...
Tıklanan kapı ve içeri giren Niall ile tüm dikkatimi ona verdim.
"Kahvaltı hazır." Tam odadan çıkacakken hızla kalkıp yanına gittim.
"Niall." Mavileri beni bulunca bir an diyeceğimi unuttum. Başımı sallayıp derin bir nefes aldım.
"Bugün okula gitmek istiyorum." Vereceği tepkiyi beklerken gözleri beni süzdü.
"Hayır." Tekrar odadan çıkarken bu kez sol elini tuttum. Anında birleşen elimize ve ardından bana baktı. Ama elini bırakmadım, o da geri çekmedi.
"Lütfen, sadece okula gideceğim."
"Sence seni oraya yalnız gönderir mıyım?" Göndersen ölürsün!
"Sende benimle gel." Elimi sıktım ve ona biraz daha yaklaştım. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Bu kez geri adım yok. Eski ben geri dönmeli ve istediğini almalı.
Boynuna yaklaşıp burnumu tenine dokundurdum. Bana deneme kabininde yaptığı gibi öpmeye başladım. Nefesleri anında hızlandı ve derinleşti.
"Sam!" İnleme ile karışık konuştu.
"Aptal bir okul, bırak gideyim." Öpücüklerim arasında konuştum. Son kez boynunu öpüp geri çekildim. O an gözlerini kapattığını farkettim. Bir kaç saniye sonra mavileri koyulaşmış şekilde bana baktı.
"Beş dakikan var." Duyduğum ile sevinerek boynuna atladım.
"Beş dakikan var ve sen onu bana sarılarak harcıyorsun." İrlanda aksanını tam kulağımda duyunca geri çekildim.
"Hayır, sadece beş dakikamdan birini harcadım. Şimdi dışarı." Onu ittirerek odadan attım ve kapıyı kilitledim. Dolaba yönelirken attığı kahkahayı duymak beni sevindirdi. En azından bugün keyfi yerinde.
........................................................
Kimin umrunda x'in kaç olduğu? Veya y'yi karşıya atmayı! Ama Bay Jordan inatla koca göbeği ile anlatmaya devam ediyordu. Okula geldiğim ilk an Linda ve onun soruları ile karşılandım. Hepsini cevaplayamadım çünkü Niall daha fazla dayanamadı.
Ben derse zor da olsa katılmaya çalışsamda Niall için aynısını söyleyemem. Dersten beri eli giydiğim eteğin altında. İtiraz edemiyorum çünkü sinirlenip eve gidebilir. Ellerini yavaşça yukarı çıkardı ve yüzünü boynuma yaklaştırdı.
Uzaktan gören biri birbirini seven iki çift girebilir ama biz öyle değiliz.
"Niall, dur." Duyabileceği şekilde fısıldadım. O ise unursamadan boynumu öpmeye başladı.
"Sıkıldım." Öpücükleri arasından sadece bunu söyledi.
"Ama ben sıkılmadım." Yalan!! Koca bir yalan!! Eli tam iç çamaşırımın lastiğini bulmuşken zil çaldı. Tanrıya şükür. Eğer zil çalmasaydı kalp atışlarımın hızından bayılabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ (düzenleniyor)
Фанфик" O lânet çenenizi kapatmanız için ne yapmam gerekiyor?" dedi Samantha. Niall ve arkadaşları sırıtarak Samantha'a bakıyordu. Kızı iyice süzdü. Dün gece onu gözetlemişti. Oraya neden gittiğini bilmiyordu fakat edebiyat dersinden sonra onu düşünmeye b...