İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...
Samantha'nın Ağzından;
"Sen harikasın." Aksanla dökülen sözler hâlâ beynimde geziniyor. Benim için böyle düşünmesi hoşuma gidiyordu. Birlikte bir çok şey yaşadık. İlk başlarda benim için böyle şeyler söylemese de artık söylüyordu.
Hastaneden beri başka birşey demedi ama elimi tutuşu bile bana yetiyordu. Eve geldiğimizde saat öğle vaktine geliyordu ve aptal İrlandalı yüzünden zorla yatağa girmiştik. Normal olarakta zorla çizim yapmıştı. Şimdi de saat gece on ve Bay İrlandalı altımda uyumakla meşgul. Uyuyorsun bari beni bırak. Bu saattede uyunmaz ki? Başımı kaldırıp hafif açılmış ağzına baktım. Saçları dağılmış ve yanakları sıcaktan kızarmıştı.
Üzerinden kalkacakken belimi saran kolları iyice sıkılaştı. Yavaşça ellerini çekmeye çalıştım ama nerde? Bir milim bile oynamadı. Sanki beni kaçıracaklar. Bırak be adam!
"Niall kollarını çekmezsen üzerine işerim." Kendimi tutarak ciddi olmaya çalıştım. Anında kollarını geri çekti. Fakat gözleri hâlâ kapalı. Kucağında oturur pozisyonu aldım.
"Demek uyumuyordun, seni pis İrlandalı." Ciddiyetimi korumakta kararlıydım.
"İrlandalılar pis değildir." İşaret parmağını havada daireler çizerek salladı. Neden bu kadar tatlı olmak zorunda?
Kahkaha atarken elleri kalçamı bulup biraz aşağı itti. Şaşkınlıkla ona bakarken gözlerini açtı ve beni özlediğim okyanusları ile ödüllendirdi.
"Tehlikeli bölge. Biraz daha hareket edersen dayanamayabilirim." Siktir! Orasına oturduğumu bile fark etmedim. Fark etseydim bağırmaktan ses tellerim kopardı. Tam özür dilerim diyecekken duyduğum "Niall." sesi ile sustum. Ben konuşmamıştım. Niall da kendi kendine seslenecek hali yok. Kim bu?
"Liam mı evde?" Sorduğumda başını sağa sola salladı.
"İmkansız. Sophia için striptiz kulübüne gidecekti." Şakayla karışık göğsüne vurdum.
"O striptizci değil." Tekrar aynı sesi duyduğumda kaşlarımı çattım.
"Bu kadın sesi. Kim bu?" Niall gözlerini iyice açıp bana baktı.
"Tanrı aşkına, ben nereden bileyim. Burada altında etkilenmemeye çalışıyorum." Gözlerimi devirip kendimi yana attım.
"Git ve öğren gel. Ve eğer Harry yine eve kız getirdiyse onu bu sefer öldüreceğimi söyle." Gülümsemesi büyüyerek dudağıma bir öpücük bıraktı ve yataktan kalktı. Odadan çıkacakken onu durdurdum.
"Tişörtünü giy İrlandalı!" Yanda ki siyah tişörtü ona fırlattığımda tek eli ile tuttu. Etkileyeci vücudu odadan çıkınca yatağa uzandım. Tavanı incelerken umarım o kadın sesi Harry'nin getirdiği kadınlardan birinin sesidir diye dua ettim. Bir kaç kez Harry ve tanımadığım kadını evde yakalamıştım. Hemde uygunsuz bir vaziyette.
Ama aklıma takılan bir şey var. Eğer Harry eve kadın getirdiyse neden Niall'ı çağırıyordu? Ve Niall neden hâlâ dönmedi. İçimde kötü bir his varken yataktan kalktım. Merdivenlerden inerken hafiften sesler geliyordu.
Son basamağa geldiğimde ruhumun bedenimden ayrıldığını hissettim. Gördüklerimin rüya olmasını istedim. Çocuklar ve William yanyana durmuş, ortada öpüşün Niall ve kadına bakıyordu. Ne sesim çıkıyordu ne de hareket edebiliyordum. Vücut kontrolüm bir başkasına verilmişti sanki.
"Sam!" William'ın neşeli sesi ile tüm gözler bana çevrildi. Niall'ın ki hariç. O kadına bakıyordu. Kadın bile bana dönmüştü. O an kadının kim olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ (düzenleniyor)
Fanfic" O lânet çenenizi kapatmanız için ne yapmam gerekiyor?" dedi Samantha. Niall ve arkadaşları sırıtarak Samantha'a bakıyordu. Kızı iyice süzdü. Dün gece onu gözetlemişti. Oraya neden gittiğini bilmiyordu fakat edebiyat dersinden sonra onu düşünmeye b...