8. Bölüm

2.8K 155 14
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Samantha'nın Ağzından;

    Karanlık bir yerdeyim ve yalnızım. Uzakta küçük bir ışık var.

Koşuyorum...

     Ona attığım her bir adımda benden uzaklaşıyor. Işığı tam yakaladım derken karşıma sarı kafa çıkıyor. Pembe dudaklarının arasında tuttuğu sigarayı tenime dokunduruyor ve...

"Sam uyan!" Gözlerimi hışımla açınca karşımda kıvırcığı buldum.

"Ne oldu?" Sesim zar zor çıkıyordu. Sırtımda müthiş bir acı vardı. Tutulmuştur kesin.

"Bağırıyordun. Galiba rüya gördün." Rüya mı? Eğer o sarı kafa varsa bir rüya kâbus olur.

"Aptal sarıyı gördüm. Elinde sigara vardı ve onu..."

"Sırtına mı bastırıyordu?" Hadi ama! Nasıl rüyamı bilebilirki?

"Sen nasıl?"

"Çünkü bu dün gece gerçek oldu. Niall sa..."

"Görmek istiyorum."

"Ne!"

"Sana sırtımdaki şeyi görmek istiyorum dedim!"

    Sebepsiz yere Harry'e bağırmak kendimi kötü hissettirsede şuan normal düşünecek halde değilim. En çok korktuğum şey oldu. Vücudum...

   Ağır hareketlerle sırt üstü uzandım. Fotoğraf çekme sesini duyunca eski halime döndüm. Tâbi inleyerek. Önce derin bir nefes aldı ve telefonuna uzun uzun baktı.

   Bana gösterince gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sırtımın ortasında kocaman bir N harfi var. Dünyam yok olmuş gibi. Hangi insan bunu yapabilir. Sadis herif adının ilk harfini işlemiş.

   Konuşamadım. Sanki konuşma yetkim elimden alınmıştı. Sadece fotoğrafa bakıyordum. Ben vücuduma dövme yaptırmaya çekinirken o sadis, aptal, şerefsiz insan ömür boyu taşıyacağım bir şey yapmıştı.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Gözlerimi ekrandan ayırıp boğuk ingiliz aksanlı sesin sahibi Harry'e baktım. Ne dememi bekliyordu ki? Harika olmuş, aynısından karnıma da istiyorum falan mı? Gözlerimi kapattığımda dünkü dakikalar aklıma geldi.

"Ona yalvardım. Ben ona durması için yalvardım. Hayatımda ilk kez birine yalvardım ve o durmadı. O-o burada mı?"

"Aşağıda."

Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldim. Harry'nin çıkmasına izin vermeden kapıyı kapattım. Onunla tek konuşmak istediğimi anlamış olmalı ki odadan çıkmaya çalışmadı.

     Salona indiğimde ayaklarını masaya uzatmış elinde bira şişesi ile televizyon izlediğini gördüm. Beni görünce ayaklarını masadan indirip dik oturdu ve gülümsedi.

"Günaydın güzelim." Hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu ki bu da benim sinirimi sadece arttırıyordu. Yanına ilerleyince suratında ki sırıtış arttı. Suratına hızlı bir tokat atınca başı sağ omzuna düştü. Sinirlendiğini nefesinden anlıyordum. Hızla ayağa kalktı.

"Lan sen ne yaptığını sanıyorsun?" Bu sefer korku yok. Bu sefer geri adım yok. Adı herif yaptığını ödeyecek.

"Bende aynısını sana soracaktım." Dediğimi duyunca birden gülümsedi. Ona vurduğumu unutup sanki komik bir şey söylemişim gibi gülüyordu.

"Beğendin mi? Senin içindi." Tekrar tokat atacakken bileğini tuttu.

"Çok oluyorsun ama!"

"Sen ne hakla bana bunu yaparsın? Ben vücuduma dövme yaptırmadım, güneşte yanmamak için denize elbiselerim ile girdim ama sen... Her şeyi mahvettin. Anlıyor musun? Mahvettin!"

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin