İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...
Hem beni röntgenliyor hem de bunu açık açık söylüyor. Utanma denen duygunun ilk harfi bile yoktu. Aslında onda duygu var mı merak ediyorum.
Mesajı yüzünden Onu rüyamda gördüm. O aptal rüyama girmeyi başarmış ve kucağına oturmamı istemişti. Bu ne kucak sevgisiymiş! Uyandığımda üzerimde bir ağırlık vardı. Erken kalkmanın vermiş olduğu avantaj ile güzel bir kahvaltı yapmaya karar verdim.
Yarım saat kadar masada vakit harcadıktan sonra etrafı topladım. Giyinmek için odama çıktım. Son olarak lavantalı parfümümden sıktıktan sonra okul için hazırdım. Caddeye çıktığımda dün gece Niall'ın arabasının durduğu yere baktım. Gece uzun bir süre orada beklemişti. Hiç mi yakalanma korkusu yoktu bu çocukta?
Okula girdiğim de dersin başlamasına yarım saat vardı. Fırsatı değerlendirip kütüphaneye ilerledim. Dışarıdaki seslerden dolayı pek bir şey anlayamadım ama...
Yazarın Ağzından;
Koridorda ki çocukların çıkardığı sesler Sam'i rahatsız ediyordu. İhtiyacı olan tek şey sessizlikti. Sınavları geliyordu ve çalışması gerekiyordu. Daha fazla dayanamadı ve koridora çıktı. Gene O'ydu. Neden her yerden o çıkmak zorundaydı ki?
Tüm cesaretini toplayıp "O lânet çenenizi kapatmanız için ne yapmam gerekiyor?" dedi Samantha. Uzun koridorda sesi yankılanırken Niall ve etrafındaki arkadaşları sırıtarak Sam'e bakıyordu.Niall kızı iyice süzdü. Dün gece onu soyunurken izlemişti. Oraya neden gittiğini bilmiyordu. Fakat Edebiyat dersinden sonra onu düşünmeye başlamıştı. Tüm hafta ondan uzak durmasına rağmen partiye onu görmeye gitmişti.
"Eğer elimdeki topu alırsan, belki?" Kendinden çok emindi. Sonuçta okul takımının kaptanıydı.
Niall topu yere vurmaya başladı. Bir kaç kez denesede başarısız oldu Sam. Aniden Niall'ın yakasından tutup sol taraftaki dolaplara itekledi ve boynunu öpmeye başladı. Niall şaşırsada onu geri iteklemedi. Çünkü garip derecede onun dudaklarını hissetmesi hoşuna gitmişti. Gözlerini kapatmış Samantha'nın yaptıklarının tadını çıkarıyordu.
Tâki Sam geri çekilinceye kadar. Gözlerini açtı ve karşısında gülen Samantha'yı bulunca ne olduğunu anlamadı. Sam elindeki topu Niall'a atınca karnına isabet etti ve son anda Niall topu tuttu.
"Şimdi kapat o lânet çeneni." dedi. Dersine çalışmak için kütüphaneye geri döndü.
Samantha'nın Ağzından;
Kendimden nefret ediyorum! Neden öyle saçma bir şey yaptım ki? Hemde arkadaşlarının önünde. Sırf topu almak için değer miydi? Belkide tüm hafta sonu onu düşündüğüm içindir. Onu öperken kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Parfümü beni sarhoş etmişti. Matematik dersinde düşündüğüm şeylere bak. Benim tek ilişkim "x" ve "y" ile olmalı. Bu dersimiz ortaktı ama O gelmedi.
Zil çaldığında Linda ile bahçeye inip boş masalardan birine oturduk. Ona dün gece attığı mesajı ve bu sabah olan olayları anlattım. Ben anlatmaya devam ettikçe değişen ifadesi ve açık kalan ağzı ile beni dinledi.
"Seni şanslı sürtük! Niall'ın isteği dışında kimse ona dokunmamıştır ve sen onu öptün." dedi gülerek. Sesi fazla yüksekti ve ayrıca ben sürtük falan değildim. Bu kelimeyi fazla kullanması biraz sinir bozucuydu.
"O an ne oldu bilmiyorum. Beni sinir etmişti. Ona susmasını söylemiştim." diyerek kendimi savunmaya geçtim.
"Ve sende sinirini onu öperek attın?" Zaten aptalca bir şey yaptığımı biliyordum ama böyle yüksek sesle söylenincede gerçekten berbat bir fikir olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ (düzenleniyor)
Fanfiction" O lânet çenenizi kapatmanız için ne yapmam gerekiyor?" dedi Samantha. Niall ve arkadaşları sırıtarak Samantha'a bakıyordu. Kızı iyice süzdü. Dün gece onu gözetlemişti. Oraya neden gittiğini bilmiyordu fakat edebiyat dersinden sonra onu düşünmeye b...