18. BÖLÜM

2.8K 150 15
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Gözlerimi rahatsız eden güneş ve zırt pırt çalan telefon olmadan uyanmayalı çok olmuştu. Onun yerine ritmik bir şekilde atan, insana güven hissi veren bir ses ile uyandım.

Yavaşça kafamı kaldırıp göğsünde yattığım adama baktım. Sarıları farklı yönlere bakıyordu. Dün gece yaşananlar aklıma gelince kızarmamak için başımı tekrar göğsüne koydum.

Bu zamana kadar ilk kez sorunsuz birlikte uyumuştuk. Sırf dün gece olanlardan dolayı ona farklı davranamazdım. Önceden neyse şimdi de öyle olmalı. Ona aşık olamam.

Düşüncelerimi altımda kıpırdayan irlandalı bozdu. Belimi saran elini çekip gözlerini kaşıdı. Birden içimde korku belirdi. Dün gece hafif sarhoştu. Ya şimdi klasik dün gece yaşananları hatırlamıyorun veya dün çok sarhoştum cümlelerini sıralarsa?

"Günaydın." Yeni uyanmışlığın vermiş olduğu kalın sesi aksanı ile harika oluyordu.

"Günaydın." Birden aramıza sessizlik çöktü. Kesin klasikleri sıralıyor aklında. Tam konuşacakken yataktan kalkarak sözünü kestim.

"Bak dünkü olanlar bir hataydı. Ben sadece sana söylediklerim için üzgündüm ve hâlâda öyleyim." Cevap vermesini bekledim. Hayır demesini. Konuşmayınca devam ettim.

"Hem sende dün sarhoştun ve kesin hiçbir şey hatırlamıyorsundur. Yani unutalım." Karşısında daha fazla yarı çıplak kalmamak için odadan çıkıp kendi odama girdim. Hızla banyoya girip suyu son seviyede açtım. Banyoda yankılanan ses yükselince birden kendimi bırakıp ağlamaya başladım. Artık sesimi duyamaz.

Niall'ın Ağzından;

Neden dur demedim? Neden yanılıyorsun demedim? Evet yanılıyordu. Dün geceyi beş dakika öncesiymiş gibi hatırlıyorum ve tekrar yaşamak istiyorum. Yavaşça ayağa kalkınca yerdeki yastığa bastım. Elime alıp gülümsedim.

Bir yastık ile beni ne hale getirdiğini düşündüm. Tanrı aşkına! Sadece lânet bir yastıkla! Ve oda bundan hoşlanmıştı. Şimdi de bundan kurtulamaz.

Yastığı fırlatıp odasına yöneldim. İçeri girdiğimde yoktu. Banyodan gelen sesle oraya gittim. Tam kapıya vuracakken duyduğum cümle bunun uygun bir zaman olmadığını gösterdi.

"Senden nefret ediyorum Horan! Nefret!" Ağlıyordu. Su sesi ne kadar yüksek olsada duyuluyordu. Demek dün sırf kendini affettirmek için yaptı herşeyi. Tıpkı bir sürtük gibi. Beni vücudu ile kandırdı. Amy gibi...

Odama dönüp hızlı bir duş alıp çıktım. Altıma siyah skinny jeans, üstüme bol siyah tişört giydim. Aşağı mutfağa indiğimde masada oturuyordu. Bunu sen istedin Samantha.

"Ne yapıyorsun sen?" Sert sesimle sıçradı.

"Kahvaltı yapıyorum." Soğuk sesi daha da sinirlenmemi sağlıyordu. Daha sert olduğunu düşündüğüm sesle konuştum.

"Benden izin aldın mı? Şimdi odana çık!" Önce şaşırsada sonra başını sallayarak yukarı çıktı. Onun yerine oturdum. Küçük bir ekmeğe reçel sürmüş. Ekmeğini yerken aklıma gelen fikirle ona seslendim. Bir kaç dakika sonra karşımda duruyordu.

"Akşama dışarı çıkıyoruz."

..........................................................

Samantha'nın Ağzından;


Kemerini takıp oturuşunu düzeltti. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Gece bara geldiğimizden beri en az üç kez bir kızla birlikte oldu. Üç kız! İnsan olan yorulur.

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin