59. BÖLÜM

1.5K 124 19
                                    

İlk okuyucum olan Selime Süleymanoğlu'na teşekkür ederim... İyi okumalar...

Samantha'nın Ağzından;

Bileğimdeki zincirlerin sesi karanlık odada yankılanırken, başımı duvara yasladım. Tanrım, yine başa dönüyordum. Galiba kaçırılmak benim için normal hale gelmişti.

Fakat bu kez kaçıran hiç beklemediğim kişiydi. Tanrı aşkına, Louis ile dost olduğumuzu sanıyordum. Ama en garibi ise Harry'nin beni uyarması. Olacakları biliyor muydu? Peki neden bana haber verdi? Tüm bu düşünceler başımın ağrımasına yetiyordu.

Demir kapı büyük bir gürültü ile açıldığında içeri dolan ışık gözlerimi rahatsız etti. Ellerimi önümde sper ederken zincirlerin bileğime bıraktığı acı canımı yaktı.

"Güzeller güzeli Samantha." Eğik başımı kaldırdığımda boynumdaki ağrı kendini gösterdi.

"Seni böyle görmeye dayanamıyorum." Bir kaç adım daha atıp önümdeki sandalyeye oturdu. Yüzü dışında heryeri simsiyahtı. Ellerinde bile eldiven vardı.

"Benden ne istiyorsun William?" Ben ona hiçbir şey yapmamıştım. Beni kaçırması gereksizdi.

"Sohbet. Uzun zamandır görüşemiyorduk." Konuşurken cebinden siyah bir kutu çıkardı. İçinden uzun beyaz kağıdı aldığında, diğer elindeki çakmak ile yaktı. Dumanı havaya üflediğinde tanıdık kokusunu aldım.

"Sarışın. Yeşil gözlü bir rus." Elindeki sigaraya bakıp söylendi.

"Kendileri güzel ama tatları iğrenç. Yinede insanın canı çekiyor." Bir nefes daha alıp odanın içine saldı.

"Hep neyi merak ettim biliyor musun? Acaba senin tadın nasıl?" Ayağa kalkıp bana yaklaşmaya başlarken, oturduğum sandalyede olabildiğince geri kaçtım.

Soğuk nefesi çeneme değerken birden ıslak dilini tenimde hissettim. Yanağıma kadar gezdirdiği dili midemi kaldırdı. Ağzından birkaç mırıltı çıkarıp doğruldu.

"Biraz nane ile harika olur." Sözleri korkmam için yeterken güçlü durmaya çalışıyordum. Fakat ne kadar başarılıyım, tartışılırdı.

Kollarımı önümde birleştirip yana eğildim. Ona yakın olmak beni korkutuyordu. İğrenç dumanı yüzüme üflerken odada yankılanan öksürük sesi ile dikkatimi kapıya çevirdim.

"Buraya geliyor. Ne yapalım?" Daha dün sarılmış çizgi film izlediğim Harry, şimdi karşımda bana bakmaya tenezzül bile etmiyordu.

"Bırak gelsin. Eğlenceli olur." William yanımdan geçip kapıya ilerlerken konuştu. Odada ikimiz kaldığımızda nihayet kaçak gözleri beni buldu.

"Vay canına! Bana bakabiliyorsun. Bunu kutlamalıyız!" Yalandan heyacanımı sahte gülümseme ile sonlandırdığımda başımı yana çevirdim.

"Açıklayabilirim Sam." Bana doğru adım atarken attığım kahkaha ile yerinde durdu.

"Neyi açıklayacaksın. O piçin nasıl köpeği olduğunu mu? Yoksa beni nasıl kandırdığını mı? İnan bana ikisi de ilgimi çekmiyor. Şimdi izin verirsen zincirlerimle başbaşa kalmak istiyorum." Bana her zaman büyük bir parıltı ile bakan zümrütler şimdi sönüktü. Cümlelerim canını yakmış olabilir ama benim canım daha çok yanıyordu. Dostum dediğim insanlar beni arkamdan bıçaklıyordu.

"Merak etme sana zarar verilmeyecek. İşimiz sadece Horan ile." Arkasını dönmüş odadan ayrılacakken bağırdım.

"Anlamıyorsun değil mi? O zarar gördüğünde ben ölüyorum." Sesim titrerken dudaklarımı ıslattım.

ACIMASIZ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin