Yakınlaşma

1.7K 114 7
                                    


Shizuo'yu delice merak edip son yaşananları henüz atlatamamışken, kendini toplayarak yüzüne ciddi bir ifade yerleştirmekte zorlanmıştı İzaya ama kendinden hiçbir şekilde taviz vermeyerek bir çırpıda göz yaşlarını silerek o alaycı gülüşünü yerleştirdi kusursuzca yüzüne. Karşısında ki, yakuza olmak için oldukça temiz görünümlü ve pahalı siyah bir takım elbise giyen adamı süzdü bir süre.

Adamın boyu yaklaşık olarak Shizuo ile aynı görünüyordu. Saçları hafif dağınık olmasına rağmen çok düzgün bir görünümü vardı. Oldukça karizmatik görünen bu adamın gri gözleri ve saçları ona çok tanıdık gelmişti.

"İkebukuronun bir numaralı muhbiri olduğu söylenen Orihara İzaya sen misin?" sesi ne otoriter ne de çok kibardı ama İzaya'yı etkilemeyi başarabilecak bir keskinlikteydi.

"Evet benim." 

İzaya ise; sert çıkan bir sesiyle karşılık verdi ona. Oyun oynama derdinde bile değildi. İstediği tek şey Shizuo ile birlikte buradan bir an önce kurtulmanın bir yolunu bulmaktı sadece.

"Oyabu'nun(yakuza grubunun başı) senin araştırmanı istediği bir işi var."

Sözlerinin ardından İzaya'yı baştan ayağa süzerek tepkisini ölçmeye çalışmıştı. Bakışları oldukça derin ve ilgiliydi.

"Sen farkındasındır ama yine de söyleme gereği duydum. Eğer Oyabu yaptığın işten memnun kalırsa yaşama süren uzar. Bu yüzden ona itaat edip elinden geleni yap."

Gri saçlı adam onu tehdit ediyor gibi değil de daha çok tavsiye veriyormuş gibi konuşmuştu. İzaya'da pekala bunu biliyordu. Zaten şu durumda hayır deme şansı yoktu. Riske girebilecek bir durumda değildi korumak istediği bir şeyler olduğu için. Düşünceleri ile dudakları yukarı doğru kıvrılırken bir ilk diye düşündü. İlk kez birini korumak istiyor, bu duyguyla kendini daha güçlü hissediyordu. Bu teklif gerçekten işine çok yarayabilirdi detaylı düşününce. Hem bu sayede temas halinde bulunacağı insanların zihinlerini okuyarak kaçış planı yapabilirdi.

Bunu yapmaya karşısındaki adamdan başlayabilirdi mesela neden olmasındı ki? Yavaşça adama doğru yürürken temas edebileceği bir yeri gözüne kestirmeye çalıştı. Bu durumda ya yüzüne yada açıkta kalan ellerine dokunabilirdi.

"Reddetmek gibi bir lüksüm olduğunu sanmıyorum zaten." 

Konuşarak biraz zaman kazanmaya çalışmıştı, yürürken hafif sendeliyormuş gibi yapmayı ihmal etmedi. Tam karşısına gelmişti ki, dengesi bozulmuş gibi yaparak kendini düşmeye hazırladı. O sırada adam İzaya'nın düşüşünü engellemek için ellerini onun beline sararak tuttu.

İzaya'da bundan istifade ederek kalkmaya çalışırken adamın elini tutmuştu tereddüt etmeden. Onunla yüz yüze geldiğinde onun sinir bozucu bir şekilde güldüğünü gördü ama içinden geçirdiği hiçbir düşünceyi okuyamadı ona temas etmiş olmasına rağmen.

"Buradan kaçabilmek için beni etkilemeye çalışmanı beklemezdim İzaya, oldukça şaşırttın beni. El tutmalar falan, bir garipti. Acaba başına gerçekten sert bir darbe almış olabilir misin?" Dudaklarında gülüş daha da yayılırken devam etti.

"Fakat buradan çıktığımızda belki yeniden aynı şeyi denemelisin ne dersin, belki bu sefer amacında başarılı olursun kim bilir."

Ona sevimli sayılacak bir şekilde göz kırptıktan sonra bir kaç adım gerileyerek aralarındaki mesafeyi açmıştı. Bakışları ve ses tonu öyle alaycıydı ki İzaya sanki gerçek amacını anlayabilirmiş gibi bu adamın karşısında kendini okunabilir bir kitap gibi açık ve net hissetmişti. O an anladı, bu adamın farklı olduğunu. Tıpkı kendi ve Shizu-chan gibi, kesinlikle normal denebilecek bir insan değildi.

Vurgun (Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin