İzaya Shizuo ile göz göze geldiğinde gözlerine inanamadı. Shizuo adeta çökmüştü sanki. Ona gülümsemeye çalıştı. Shizuo ona doğru gelerek kollarını yavaşça etrafına sardı. Tutamadığı gözyaşları tekrar gözlerinden akmaya başlamıştı. İzaya biraz şaşkınlıkla serum olmayan elini onun sırtına koydu ve avuturcasına sıvazladı. Shizuo biraz geri çekildiğinde onun yüzünün her santiminde gözlerini gezdirdi ve elini kaldırarak gözlerinde ki yaşı sildi.
"Ne zamandan beri bu kadar sulu göz oldun Shizu-chan?" Sözlerinde ki alayın aksine gözleri oldukça buruk bakıyordu.
"İstediğin kadar dalga geçebilirsin ama sakın bunu bana bir daha yapma. Ben senin olmadığın bir dünya da yaşayamam pire. Anlıyor musun?"
Shizuo'nun fısıltı halinde çıkan sesi aslında onun İzaya'nın bilinçsiz olduğu saatlerde neler hissettiğini tam olarak ifade ediyordu. Sevgilisini böyle görmeye dayanamayan İzaya'nın da gözlerinden bir damla yaş akmıştı.
"Hıhımm... Tamam."
Sözlerinin ardından Shizuo'nun elini güçlü bir şekilde sıktı. Aklında onu festivalde son gördüğü an dönüp duruyordu. Shizuo'nun tutarsız şen kahkahalarından eser kalmamıştı. İçinden böyle olacağını bilseydim asla huysuzluk etmezdim diye geçirdi.
Aslında İzaya'da çok korkmuştu. Ona ümitle bakan bu adamı yapayalnız bırakmaktan korkmuş ve gözleri kapanırken bile ilk defa olmanın pişmanlığıyla ona onu sevdiğini söylemeye çalışmıştı. Düşünceli bakışlarını tekrar Shizuo'nun üstünde gezdirdi.
"Shizuo, seni seviyorum."
Shizuo İzaya'nın söylediklerini duyduğunda şaşkınlıkla ona baktı. İzaya'nın gözlerindeki ciddiyeti fark ettiğinde içi titremişti. Kalbi her zamankinin aksine yine deli gibi atarken avucundaki İzaya'nın elini yanağına götürdü ve ona sıcacık gülümsedi.
"Bende seni seviyorum."
Umutla İzaya'nın gözlerine baktı. Her defasında onun kızıl kahve gözlerinin içinde eriyip gidiyordu.
"İzaya, iyileştiğin zaman..." Söyleyeceklerini bitiremeden susmuştu. İzaya merakla büyümüş gözleriyle ona soru sorar şekilde bakıyordu.
"Evet, iyileştiğim zaman?"
"Şey, sırası değil ama... Benimle evlenir misin diyecektim."
İzaya, Shizuo'nun söylediklerini duyunca donup kaldı. Böyle bir şey beklemiyordu, böyle bir anda. Ne kadar utandırıcı olsa da bunu bir demet gül ve bir adet yüzükle yapsaydı daha çok utanır ve kavga çıkarırdı zaten. Oysaki şu an gerçekten çok uysal hissediyordu. Bunun için fazla düşünmesine gerek yoktu.
"Olur, Shizu-chan."
Shizuo İzaya'yı duyduğunda gözleri neredeyse yerinden fırlayacaktı. Böyle bir cevap beklediği en son şeydi huysuz sevgilisinden. Aslında dürüst olmak gerekirse bir yumruk falan beklemişti. Yerinde duramayarak İzaya'nın üzerine kapandı ve dudaklarına ıslak bir öpücük kondurdu. İzaya'nın da karşılık vermesiyle öpücük derinleşmişti. Giderek ateşli bir hal alan bu öpücük aslında ikisinin birbirine olan açlığının temsiliydi. Fakat İzaya'nın acıyla inlemesi Shizuo'nun özür dileyerek geri çekilmesine neden oldu. O sırada içeri Shinra girmişti. İkisinin de kıpkırmızı olan suratlarını gördüğünde kıkırdadı.
"Uyuyan güzelimiz uyanmış sonunda, nasıl hissediyorsun İzaya?"
"Ölmek mi istiyorsun Shin-chan?"
Shinra sesli bir şekilde gülerek İzaya'ya yaklaştı.
"İzin ver de durumunu kontrol edelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun (Shizaya)
Hayran Kurguİkebukuro'nun en ünlü muhbiri Orihara İzaya, muhbir olmaktan vazgeçerse ne olur? İzaya tüm o gürültülü yaşamından uzaklaşmış ve yaptığı işi bırakma aşamasına gelmiştir. Yaşadığı şehri terk etmeye karar veren İzaya, gizemli bir kadınla karşılaştıkta...