İzaya yavaşça gözlerini açtığında gözü ilk olarak duvardaki saati bulmuştu. Çoktan akşamüzeri olmuştu ve yanındaki komodin de katlanmış bir not gördü.
İzaya'm yapmam gereken işler var. Çok gecikmeden gelmiş olurum. Dışarı çıkmak gibi bir düşüncen varsa aklından sil ve evde oturup beni bekle!
Shizuoİzaya önce sevecen bir şekilde sonra kıs kıs güldü.
"Hiç sanmıyorum Shizu-chan."
Yataktan kalkarak üzerine pantolonuyla tişörtünü geçirdi. Sabah uyandığında zaten duşunu almıştı bu yüzden hafif yüzüne su çarptıktan sonra banyodan çıktı. Belli etmemeye çalışsa da arkasında hala hafif bir sızı hissediyordu.
İfadesiz bir yüzle yavaşça içeri gittiğinde sehpanın üzerindeki anahtarını gördü ve anahtarı cebine koydu. Aklına Shizuo'nun birlikte yaşamalarını istediği geldi ve düşüncelere daldı. Birbirlerine o kadar süre tahammül edebileceklerini sanmıyordu. Akşam geldiğinde hangi eve dönmeliydi. Kendi bomboş evine mi yoksa buraya mı? Çatık kaşlarla ensesini sıvazladı ve kapıyı çarparak evden çıktı.
İkebukuro meydanı yine çok kalabalıktı yavaşça etrafa göz gezdirdi. Bir tarafta Mikado, Anri ve Kida, Saki dörtlüsü vardı. Başka bir tarafta Dotachin ve tayfası vardı. Erika'nın sevgilisiyle barıştığını gördü ve sesli bir şekilde kıkırdadı. O sırada Celty motoruyla hızla önünden geçtiğinde bir an duraksamıştı. Gülümsemesi dudaklarında büyürken ellerini ceplerine soktu.
Geri döndüğüne göre, kiminle oynamaya başlayacaktı önce acaba? Gözlerini etraftaki insanlar üzerinde gezdirirken aklında da bu düşünceler vardı.
İnsanlara biraz kulak kabarttığında onların Fukuro Matsuri ile ilgili konuştuklarını duydu. Bu İkebukuro'da gerçekleşen bir festivaldi. Eylülün sonlarına doğru olurdu. İzaya'nın yüzündeki gülümseme sinsice büyüdü. Bu belki de en eğlenceli festivali olabilirdi. Aklındaki düşünceler derinleştikçe planları üzerinde de yoğunlaşmaya başlamıştı. Aklına gelen fikirlerin sonucunu düşününce sinsice bir kahkaha atamadan duramadı. İnsanları şaşırtmak başka bir sevdiği şeydi onun.
Bu festival için Shizuo'nun da planları vardı; mesela İzaya ile birlikte gitmek gibi... İmkansız gibi görünüyordu değil mi? İzaya ile aralarındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için en uygun zamandı onun için bu, çünkü festival zamanı tüm İkebukuro orada olurdu.
İzaya'nın bu yüzden kendisine çok kızacağının da farkındaydı ama onunla bir aile olmak istiyorsa önce belli başlı şeyleri değiştirmesi gerekiyordu. Aralarındaki bu düşmanlık gibi... İnsanların gözünde onlar düşman oldukça sokakta yan yana bile yürüyemezlerdi.
Cebinden çıkardığı sigara paketinden bir sigara aldı ve yaktı.
"Bugünlük işimiz bitti Shizuo. Eve gitmeden bir şeyler yiyelim mi ne dersin?"
Tom ile Shizuo birlikte meydana doğru yürüyorlardı. Shizuo bir elini cebine soktu ve yürümeye devam etti.
"Ben evde yiyeceğim."
Tom'un anlayamadığı bir sebepten Shizuo gülümsemeye başladığında Tom tek kaşını kaldırmıştı ve düşünceli göründü.
"Tek başına yemenin neresi iyi ki, yoksa evde seni bekleyen bir hatun mu var?"
Tom kıkırdadığında Shizuo aklına İzaya'nın mutfak önlüğü içinde yemek pişirdiği hayalini kuruyordu o sırada. Bu görüntünün ardından o da Tom'la birlikte kıkırdadı ve İzaya'yı asla böyle göremeyeceğinin üzüntüsünü hissetti ardından bir anda. O bunu kabul etmeyecek olsa bile bir şekilde ikna etmenin yolunu bulmalıydı? Hatta çıplak bir şekilde giyse o önlüğü... Tanrım!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun (Shizaya)
Fanfictionİkebukuro'nun en ünlü muhbiri Orihara İzaya, muhbir olmaktan vazgeçerse ne olur? İzaya tüm o gürültülü yaşamından uzaklaşmış ve yaptığı işi bırakma aşamasına gelmiştir. Yaşadığı şehri terk etmeye karar veren İzaya, gizemli bir kadınla karşılaştıkta...