Erika içeri girdiğinde etrafa bir göz gezdirdi. İlk etap tamamlanmıştı, şimdi sıra ikincisindeydi...
Yavaşça resepsiyon kısmına yöneldi ve insan kaynaklarının nerede olduğunu sordu. Görevli kişi tarif ettiğinde gülümseyerek o tarafa doğru yöneldi.
Yavaşça bir kapıya yaklaştı, kapının yanında insan kaynakları uzmanı tabelası asılıydı. Tereddüt etmeden kapıyı tıklatarak açtı ve içeri girdi. İçerisi baya geniş bir odaydı. Pencerenin önünde büyük bir masa vardı ve masanın başında kırklarında ve kırlaşmaya başlamış saçları olan baya kısa boylu bir adam oturuyordu. Erika'yı gördüğünde genişçe gülümsedi.
"Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim?"
Erika biraz çekingen bir tavır sergileyerek masaya doğru yaklaştı.
"Ben yeni işe alındım da, sizin sekreteriniz olarak."
Adamın tek kaşı kalkarken yüzü ciddi bir ifadeye bürünmüştü.
"Bir yanlışınız olmasın, bana böyle bir talimat gelmedi biraz beklerseniz genel müdürü arayabilirim."
Adamın eli telefona gittiğinde Erika daha hızlı bir şekilde davranarak adamın elini tuttu. Adam donmuş bir şekilde öylece kalmıştı. Erika rahat bir nefes alarak masanın etrafından ona doğru yaklaştı.
"Ben sana konuş demeden sakın konuşma ve sana söylediğim komutları yerine getireceksin. Şimdi bilgisayarının başına geç."
Adam hipnoz olmuş gibi Erika'nın söylediklerini harfi harfine uyguluyordu. Erika çantasından bir kağıt çıkardı ve adamın önüne koydu.
"Şimdi bu kağıtta ki kişiyi ve bilgilerini işe yeni alınmış gibi gösterek gizli laboratuvarda çalışanlar kişiler kısmına ekle."
Adam kağıttaki isme baktı, Kagura Kou yazıyordu ardından geri kalan tüm bilgileri bilgisayara kaydetti. Çekmeceden bir dosya alarak Erika'nın verdiği kağıtları da oraya ekleyerek çekmeceye geri koydu.
"Şimdi de şirkette çalışan başka birinin çalışma alanını değiştir ve aynı yere yaz." Birkaç tıklama ardından adam o işide halletmişti.
"Son olarak bu iki kişi için yaka kartlarını hazırlayıp ver."
Yaklaşık on beş dakika sonra Erika çantasında adamın verdiği kartlar ile dışarı yöneldi. Gayet sakin bir biçimde kapıdan çıkarak onu bekleyen arabanın yanına gitti ve kapıyı açarak içeri girdi. Gülümseyerek zafer işareti yaptığında herkes sevinçle bağırıp tezahürat yapmıştı. Ardından Erika telefonunu çıkararak İzaya'yı aradı.
...
Festivale yirmi saatten az kala; İzaya televizyonun karşısındaki koltukta uzanıyordu. Shizuo hala eve gelmemişti. Aslında onun için biraz endişeliydi çünkü o zamandan beri tek kelime bile etmemişti ve bu onu korkutuyordu. Bağırıp, çağırıp gürlemesini beklemişti ya da duvarlara bir şeyler fırlatmasını... O ise; sessizce sadece yanında duruyordu. Telefonu eline aldı ve onu arasam mı diye düşündü.
Bu saate kadar neden hala gelmediğini merak ediyordu. Telefonu bırakarak biraz daha beklemeye karar verdi. Nedense gözünden uyku akıyordu, hemde gecenin bu kadar erken saatinde. Yaklaşık dokuz civarlarındaydı saat.
Planladığı her şey sorunsuz devam ediyordu, geriye sadece büyük operasyon kalmıştı. Bu konuda hala biraz endişeliydi. Shizuo'nun onlarla birlikte gelmesine izin vermeyecekti. Pekala, evet o aşırı güçlü bir canavar olabilirdi ama bu onun yaralanmasını engellemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun (Shizaya)
Fanfictionİkebukuro'nun en ünlü muhbiri Orihara İzaya, muhbir olmaktan vazgeçerse ne olur? İzaya tüm o gürültülü yaşamından uzaklaşmış ve yaptığı işi bırakma aşamasına gelmiştir. Yaşadığı şehri terk etmeye karar veren İzaya, gizemli bir kadınla karşılaştıkta...