İzaya İkebukuro meydanındaki kalabalıkta Yuudai ile etrafına bakarak yürüyordu. Russian Sushi'nin önüne geldiğinde Simon'la karşılaştı.
"Naber Simon?"
"İyidir İzaya-kun. İçeri geçin ve lezzetti suşilerimizden yiyin."
İzaya şöyle bir içeri göz attı.
"Kadota ve tayfası içeride mi Simon?"
"Hmm, evet içerideler, onlarda az önce geldiler."
İzaya başını çevirip Yuudai ile göz göze geldi ve ona başıyla işaret ederek içeri girelim dedi. Yuudai de içeri girerek İzaya'nın bahsettiği şu kişiyi etrafta görmeye çalıştı. Onlara yakın bir masaya giderek oturdu ve İzaya'da yanına gelerek oturmuştu.
"Aradığın kişi mi?"
"Evet, o olduğuna eminim. Hiç kuşkum kalmadı artık."
"O da seni gördüğünde tanır mı?"
"Muhtemelen tanır on küsür yıl oldu ama beni gördüğünde kim olduğumu hissedeceğine eminim."
"Yuu-chan, senin için oldukça önemli biri olmalı. Onu aramak için başka bir evrenden geldiğine göre?"
"Bizim gezegenimizin adı Ceras, pek çok açıdan dünyalarımız çok farklı. Yaşadığım dünyada özel güçleri olan insanlar soylulardan ibaret ve birde gücü olmayan normal insanlar var. Onlarda soylulara hizmet ederler veya çiftçilik gibi işleri yaparlar. Bizleri bir nevi aristokratlar gibi düşünebilirsin yani.
Jingo çek zekiydi ve araştırmayı çok severdi. Sizin ortalama ömrünüzden iki kat daha fazla yaşıyoruz biz ve o bu ömrü bu şekilde harcamaktan pişman olmazdı inan. Ama bir gün aniden ortadan kayboldu. Bu olay buraya gelmemden birkaç hafta önce olmuştu, buradaysa çoktan on yıl geçmiş.
Onu aramak için evine gittim ve evinde bir kütüphanesi vardı. Hiçbir yerde bulamıyordum onu. Bir gün çalışma masasının üstünde üstü simsiyah ve tozlu çok eski bir kitap buldum. Tamamen el yazması bir kitaptı. Açıp okuduğumda şaşkına döndüm. Çünkü o kitapta zaman ve mekan da birbirinden tamamen ayrılmış farklı bir evren olduğu yazıyordu.
Bir geçit açabilmek için bir büyü de vardı ve ayrıntısına kadar tarif edilmişti nasıl yapılacağı. Ardından Jingo'yu aramam gereken yerin burası olduğunu düşündüm ve bir geçit açtım."
Yuudai sakin sesiyle İzaya'ya olanları anlatırken arkalarından bir sandalye düşme sesi gelmişti. İzaya ve Yuudai arkalarına döndüklerinde onlara bakan kişiyle yüz yüze gelmişlerdi.
"Amida! Sen..."
"Merhaba Jingo. Uzun zaman oldu."
"Sen... Nasıl..."
İkisi birbirine meraklı gözlerle bakarken Jingo'nun yanında oturan oğlanda ayağa kalkmıştı. Gözleri meraklı bir biçimde ikisi arasında gidip geliyordu.
"Erika, onu tanıyor musun?"
Erika düşünceli gözlerle Walker'a baktığında başını aşağı yukarı salladı. Kadota'da ortamdaki herkes kadar şaşırmıştı ve hepsinin gözlerinden merak okunuyordu.
"Ben birazdan geleceğim arkadaşlar siz yemeğe devam edin."
Erika masadakileri bırakarak Yuudai'nin yanına gitti. Ona bakarak konuşuyordu.
"Amida, dışarıda konuşalım mı?"
Yuudai onu ikiletmeden dışarı doğru yürümeye başlamıştı. O sırada Simon elinde yemeklerle İzaya'nın masasına gelmiş ve onlara servis yapıyordu. Ardından gözleri dışarı çıkan iki kişiye kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun (Shizaya)
Fanfictionİkebukuro'nun en ünlü muhbiri Orihara İzaya, muhbir olmaktan vazgeçerse ne olur? İzaya tüm o gürültülü yaşamından uzaklaşmış ve yaptığı işi bırakma aşamasına gelmiştir. Yaşadığı şehri terk etmeye karar veren İzaya, gizemli bir kadınla karşılaştıkta...