Kıskanç Shizuo

1.4K 100 24
                                    


İzaya sabah uyandığında rahat bir yatakta yattığını fark etmişti. Yumuşak çarşaflar ayağına dolanmış vaziyetteydi. Buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. En son Shizuo'ya birbirlerine sarılmış halde uzunca bir süre durduklarını anımsıyordu.

Hatırladıkları ile yanakları kızarırken, kalbi de hızlı atmaya başlayarak heyecan yapmıştı. Dudaklarına büyük bir gülümseme yayılırken onu görmeyi bekleyerek yatağın diğer tarafına baktı. Fakat boş olan kısmı gördüğünde yüzü düştü. Az önce ona mutluluk veren tüm düşünceler aklından silinmişti. Ne umuyordu ki zaten...

Uyanır uyanmaz onu görmeyi mi, mutlu bir gülümsemeyle ona bakan o güzel sarı gözler de erimeyi mi, ya da içini titretecek o tatlı öpücüğe kavuşmayı mı?

Yataktan kalkarken de bir yandan başını iki yana salladı, bu düşüncelerin kendine, Orihara İzaya'ya ait olduğuna inanası gelmiyordu bir türlü.

Banyoya girdiğinde burasının hala sağlam olduğunu gördüğünde sevinmişti. En azından burayı yenilemek zorunda kalmayacaklardı. Yatak odasında ise bir tek büyük yatak sağlam kalmıştı. Neden sadece ona dokunmadığını bir türlü anlayamamış olsa da, fazlaca düşünme gereği de duymayarak yüzüne su çarptı. Ardından temiz havluyla kuruladıktan sonra içeri girdi.

İçeri girdiğinde odanın boş olduğunu gördü, tüm dağınıklık toplanmış ve etrafa dağılmış olan eşyaların parçaları atılmıştı. Geriye kalan tek şey yeni eşyalar almaktı fakat duvarlardaki hafif çatlaklara ve deliklere de bir ustanın elinin değmesi gerekiyordu.

Gündüz gözüyle bakınca daha çok hasar tespit eden İzaya, bir iç çekti. Nede olsa Shizuo gibi bir canavardan beklenen bir şeydi bu.

Ardından gözleri kapıya gittiğinde Shizuo ile buluştu. Elinde poşetlerle içeri giriyordu ki, büyük ihtimalle markete gitmiş gibi görünüyordu.

İzaya'yı görmesiyle Shizuo'nun dudakları yukarı doğru kıvrılmış ve gözleri parlamıştı.

"Uyanmışsın." 

Elindeki poşetleri mutfağın girişine bırakırken ona doğru yürümeye başlamıştı. İzaya'nın kalbi daha da hızlanırken bir an ne diyeceğini şaşırdı, bocaladı.

"Az önce uyandı-" 

Sözünü bitirememişti ki Shizuo'nun yumuşak dudakları kendisininkilerinin üzerinde yerini buldu. İzaya'nın gözleri şaşkınlıktan büyürken içinden sıcacık bir şeyin aktığını hissetti. Ardından açık olan gözlerini kapattı ve Shizuo'nun ıslak öpücüğüne karşılık verdi.

Birbirlerinden ayrıldıklarında ikisi de nefes nefese kalmış ve hafif kızarmışlardı. Ardından Shizuo arkasını dönerek poşetleri koyduğu yere giderek onları tekrar aldı ve sağlam olan buzdolabının önüne giderek yerleştirmeye başladı.

"Evde pek yiyecek bir şey kalmamış ve bu yüzden bende kahvaltılık bir şeyler almak için alışverişe gittim. Fakat yemeğimizi yiyebileceğimiz bir masamız ve sandalyemiz yok henüz. Bir şeyler yedikten sonra gider alırız diye düşünmüştüm."

"Benim daha güzel bir fikrim var Shizu-chan. Neden kahvaltı için bana gitmiyoruz? Zaten üst katta oturuyorum."

Shizuo arkasını dönerek bir süre İzaya'ya baktı ardından onay verircesine kafasını salladı.

"Peki, o zaman öyle yapalım."

İzaya kapıya doğru giderken Shizuo'da arkasından onu takip ediyordu. İzaya'nın evine ilk kez gidecekti ve bu yüzden biraz heyecanlı hissetmişti. Ne kadar mutlu hissettiğini söylemeye gerek var mıydı bilemiyorum.

İzaya cebinden çıkardığı anahtarı kullanarak kapıyı açtığında yana çekilerek Shizuo'nun içeri girebilmesi için yer açtı. Shizuo ona gülümseyerek içeri girdiğinde ilk işi etrafı süzmek olmuştu.

Siyah deri koltuklar, karşısında ki televizyon ve pencerenin önündeki büyük bir masada bilgisayarı ile burası İzaya'nın eski ofisini oldukça andırıyordu.

İçeriden gelen adım seslerini duyduğunda İzaya'da kapıyı kapatarak içeri girmişti ki unuttuğu o büyük şey kafasına dank etti fakat bunu Shizuo'yu şaşırtmadan açıklama şansını da kaybetmişti.

Shizuo adım sesleri kesildiğinde, üstünde sadece bir şort olan ve üstü tamamen çıplak bir şekilde yatak odasından çıkıp gelen kişiyle karşı karşıya kalmıştı.

"İzzy! Yeni mi geliyorsun?" 

Hafif esnerken tek gözü kapalı bir halde çıplak olan karnında elini gezdiren Yuudai karşısında Shizuo'nun ona öldürecekmiş gibi bakışlarını gördüğünde iki gözü de yerinden fırlayacakmış gibi büyümüştü. İzaya aceleyle Yuudai'nin önüne gelerek onu yatak odasına doğru geri itekledi.

"Bana böyle seslenme demedim mi sana? Git üstüne bir şeyler giy. Biz de kahvaltıyı hazırlayalım." 

Korkuyla arkasına dönerek Shizuo'ya baktığında hala onun gözlerinde şimşekler çaktığını görebiliyordu. Yumru yaptığı tek elini avucunun içine alarak onu mutfağa doğru çekiştirdi.

Onu öldüreceğim! Onu öldüreceğim. Kesinlikle öldüreceğim!

Shizuo'nun aklındakileri gördüğünde onun öldürmeye programlanmış aklını çelmek için ne yapabileceğini düşünmeye çalıştı. Ardından parmak uçlarına yükselerek kollarını onun boynuna doladı. Shizuo bu ani yakın temas yüzünden afallayarak İzaya'nın belinden kavradığı gibi onu kaldırarak mutfak bankosunun üzerine oturmasına yardım etti. Ellerini ondan çekerek iki yanına doğru tezgâha dayamıştı ve İzaya kollarının arasında hapis kalmıştı.

"İzaya, az önce gördüğüm şeyi bana hemen açıkla." Çattığı kaşlarıyla İzaya'ya bakıyordu. 

Aklımı başımdan alarak durumu unutturmana izin vermeyeceğim.

İzaya sesli bir şekilde yutkunmuştu ilk kez Shizuo'nun karşısında.

"Biz kaçtıktan sonra yakuzalar onu bulmak için evine gitmişler ve tüm evi enkaza çevirmişler. Hoş gerçi sen tek kişi olmana rağmen daha beterini yapmayı başarmışsın Shizu-chan, tebrik ederim yani. Neyse işte sonra bizde onun eve dönmesinin tehlikeli olacağına karar verdik ve bu yüzden o zamandan beri bende kalıyor."

"Bunu bana söyleyebilirdin?"

"Cidden Shizuo, hangi ara söyleyecektim?"

"Bu sabah söyleyebilirdin mesela, en azından bu kadar şaşırmazdım."

"Biliyorum ama tamamen aklımdan çıkmış."

"Peki, lanet olası bu herif neden yarı çıplak bir vaziyette senin yatak odandan çıkıyor, buna ne diyeceksin acaba çok merak ediyorum."

İzaya tam ağzını açmıştı ki, arkasında duydukları ses konuşmasına engel oldu.



Vurgun (Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin