Vurgun (Shizaya)

Tehlike

Celty eliyle Shinra'yı dürtüklediğinde kendine gelebilmişti nihayetinde, hiçbir şey demeden içeri girdiler ve uzun kanepeye oturdular. Shinra etrafında biraz göz gezdirdi.

"Eşyalarını değiştirmişsin Shizuo, hoş olmuş."

"Hmm, evet diğerleri kullanılamayacak hale gelmişti de yenilik fena olmaz neticede."

Shinra başını kaldırıp ikisine baktığında yine sustu. Ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. İkisini de küçüklüğünden beri iyi tanıyordu ve seviyordu da ama onlar birbiri ile düşman olmayı seçmişti şimdi ise... 

Buna sevinmesi gerekiyordu belki de ama inanamıyordu ki hala buna. Kendine acaba İzaya yine yeni bir oyunun peşinde mi demekten alamıyordu. Yine de böyle bir şeyin oyunu olmazdı değil mi? İzaya bile böyle bir şey yapmazdı yani hem de Shizuo ile.

Düşünceli bakışlarını ikisi üzerinde gezdirdi yine. İlk fark etiiği Shizuo'nun çok sakin görünmesiydi, sanki İzaya orada değilmiş gibi duruyordu ama aslında Shizuo İzaya'nın yanında olmasını normal karşılıyordu ve İzaya... O da çok ciddi bakıyordu, normalde alaycı bir şekilde sırıtması ve Shizuo'yu gıcık edecek bir şeyler yapması gerekmez miydi? O da sanki Shizuo'yla oynamaktan vazgeçmiş gibiydi.

"İçecek bir şeyler alır mısınız? Çay? Kahve?"

Shizuo İzaya'yı duyduğunda ona gülümsemişti. Konuşmaları yarım kalmıştı ama onu ikna edebileceğini düşünüyordu artık.

"Ben kahve alırım sevgilim." 

İzaya sinirle Shizuo'ya baktı. Kesinlikle ona bilerek böyle seslendiğini biliyordu, Shinra ve Celty'nin aklında kuşku kalmasın diye yapıyordu ama bu İzaya'yı sinir ediyordu sadece.

"Ölmek mi istiyorsun?" 

İzaya çattığı kaşlarla Shizuo'ya baktığında Shizuo sesli bir şekilde kahkaha attı. Ardından Shinra'ya baktı.

"Çok sevimli değil mi?" Shinra hala garip bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Oldukça tepkisizdi.

"Şey İzaya ve sevimlilik... Bilemiyorum Shizuo."

Bunun üzerine İzaya'da her zaman ki gibi Shinra'ya alaycı gülücüklerinden bahşetti.

"Shinra, ne demek istedin bak kalbimi kırıyorsun ama." 

Büzüştürdüğü dudaklarıyla ve alaycı gözleriyle ona baktığında, Shinra iç çekmişti.

"Biri bana burada ne olduğunu açıklayacak mı?" 

Sesi biraz sitemli çıkmıştı ve Celty hala hiçbir şey demeden öylece duruyordu. Elindeki alete bir şeyler yazdı ve Shinra ile diğerlerine gösterdi.

"Ben ne olduğunu anladım sanırım. Shizuo İzaya'ya açıldı ve onu sevdiğini söyledi. İzaya'da Shizuo'nun teklifini kabul etti. Onlar artık sevgililer."

"NE!"

Shinra şaşkınca sırtını geriye doğru vermişti.

"Doğru mu bu? Siz?!"

İzaya'nın gözleri yeri bulurken Shizuo'nun yüzü hala gülüyordu.

"Evet, doğru İzaya ve ben birbirimizi seviyoruz." Bunları söylerken bakışlarını İzaya'ya doğru çevirmişti. İzaya'da başını yerden kaldırıp Shizuo'ya baktı. Sanki o gözler arasında görünmez bir bağ oluşmuştu bir anda. İçten ve duygu yüklü bakışlar hayatının en kıymetli varlığına bakıyormuş gibi hissettiriyordu. Hiçbir kelime ifade etmeyen sadece bir bakıştı belki ama hiçbir kelimenin de ifade edemeyeceği şeyleri hissettirebiliyordu işte. Göz temasını bozan İzaya oldu ve hafif bir pembelik saran yanaklarını gözler önüne sererken sevimli bir şekilde gülümseyerek konuştu.