Shizuo içeriden gelen adım seslerini duyduğunda önündeki koliye kitapları koyma işini yarım bıraktı. İzaya'nın kucağında büyük bir kutuyla içeri girdiğini gördüğünde alnındaki birkaç damar atmıştı. Bir hışım İzaya'nın yanına vardı ve ona kızgın gözlerle bakarken kucağındaki koliyi alıp kapıya doğru taşıdı.
Ardından yine hızlıca arkasını dönerek gözlerini İzaya'ya dikti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen lanet olasıca?"
"Görmüyor musun ne yaptığımı? Yatak odasındaki kolileri taşıyorum. Asıl sen ne halt yediğini sanıyorsun? Alt tarafı birkaç kutuyu mu taşıyamayacağım." İzaya sinirle titredi karşısında. Ellerini yumru yumru yapmış iki yanında sallanıyordu kolları.
"Bana genç kızmışım gibi davranmayı bırak geri zekalı canavar. Bende ERKEĞİM!"
Shizuo'nun bakışları yumuşarken yavaşça İzaya'nın yanına gelmişti.
"Ne zaman öyle davrandım? Sadece, daha o günün ardından bir ay geçti ve yeterince iyileşmedin."
"Saçmalama! Ben gayet iyiyim tamam mı? İki haftadır evde yatıp duruyorum zaten. Canım da hiç yanmıyor, bir koliyi gayet de taşıyabilecek kadar iyileştim."
Shizuo üzgün gözlerle ona baktı. Daha iyi olduğunun o da farkındaydı ama İzaya'nın ya da bebeğin zarar görmemesi için fazla yorulması hatta ağır şeyler kaldırması bile riskliydi. Bunu ona söylemezdi ki... Cebinden bir telefon çıkardı ve Shinra'yı aradı.
-Alo? Shizuo nasılsınız?
-Taşınma telaşı diyelim, sizi sormalı?
Shizuo İzaya'ya bir adım yaklaştı ve elini onun alnına koydu.
-Shinra, Celty'i bize gönderebilir misin, İzaya'yı gelip alsın. Biraz ateşi var gibi duruyor ve ben endişeleniyorum.
"NE? Benim ateşim falan yok! Bir yerlerinden uydurma odun kafalı!" İzaya sitemle bağırdığında Shizuo gözlerini kısmıştı ve onu umursamayarak içeride ki odaya yöneldi.
-Tamam, olur. Bende endişelendim şimdi.
-Aslında bir şeyi yok gibi, sadece üç dört saat onu idare ediver Shinra. Ben evi taşımayı bitirebilirim böylece. İzaya'nın ağır şeyler taşıyarak riskli şeyler yapmasını önlemem lazım.
-Cidden Shizuo! İzaya'ya ne zaman söylemeyi düşünüyorsun? Bunun bilincinde olması gerekiyor, her zaman yanında olamazsın.
-Farkındayım zaten Shinra, ayrıca ben her an yanında olmaya çalışıyorum zaten burada.
-Onu kastetmedim. Zaten en fazla bir ya da iki ay daha saklayabilirsin, karnı şişmeye başladığında ne diyeceksin? Onu da geçtim yakında mide bulantıları daha sık olacaktır.
-Of, yakında söyleyeceğim tamam mı? Sen sadece onu oyala.
-Peki tamam, işin erken biterse sende gel.
-Tamam görüşürüz.
-Görüşürüz.
Shizuo telefonu kapatarak içeri gitti. İzaya kitapları koliye yerleştirmeye devam ediyordu. Yanına giderek arkasından ona sarıldı ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. İzaya hala ona sinirliydi.
"Bak, bana bu kadar kızma, sadece senin için endişeleniyorum hayatım. Hem bu haftaki kontrolün için zaten gidecektik."
"Evet ama şu an bunun sırası değildi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun (Shizaya)
Fanfictionİkebukuro'nun en ünlü muhbiri Orihara İzaya, muhbir olmaktan vazgeçerse ne olur? İzaya tüm o gürültülü yaşamından uzaklaşmış ve yaptığı işi bırakma aşamasına gelmiştir. Yaşadığı şehri terk etmeye karar veren İzaya, gizemli bir kadınla karşılaştıkta...