BÖLÜM 4 - 'KOLYE'

46K 2.3K 325
                                    

Oy ve yorumlarınızı bırakırsanız, çok memnun olurum ^-^

*4*

Akşam olmuş, ödevlerim için odama çekilmiştim. Tabii bir saattir tek bir cümle dahi karalamamıș olsam da...

Babamdan beklediğim itiraz gelmeyince, Mete, resmi olarak evimize taşındı. Üstelik sadece bir saat içinde... Tek bir bavul bunun için yeterli olmuştu. Sıradan olmaktan sıyrılamayan hayatlarımıza, aniden dahil olan, soğuk adam, beraberinde neler getirirdi, bilmiyorum. Bundan sonra bizi nelerin beklediğini tahmin etmek zordu.

Babama mafya mevzusunu sorduğumda ise, sözleşme imzalarken ki hikayeden fazlasını anlatmadı. Filmlerden alışık olduğum, klasik karanlık işlere bulaşmıştı. Tabii anlattığına göre... Fazla kurcalamadım. Eğer, korunmaya ihtiyacımız varsa ve bunun için deneyimli bir adam tutulmuşsa, itiraz etme lüksüm yoktu. Durum fazla ciddiydi.

O yüzden, bu konuyu sorgulamak yerine görmezden gelmeye karar verdim.

"Off ya, neden gidemiyoruz, Duru? O kadar hazırlandım," dedi, Melis sitem ederek. Yaklaşık on beş dakikadır, Nisa'nın da dahil olduğu konferans konuşma yapıyorduk.

Saçımdan bir tutamı parmaklarıma dolarken, sıkıntıyla yatağıma uzandım. "Yapabileceğim bir şey yok. Nisa gelmeyeceğim diyor. Benim de-" Açıkçası bu koruma mevzusunu uzunca bir süre kimseye anlatmayı düşünmüyordum. "İşim çıktı. Daha doğrusu babamın işi çıktı."

"Taner amca da son dakika golü attı yani. Hayır, Nisa hanıma ne oluyorsa. Ne işi varmış, First Lady'nin acaba?"

"Hey, hey! Melisciğim, burada ben de varım. Kulağımın dibinde dedikodumu yapma bari," diye çıkış yaptı, Nisa. Sessizce güldüm. Melis'in konuşmasından sıra ona gelmediği için dakikalardır sadece ara ara eşlik etmişti. Ve Melis'in sitemlerini çekmek bana kalmıştı.

"Hanımefendi, ne işiniz var da gelmiyorsunuz? Merak ettik."

"Daha kaç kere diyeceğim acaba, kuzenimin doğum günü var. Zorla oraya götürülüyorum."

"Hey kızlar! Tamam, bitti artık sorun yok. Hem kaçmıyor ya, yarın veya daha sonra gideriz," diye çıkış yaptım. Yoksa ikisi eften püften sebeplerle kavga çıkarabilirdi. Bazen çocuk gibi oluyorlar.

"Duru, sen sus! O kadar hazırlandım, saç, makyaj... Boşa mı gidecek bütün bunlar?"

Nisa'nın, kıkırtısı yükseldi. "Eminim, Melis şimdi abartılı derecede hazırlanmıştır. Duru, hayal etsene bi!" dedi, kahkahaları arasında.

"Kesinlikle!" dedim, sessizce gülerek.

Gülmemek için kendimi zor tuttum. Melis'i, belki de kendimden daha iyi tanırdım. Eminim şuan, abartılı bir makyaj ve fazla şık kıyafetlerin içinde nefesini tutuyordur, sırf göbeği potluk yapmasın diye... Elimi karnıma koyarak, kahkahalarımı bastırmaya çalıştım.

"Kızlar, gülmeye devam ederseniz eğer ikinizin de yanaklarını koparırım!"

"Aa! Kim gülüyor ya. Nisa'ya söyle sen onu," dedim, kendimi toparlayarak.

"Ya ya... İki dakikadır sessiz sessiz, alttan alttan gülüyorsun, Duru. Bu kulaklara yutturamazsın," dedi, Melis.

Bu kez kendimi sıkmadan güldüm. "Ya o duyulmuş muydu? Pardon, daha sessiz olmam gerekiyordu."

ÖNSEZİ #1: KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin