Merhabalar cankiloşlar. ♥Uzun bir ara vermek zorunda kaldık. Buna gerek benim şifremi unutmam, gerekse birçok şey sebep oldu. Ancak bugünden itibaren tekrar aranıza döndüm. :)
Şimdiden iyi okumalar, bir önceki bölüme ufak bir göz atıp öyle başlayın. Unutmuşsunuzdur.
***
"Her şeyi mi?" dedim donuk bir şekilde.
Mete gözlerini bir anlığına bana sabitledikten sonra, tekrar kaçırıp hiçbir şey söylemedi. Yüzündeki öfkenin izlerinde kendi yansımamı görmüştüm, bana kızgın görünüyordu.
"O adamın sana nasıl bir büyü yaptırdığını bilemeyiz," dedi Ada. "Bunu bilmesi mümkün olan tek kişi sensin, Duru. Tabii bir cadı olduğunu kabul edersek."
Ada beklentiyle yüzüme bakıyordu ama bu hiçbir şey ifade etmiyordu. Ne yaptığımın bilincinde olsam, çoktan söylemiş olurdum ve çoktan bir çözüm yolu aramaya başlardık. "Mete'yi diriltebileceğimi söyledi sadece," dedim.
"Aslında hiç ölü olmayan birini," diye düzeltti Baran. Alt dudaklarını dişleri arasında ezip, "Gerçekten sen hayatımıza girdiğinden beri işler yolunda gitmiyor, bilmem farkında mısın?" dedi. Gözlerini olabildiğince kısmış, koyu gözleri direkt suçlayıcı bir şekilde bakıyordu. "Sadece bu olay değil, daha önce de... Abimin hayatını alt üst edip hala orada rahatça oturabilmen hiç adil değil."
"Baran!" dedi Mete sertçe.
"Ne? Ona birileri doğruları söylemeli. Hayatımıza girdiğinden beri seni doğru düzgün göremiyoruz," dedi hayıflanarak.
Mete'nin buna bir cevabı olmamıştı, sanırım Baran'ın söylediklerinin bu kısmına hak vermişti. İster istemez mahcup hissetsem de herhangi bir şey belli etmedim. Mete de tekrar sessizliğe gömüldü.
Ada, Baran'ın omzunu oldukça güçlü bir şekilde sıkarken bana sıcak bir gülümseme yolladı. "Duru, alınmıyorsun değil mi? Onun üslubu biraz çocuksudur," dedi.
"Dert değil," dedim. Ama yine de kendimi tutamadım. Baran'ın öfkeyle kısılmış ve kararmış gözlerine dikkatle baktım. "Bana neden bu kadar öfkeli olduğunu hiç bilmiyorum ama eğer bir yanlış anlama varsa düzeltmek isterim," dedim nazikçe.
"Düzeltmek ister misin?" Omzunu silkeleyip Ada'nın elinin altından kurtardıktan sonra sinsi bir gülümsemeyle konuştu. "O halde artık hayatımızdan çıkmaya ne dersin?" dedi.
Göz ucuyla Mete'ye baktım ama o kadar dalgındı ki, benim psikolojik bir baskının altında olduğumu göremiyordu. Ellerini çenesinin altında birleştirmiş, düşüncelere dalmıştı.
"Eğer sorun buysa eve dönebilirim," dedim sandalyeden kalkmaya çalışarak. Mete'nin soğuk elleri bileğimden yakaladı ve beni çekiştirerek geri oturmamı sağladı. Ama yine konuşmayı tercih etmemiş, hafifçe dişleri arasından tıslamıştı.
Başını savurarak Ada'ya bir işaret verdi ama ben ne demek istediğini anlamadım.
"Ona cezasını vereceğimden hiç şüpheniz olmasın," dedi Ada. Baran'ın kolundan tutup peşine takarak, "Biz yukarıya çıkalım" deyip saniyeler içerisinde gözden kayboldular. Ve çok geçmeden üst kattan büyük bir gürültü koptu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #1: KORUMA
VampirHiç beklenmedik bir anda, soğuk bir adam dahil oldu, sıradan olmaktan sıyrılamayan hayatlarımıza... Sadece onun varlığıyla, bütün hayatımın ipleri koptu ve başıboş kalan kaderim, Kızıl Gözlü Adam'ın varlığıyla şekillendi; ellerinde yoğruldu, gözleri...