BÖLÜM 11 - 'DENGE-SİZ'

33.1K 1.7K 346
                                    

Multi: Mete'nin gülüşü... Benzeri diyelim, benim zihnimde biraz daha farklı :)

Bölüm İthafı

vasfiyeck: Ay bu yağmurla öpüşme şeysin de kendimi aldatılmış gibi hissetmem normal mi?

Şu çok şeker yoruma ithaf ediyorum, bu bölümü... Çok tatlış ^-^

12. bölüm için ithaf alma şansınız var! ♥ Bu yüzden Yorum bırakmayı unutmayın! ♥ Mümkünse bir şeyler karalayın. (Yb lütfen... tarzı yorumlar ithaf almayacak.) Bölüm hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum zaten ben. :)

.OY VE YORUMLARINIZI BEKLER, İYİ OKUMALAR DİLERİM.

~oOo~

Yağmur, Ercan Hocanın kısa konuşmasından sonra gülümseyerek başını salladı ve gözleri sınıfı taradı.

Mahcup bir ifadeyle, "Merhaba," dediğinde erkeklerin çoğu aralarında kıkırdamaya başladı. Zihinlerinden geçenleri göremiyordum ama neler düşündüklerini tahmin etmek kolaydı.

Ancak bilmedikleri bir şey vardı ki, o da, bu kızın Mete'nin sevgilisi olduğuydu. Ve Mete, daha şimdiden bozulmuş görünüyordu. Bakışlarını benden bir milim kıpırdatmamış olsa da, yüzündeki sert ve soğuk ifade fazlasıyla ürperticiydi. Her an kötü bir şey yapacakmış gibi görünüyordu.

"Hadi bakalım, yerlerinize geçin," dedi Ercan Hoca.

Mete'ye takıldı bakışlarım. Yerinden kıpırdamadan, sürekli bana bakıyordu. Açıkçası rahatsız olmuştum. Elimi ne var anlamında salladım. Bir tepki vermedi.

"Bu çocuk kesinlikle problemli," dedi Nisa sessizce. Başımı çok hafif bir ritimde sallayarak onayladım.

"Hadi oğlum ne duruyorsun?" deyince Ercan Hoca, Mete gözlerini nihayet benden ayırıp yavaşça yürüyerek sırasına oturdu, Yağmur da arkasından onu takip edip yanına oturdu. Acaba bunu ne zaman planlamışlardı? Aynı okula kaydolmalar, aynı sınıfa girmeler...

Ders boyunca kendimi huzursuz hissettim. Sanki baskı altında bir mahkum gibi... Ne zaman arkama dönüp baksam, Mete'nin gözleri üzerimde oluyordu. Bu öyle rahatsız edici bir boyuta ulaşmıştı ki, arkama dönmesem de bakışlarını sırtımda hissediyordum. Bu bakışların altından çıkacak olan her neyse, merakla öğrenmeyi bekliyordum. Çünkü hiç normal değildi.

Teneffüs zili çalınca kendimi bir nebze daha iyi hissettim. Biraz hava almam gerekiyordu.

"Kantine gidip bir şeyler alalım," dedi Nisa.

İnandırıcı olması için bıkkın bir tonla, "Olur, gidelim. Ama dışarıda biraz dolaşsak iyi olacak. Hava almam gerekiyor. Bunaldım," dedim.

"Tamam. Melis'le şu meseleyi de çözün artık. Çok saçma yerlere uzayıp gidecek yoksa," dedi soru sorar gibi.

"Benim bir problemim yok ama uzamasını da istemem," dedim başımı sallayarak.

Nisa, kapıdan çıkmakta olan Melis'in arkasından, "Melis, bizi beklesene!" diye bağırdı. Melis gözlerini devirerek, kollarını göğsünde kavuşturup kapı dibinde bizi beklemeye koyuldu. Bakışları hala sertti.

"Bizi uğraştıracak gibi görünüyor," diye mırıldandım.

Nisa, "Her zamanki Melis... Kafasında kurmuştur bir sürü şey şimdi, takma sen," dedi yumuşak bir tonla.

Ders kitabı ve defterimi çantama tıkıştırdım. Ayağa kalktığımda, Nisa kolunu kırarak girmem için başıyla işaret edince, kolumu geçirdim hemen. Melis bizi beklemeden önden çıkınca, usançla soludum.

ÖNSEZİ #1: KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin