Oy ve Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen, iyi okumalar ^-^
~oOo~
Eve gelir gelmez, kendimi çalışma odasının önünde buldum. Babamla konuşmam, sabah olanları anlatmam gerekiyordu. Ve daha öğrenmem gereken bir sürü şey vardı.
Sıktığım yumruğumu kapıya vuracakken, bileğimi tutan soğuk elle birlikte, gözlerimi devirerek arkama döndüm. Mete, tam dibimde durmuş bana bakıyordu.
"Elimi alabilir miyim?" diye sorduğumda, çok ciddi bir ifadeyle, "Sabah olanlar ikimiz arasında kalmalı," dedi. Bileğimi kavrayan elini biraz olsun gevşetmediği için neredeyse kan akışını kesecekti. Fazlasıyla stres yapmış görünüyordu.
Bileğimi kıvırarak, "Daha fazla işlerime burnunu sokarsan eğer, bu kez gerçekten kovulursun," dediğimde elini gevşetti ve sertçe bıraktı.
"Ne istiyorsun sen? Ha?" diye sordu.
"Sana ne! Bu aileye, bana, bu kadar karışabileceğini mi sanıyorsun?"
O an gözlerini olabildiğince kısarak, bu kez de kolumdan tutup, beni arkamdaki duvara hızla yasladı. Sırtım duvara yapıştı.
"Sabah olanlardan bahsetme kimseye!"
Ellerimi göğsüne bastırıp itmeye çalışırken, "Neden bu seni endişelendiriyor? Hem sana ne!" dediğimde, kolumu daha sert tuttu.
"Babanın bir bok yapacağı yok! O aciz adamın, şirketi dışında hiçbir şeyi ayakta tutmaya gücü yetmez. O yüzden söylemeyeceksin! Senin güvende olduğunu bilecek, fazlası değil," dedi çenesini gererek. İnce boynundaki damarlar belirgin bir şekilde kendini göstermiş, öfkesi, taşacak yer arıyordu.
"Ne yapacağıma karar veremezsin! Hem sana ne oluyor? Elbette babamın tehlike altında olduğumu bilmeye hakkı var."
"Tehlike altında olduğunu öğrenirse..." Gözlerini yumup sakinleşmek için kendine süre tanıdı. "Eğer sabahki olanları öğrenirse, işime son verir," dedi. Gözlerindeki öfkenin yerini, yeni bir duygu almıştı. Korku mu, keder mi, acı mı... Anlamak imkansızdı.
"Bu benim sorunum değil."
Sol yumruğunu başımın sağ yanında kalan duvara hızla geçirdi. "Lanet olsun, bu benim sorunum zaten!" dedi öfkeyle.
"Bu kadar paraya açsan eğer, aylık maaş bağlayabiliriz ama haddini aşmaktan vazgeç artık!"
Gözlerimin içine bakarken, öfkesinin, onu terk ettiğini görebilmek mümkündü. Yavaş yavaş sıyrılmıştı. "Bak..." deyip sustu. Bedenlerimiz arasındaki boşluğu kapatarak, gözlerini gözlerime odakladı. Bakışlarındaki tehlikeli hava fazlasıyla ürkütücüydü. Sol elinin işaret parmağını çenemin ucunda gezdirirken, soğuk parmağı yavaş yavaş bütün ısımı elimden alıyordu.
"Sana bir teklifim olacak, Ufaklık," dediğinde yutkundum. Gözlerim irice açıldı. Bu ani duygu geçişleri ürkütücüydü. Beni olduğum yere çivileyecek gibi bakıyordu. Öldürmek mi yoksa korumak mı istediği belli olmayan sertlikte, sabahki gibi... Nefes alışverişim sıklașırken, kaşlarımı çattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #1: KORUMA
VampirosHiç beklenmedik bir anda, soğuk bir adam dahil oldu, sıradan olmaktan sıyrılamayan hayatlarımıza... Sadece onun varlığıyla, bütün hayatımın ipleri koptu ve başıboş kalan kaderim, Kızıl Gözlü Adam'ın varlığıyla şekillendi; ellerinde yoğruldu, gözleri...