BÖLÜM 36 - 'KONUK'

16.9K 983 134
                                    


Bölüm Müziği: "Matthew Perryman Jones - Only You"

⚜️

Eve girmek üzereyken babam geldi. Bu saatlerde nadiren eve geldiği için biraz şaşırdım ama yaklaşık bir haftadır yaptığım gibi görmezden geldim. O arabadan inerken içeriye girmekle uğraşıyordum. Hemen odama çıkıp kendimi yatağıma bırakma fikriyle acele bir şekilde hareket ettim ama bir türlü kapıyı açamadım.

Arabanın kapısının kapandığını duydum. Babamla karşılaşmak istemiyordum çünkü sürekli benimle konuşmaya çalışıyordu. "Duru!" diye arkamdan bağırınca mecburen döndüm.

Arabanın dibinde ellerini cebine sokmuş dikiliyordu. "Gel benimle," dedi.

"Ödevlerim var."

"Gitmemiz gereken bir yer var seninle," dedi. "Rica etmiyorum, buraya gel."

Gözlerimi devirip yavaş adımlarla ona doğru yaklaştım. Hiçbir şey söylemeden arka kapıyı açıp oturdum. Babamın dertli bir şekilde iç çektiğini duydum, bu halimizden ben de hoşnut değildim ama bazen şartlar hiç ummadığımız yerlere sürüklüyordu. 

Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama babamla uzun zamandır seyahat etmemiştim. Normalde hemen yanında, ön koltukta otururdum. Ama aramızdaki bu soğukluk onunla yakın olmamı engelliyordu. 

"Nereye gittiğimizi biliyor musun?"

"Hayır," dedim kısaca. 

Başımı camdan dışarıya çevirdim. Evden epey uzaklaşmıştık. "Artık konuşmamız gerekiyor, biliyorsun" dedi. Dikiz aynasından bana baktığını görebiliyordum.

"Konuşmamıza gerek yok," dedim.

"Böyle olmaz kızım. Karşılıklı her şeyi konuşalım ki sorun neyse çözülsün."

İç çekerek yanağımı omzuma yaslayıp bakışlarımı dışarıdaki insanlara çevirdim. "Konuşurken yine yalanlar sıralamayacağını nereden bileceğim baba?" diye sordum.

Gözlerini devirip alnını elinin tersiyle sildi. "Duru neden bu kadar inatçısın?" dedi. "Daha kaç kere durumu izah edeceğim sana?"

"İzah etmedin ki, sadece ısrarla yalan söylemen gerektiğini söyleyip duruyorsun. Bir insan yalan söylemek zorunda olmamalı," dedim.

"Bazen mecbur kalabiliyorsun işte."

"Bu bir seçim baba, yalan söylemek zorunda kalmak diye bir şey yok. En başında bana biraz da olsun bahsetmeliydin," dedim.

"İnanacak mıydın peki?"

Gözlerinde merak vardı. Cevap vermedim ama o da biliyordu ki, en başında bana bundan bahsetmiş olsalar ikisinin de delirmiş olduğunu düşünürdüm.

"Bak, Duru... Biliyorum kendini bir yetişkin olarak görüyorsun ama sen hala benim küçük kızımsın. Seni tehlikelerden korumak, tehlikelere karşı önlem almak benim görevim."

Derin bir konuşmaya giriş yapacağını sezebiliyordum. Ama şuan bunu duymak istemiyordum. "Tabii ki ama bizim sorunumuz bu değil," dedim.

"Evet, tam olarak sorunumuz bu!" Her an öfkesine yenik düşecek gibi görünüyordu ama sakin kalmayı başardı. "Anlamıyorsun. Benim yerimde olsan yapacağın tek şey seni her şeyden habersiz bir şekilde korumak olurdu" dedi. "Benim yaptığımın yanlış bir tarafı yok, Duru. Lütfen artık bunu uzatma."

ÖNSEZİ #1: KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin