Bölüm İthafı
DenizKaplan8: Bence Mete duru nun çekim gücüne kayıtsız kalmak istiyor fakat kalamıyor.
***
Bölüm Müziği: Sylar - Dark Daze (Açın dediğim kısımda açarsanız, aksiyonu hissetmeniz kolay olur)
*Oy ve Yorumlarınızı Bekler, İyi okumalar dilerimmmm okur-canlar!♥*
Saatler gece yarısı 01:34 gösterirken, Mete, kendisine ayrılan odadaki yatakta, kollarını göğsünde kavuşturmuş, gri gözlerini tavana dikmiş uzanıyordu. Bir insan gibi yaşamaya çalışmak, onun için fazlasıyla zor olsa da buna katlanmak zorundaydı. Duru'nun, gerçek kimliğini bilmesini istemiyordu. Çünkü hayatında daha önce hiç yaşamadığı kadar eğlenceli saatleri, bir insan gibi yaşamaya çalışırken geçiriyordu. Aklında beliren minik anılar, yüzünde hafif bir tebessüm oluşturdu. Bunların dahasını yaşayabilirlerdi. Duru ile birlikte... İşte bu, onu heyecanlandırıyordu.
Her şeye rağmen zihninde tonlarca soru cümlesi dans ediyordu. Bugün, onun için tamamıyla ilginç geçmişti. Günün değerlendirmesini yaptığında, hep tek bir yere takılı kalıyordu.
Duru'nun yeşil gözleri...
Daha önce gözlerinin rengini bu kadar iyi analiz etme fırsatı olmamıştı. Kızın gözleri fazlasıyla güzeldi. Sarı saçları, o yeşil gözlerle birleştiğinde; zihnindeki tuvalde sadece tek bir resim canlanıyordu. Duru'nun gözlerinde; azıcık bir zaman geçirmiş de olsa, uğruna ölebileceği kadını görmüştü. Hayatındaki birçok sorunun kaynağı olan, ama aynı zamanda hala kalpten, sadakat adlı kalın bir iple bağlı olduğu kadını hatırlatıyordu.
Ve Mete, bu yeşil gözlerden öylesine fazla etkilenmişti ki; Kendine hakim olamadığı için Duru'yu öpmüş, sanki geçmişindeki o kadına sarılır gibi özlemle sarılmıştı. Bunun iyi hissettirdiği gerçeğini de göz ardı edemezdi. Duru ile bu kadar yakın olmak istemese de, elinde olmadan ona doğru çekiliyordu. Bu kaçınılmaz bir gerçekti ki, Duru, onun için fazlasıyla önem taşıyordu.
Gözlerini kapatarak, anıların onu esir almasına izin verirken, "Tıpkı onun gibi..." diye mırıldandı. Özlediğini hissetti. Ruhunun kılcal damarlarında dolandı yeşillik, zihnine kadar ulaşıp, özlemi, sinir uçlarından bütün vücuduna dağıttı.
Gözlerini aralayarak kulaklarını bir yan odaya odakladı. Duru'nun aldığı her soluğun ciğerlerine doluşunu, kanının damarlarındaki yol alışını ve sessiz mırıltılarını işitiyordu.
"Kesinlikle kedi gibisin, Ufaklık..." derken kendi kendine kıkırdadı.
Birkaç gün önce -işe başlamadan- aldığı cep telefonunun melodisini işitince, dalgınlığından sıyrıldı. Yataktan doğruldu. Telefonu göz ucuyla taradı. Oda tamamen karanlık olmasına rağmen, vampir gözleri algılama konusunda fazlasıyla iyiydi. Isıyı algılama yeteneği sayesinde, telefonun çevresine yaydığı ısıyı ayırt edebiliyordu. Yatağın ucundaki koltuğun üzerine fırlattığı pantolonun cebinde olduğunu fark etti.
Hızla gidip eline aldı. Ada arıyordu.
Ekrana sırıtarak baktıktan sonra telefonu açtı. Sırtını yatak başlığına dayayarak, bacaklarını boylu boyunca uzattı.
"Efendim?" dedi hoşnut bir ifadeyle.
Ada'nın sırıttığını işitti. "Naber yakışıklı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #1: KORUMA
VampirosHiç beklenmedik bir anda, soğuk bir adam dahil oldu, sıradan olmaktan sıyrılamayan hayatlarımıza... Sadece onun varlığıyla, bütün hayatımın ipleri koptu ve başıboş kalan kaderim, Kızıl Gözlü Adam'ın varlığıyla şekillendi; ellerinde yoğruldu, gözleri...