-Rahatsızca kıpırdandığımda Zeynep daha çok bana sokuldu ve hareketlerimi tamamen kısıtladı bundan memnundum gerekenden daha çok hem de. Bunca zamandan sonra onsuzluk hissi gittikçe daha çok boğazıma sarılıyordu.
Televizyon hala açıktı ve eski türk filmlerden biri başlamıştı saat 3'ü gösteriyordu baktıkça o zamanlardaki aşk ın berraklığına özeniyordum, elimi onun saçlarına götürdüm diğerini ise omzundan dolayarak kendime çektim ve okşadım küçük bir mırıltı eşliğinde bacağını da üzerime attı ve kafasını elime bastırdı güldüm ve parmaklarımı hareket ettirmeye devam ettim, huzuru bulmuştum ama çok fazla bende kalmayacağını biliyordum bu yüzden keyfini çıkarmaya karar aldım........
-Hayatımda en rahatsız edici sesi duyduğum an hızla elimi uzattım ve alarmı kapatım bu gün Pazar be! "Günaydın!" başımı sağa çevirdiğimde kereviz gibi gülen Keremi öptüm, parllıyordu hamile kadınlar gibi* hem de, bana daha da sıkı sarılıp koynuna gömdü "Konsere gidiyor muyuz?" "Ama bilet?" şaşkın bakışlarım karşısında, gülerek anlıma küçük öpücükler kondurdu "İyi ki düşünceli sevgilin var?" yüzümdeki gülümseme silinirken Keremin öpücükleri tekrar gülmemi sağladı "Sevgilinden memnun değil misin yoksa?" "Yataktaki sevgilim oldukça iyi ama dışardakini tanımıyorum?" bu kez onun gülümsemesi buharlaştı ve kendimi olmayan bir neden yüzünden suçlu hissetim, kolunu omzumdan çekince bedenimi kaplayan soğuklukla ürpedim ve daha çok ona sokulmaya çalıştım ama ondan hiç bir tepki gelmedi "Kızdın mı?" çıplak göğsünü okşadığımda tepki vermeden tavanı izlemeye devam etti "Hadi ama sadece şaka yaptım, Kerem böyle davranma" debelenerek üzerimdeki örtüyü fırlattım ve üzerine çıktım, anlamsızca bana bakınca bileklerini birleştirerek başının üzerine sabitledim "Oyun oynamak ister misin, şu an feminist bir kadın olduğumu düşün veeee sen benimsin!" Beni üzerinden atmasına ramak kalmışken yatağın başlığına tutundum "Yataktaki* sevgilin istemiyor!" "Oysa kızlar trip atarmış!" debelenmeyi kesince ellerini tekrar birleştirdim ve üzerine eğilerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım "Ne yapmaya çalışıyorsun?" "Mutlu olmaya çalışıyorum?" dudakları şaşkınlıkla aralanınca ıslak dilimi aralıktan içeri gönderdim, küçük inilti dudaklarımda kaybolurken ellerini kurtarmaya çalışıyordu ama fazla diretmeden vazgeçti ve kendini bana teslim etti istese beni kolaylıkla üzerinden atabilirdi ama yapmıyordu çıplak bacaklarım belinin iki yanından ona dolanınca inledi ve kalçasını havalandırdı gülerek ben de kendimi çektim "Hiç komik değil!" "Komik olsun diye yapmıyorum bebeğim bunu sevdiğim için" yandaki seylon çorabımı alıp kalçamı baldırlarına aşağı kaydırdım "Bana yardım etmek için doğrulur musun?" "Neden bunu yapayım?" aynı anda biraz doğrulmuştu "Çünkü sen de istiyorsun" doğrulduğunda ellerini arkasında birleştirmesi için kollarını gere ittim bileklerini birbirine sıkı sıkı bağladıktan sonra geri iterek yatmasını sağladım elleri altında kalınca rahatsız oldu ama biraz kıpırdanarak yerleşti, aşağı kayıp şortunu çıkardıktan sonra ayaklarını da aynı şekilde küçük yatağa bağladım.
"Bunu sevdin mi?"
"Neyi?"
"Beni bağlamayı?"
"Ağhhh sadece seni savunmasız görmek istiyorum"Asıl amacımı söylemem onu güldürmüştü, gerilmiş kaslı kalkan gövdesi önümde parlayınca derin bir nefes aldım ve üzerine serilip ona sarıldım. Dudaklarımı köprücük kemiklerine sürterek aşağı doğru kaydım ve kalçamı aletinin üzerine yerleştirdim. "İyi misin?" sorusu beni germişti ama cevap vermek yerine dudaklarımı göğsüme bastırdım.
Keremin iniltileri ve çaresizliği gönlümü ferahlatırken aldığım hazdan kapanmış gözlerimi açtım tam zamanıydı ve aleti yeterince kabarmıştı. Aniden üzerinden kalktığımda hızla gözlerini açtı "Neden durdun?" arzuyla dolu sesi kulaklarıma dolunca yerdeki kotumu ve tişörtümü alıp üzerimdeki geceliği çıkardım gözleri arsızca bedenimi süzdü ve aynı şekilde gülümsedi, tişörtümü giyip kotumu da çıplak bacaklarıma geçirince gülümsemesi soldu, "Napıyorsun?"
"Bilmem markete kadar gitmeyi düşünüyorum, sonra biraz bakım yaptırırım sence saçlarımı biraz kısaltmalı mıyım? Aksel gelmiş olmalı onunla görüşürüm." "Şaka mı bu?" "Hayır bebeğim sadece buna ihtiyacım var" telefonunu alıp Melise küçük bir mesaj gönderdikten sonra dedesinin numarasını bulup Keremin bağlı olduğu belli olmaması için üzerine örtüyü çektim kolları kafasının altında olduğu için kasları gerilmişti ve sanki bana poz veriyormuş gibi görünüyordu, nekadar kızgın olsam da onu hiç bir zaman bu şekilde aşağlamazdım ve fotoğrafını çekip yolladım "O istediğim kadar benim ben de onun, bu konuda senin söz hakkın yok ihtiyar moruk!" diye küçük bir mesaj.
"Zeynep saçmalamayı bırak ve çöz beni, sinirleniyorum bak!"
Üzerine çöküp dudaklarını öptüm ve aletinin simulanını kolaylıştırmak için okşadım kasıkları daha da kabarınca iç çamaşırınla olmasına rağmen Melisin gelecek olduğundan havluyu üzerine örttüm boynundaki öpücük izleri göğsündeki kızarıklar ve öpüşmekten şişmiş dudaklar, rededilemeyecek kadar güzeldi. "Zeynep bırak şu oyunu hadi çöz beni, bak şimdi çözersen hiçbir şey yapmam!" çantamı alıp kapıyı biraz aralık bırakarak çıktım, asansöre yetiştiğimde Melis tüm parıltısıyla karşıma çıkmış ve ukalaca gülümsemişti "Kerem sonunda kimin hep onun yanında olacağını öğrendi, günlükler gidir ömürlükler gelir" büyük bir kahkaha atarak "Hediyen büyük pakette" diyip asansöre bindim.
Çok şey yapacak olmuştum ama yurdun önünden ayrılamıyordum ya Melis Keremin o halinden yararlanmaya kalkışmışsa, yok ya ayı gibi adam bi kıza mı karşı gelemiyecek 'Ya gelmek istemezse?' beynimin yöneltiği soruya küfür ederek baş salladım ve koşarak uzaklaştım çünkü biraz daha dursaydım yukarı geri dönecektim ve Melisin ağzını burnunu kıracaktım.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪■》Gitme《■▪
FanfictionYapılan hataları kim öylesine sorgulamadan affedebilir ki? Biz birbirimizi affedemedik ama umarım çocuklarımız bizi affeder.