▪■》Gitme《■▪

Adlandırılan

K:Bir kez daha sormayacağım cevap ver!

Z:Kerem lütfen bırak kollarımı canımı yakıyorsun.

K:Umrumda değil, sana söz ver dedim!

-Gözlerinde kin bürümüştü ne benim halimi görüyordu ne kendi halinin farkında ne'de büyük merdivenlerin başında olan iki porsuk gibi sırıtan adamların farkında, kendimi ellerinden kurtarmaya çalıştığımda daha sıkı kavrayıp omuzlarımı daha çok sıkarak sarsıyor, daha fazla kollarımdaki acıya ve bu denli aşağlanmaya dayanamayarak ellerimi göğsüne yerleştirip sertçe itiyorum.

Z:Söz! oldu mu? Söz! veriyorum bir kez daha sana ne duygu sarf edeceğim ne de senden bekleyeceğim ve yemin ederim ki bir gün öyle bir hata yaparsam gelip açık açık ilan edip çekip giderim!

-Genç kız titrek sesini kontrolü altında tutmayı başardığı ve oldukça duygusuz çıktığı için çok minnettardı, aslında kırgın'dı büyük mutluluktan sonra tam bir buz dağı gibi ortalığı yaran üzgünlük. İhtiyacı olan kurtarıcısının gelmesi ve ileride uzun zaman için gitmesi bir olmuştu... Genç adam hala büründüğü korkunç halden arınmayarak baktı kızın yüzüne genç kız derin bir nefes alıp ümitsizce ciğerlerinden bıraktı aldığı gergin nefesi ve daha fazla show yapmamak için hareketlenip hızla dış kapıdan çıktı bi an için Keremle gitmemek aklına gelse'de nerede bulunduğunu bile bilmiyordu bu yüzden başka bir çaresi yoktu, hemen arabaya doğru yöneldi ama büyük şatonun önünde görevde olan korumaların arasında Casey de orada olduğunu farkına vardı ve ellerini çırparak Casey in kendisini farketmesini sağladı Casey yüzüne samimiyetten çok uzak bir gülüş yerleştirdi aslında okadar sıcak görünmeye çalışmıştı ki sıcak gülüşü tam tersini yansıtıyordu.

Z:Casey how are you?

C:Zeynep I can speak turkish.

Z:Oohhh ok.

C:Zeynep Sana karşı açık olmak istiyorum sen tanıdığım en güçlü zeki ve güzel insansın gerçekten gitmeni istemiyorum ama kurtulduğun için içten içe seviniyorum sen özgürce yaşamayı hak ediyorsun ve o Aksel soytarısından başka kimseye güvenme annene bile!

-Casey önümde millet vekili gibi dikilip yüzünde hiç bir kıpırdama olmadan söylediği sözlere kaşlarım çatılmıştı ben'de okadar soğuk olmaması için kucağına atladım ve boynuna sarıldım uzunca sarılırken.

Z:Casey sen'de sarılabilirsin yemem seni!

-O'da bunu dememi beklermiş gibi sıkıca kollarını belime sarıp beni kendine yapıştırıyor derin bir nefes alıyorum ferahlatıcı kokusundan.

C:Buradan kurtulana kadar Keremden ayrılma, Türkiye de bulunuyorsun kim ne derse desin inanma ve buradan çıkınca beni unutma.

Z:Tamam! Seni çok seviyorum ve eğer izin günün olursa beni ara bara falan gideriz,ok?

-Biz sarılırken bizi sağır edecek güçte olan korna sesi yüzünden ayrılıyoruz.

C:Hadi git artık bekletme Kerem beyi.

Z:Hımınıhınımını Kerem beyi!

-Casey sırıtarak saçlarıma bi öpücük kondurup Keremin bir kez daha kornaya tecavüz etmesiyle kollarını çekiyor ben'de ondan uzaklaşarak arabaya doğru gidiyorum.

C:Zeynep Sana bu tarz çok yakışmış!

Z:Ah güzele her şey yakışır.

C:Aynen.

-Kıkırdayıp yine arkamı dönüp arabaya bindiğimde salak kashayvanı hala sinirli ve salak olmaya devam ederek bir kaç kez daha beni azarlayıp hızla arabayı sürüyor şatonun büyük bahçe kapısından çıktığımızda Kerem ile gitmeye karar verdiğim için kendimi taktir ediyorum çünkü şu an hiç bir şeyin ortasındayız sadece ağaçlar ve topraklı yol doğru düzgün yol bile yok. Şimdi kafamda okadar soru ve yapmam gerektiğinin bildiğim şeylerle dolu ki nereden başlayacağımı bilmiyorum ama önce en önemlisi Akselle görüşmem gerekiyor çünkü onun beni nekadar merak ettiğiniettiğini biliyorum ben'de aynen onun gibi onu merak ediyorum çünkü onu çok fazla özledim,arabaya bakınınca Keremin telefonu arabanın ön cepte durduğunu görünce hiç sormadan alıyorum bana az önceki kudurmuş bakışlarını fırlatırken telefonu elimden almaya uzanıyor ama ben elimi diğer yana çekince sinirlre yumruğunu sıkıp direksyona patlatıyor derin nefesler eşliğinde.