-Şok olunacak ne vardı ki sadece Kerem Melisi arabanın kaputuna yaslamış deli gibi öptüğünü izliyorum,bana sadece Melis kendine zarar vermemesi için ondan bi süre daha ayrılamayacağını söylemişti ben'de salak gibi Melise karşı hiç bir şey hissetmediğine inanmıştım ama hiç bir şey hissetmiyorsa neden öpsün ki hah sanki beni'de duygusuz öpmüyor,hayatımı değiştirmeye değiştirmeye kalkışmicam artık onun için ne kadar yardım etmeye çalışsam sonunda herzaman ki gibi boka buluyorum tıpkı şimdi olduğu gibi Melisle Keremin arasına girdim neden hep yardım etmek istediğimde herşeyin suçlusu ben oluyorum ve ben üzülsem bu hiç önemli değil benden geri kalanlar hep daha çok üzülüyor....Bunları düşünürken yanağımı ıslatan gözyaşını farketmemiştim bile,neden ağlıyordum ki bunca yıldır biriktirdiğim üzüntüler ve kendime bile itiraf edemediğim gerçekler sadece bu manzarayla herşeyle yüzleştim ama ağlamamalıydım. Bu olanlar'da hep o Aksel gerizekyalısının suçu neymiş efendim "Verdiğin sözü daima yerine getirmelisin,getirmezssen işte o zaman o heriften ve çoğu insanlardan hiç bir farkın kalmaz Zeyno" Hemen göz yaşımı silip arabaya daha çok yaklaşıyorum.
Z:Öhö,öhü şey rahatsız ettim affedersiniz telefonum arabada kalmış onu almaya gelmiştim.
-Şaşkınlıkla Kıvırcığı izliyorum böyle aramızda hiç bir şey olmamış gibi ve benim Melisle bu şekilde öpüşmem gayet normalmış gibi bi tepki vereceğini düşünmemiştim sadece biraz üzülüp ağlar ve hiç bir şey demeden kaçar diye düşünmüştüm ama sandığımdan dah umursamaz. Onun aklında nası senanaryolar döndüğünü'de bi Allah bilir.
K:Al kapılar açık!
M:Hep böyle güzel anları bozmaya mı yaratıldın sen ya?
K:SUS!
Z:Galiba bunun için yaratılmışım,üzgünüm tekrar özür dilerim.
-Bu'da neyin nesi böyle nereye gitti bizim hırçın, ettiğin her lafı götüne tepen Kıvırcık?
-Keremin neden bu kadar şaşkın olduğunu düşünmeden edemiyorum yine'de koşa-koşa oradan uzaklaşıyorum ne yapabilirdim ki ne Keremi suçlayabilirim ne Melise laf edebilirim,önce bizim çadıra sapıp üzerimi değiştiriyorum altıma dizlerime kadar bir tayt üzerime'de salaş beyaz askılı atlet ve hemen göl kenarına gidip elime bi bira alıp ateşin kenarında Can ve Dilanın arasına oturuyorum Yağmur sırtını Canın göğsüne yaslamış huzur dolu ve mutlu bakışlarla gölü izliyor huzur benim için ne bilinmez bir duygu,Can'da aynı onun gibi başını, bana çevirip "Barıştık" manasıyla göz kırpıyor ve birasından yudumluyor,Dilanı nekadar sevmesem'de onun hüzünlü bakışlarını farkedince dayanamıyorum.
Z:Dilan iyi misin?
D:Hah sanki çok umrunda!
Z:Umrumda olmasaydı sormazdım
D:Hayır değilim,biraz dolaşalım mı
Z:Olur
(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)(=)
M:Kereeeem nereye gidiyorsun ya gel buraya!
K:Cehennemin dibine gidiyorum Melis!
-Kıvırcığa oynadığım minik oyun elimde patladı yine sinir küpü oldum şimdi Kıvırcık bi'de Melise aşık olduğumu düşünmediyse ben'de neyim!...Çadıra gidiyorum Barış boylu boyunca uzanmış yatıyor.
K:Napıyorsun lan burda öksüz çocuk gibi?
-Valizden üzerime giyecek rahat şeyler çıkarıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪■》Gitme《■▪
FanficYapılan hataları kim öylesine sorgulamadan affedebilir ki? Biz birbirimizi affedemedik ama umarım çocuklarımız bizi affeder.