{Eksik olmayan hüzün}

2.7K 105 38
                                    

Dışarısı soğuk olduğundan arabadan inerken daha koşuşturdum ama diğer kaldırıma geçince onu beklemek için yavaşladım, Kerem de bana yetişti ve elimden tutarak daha hızlı yürümem için çekiştirdi. İçeri girdiğimizde yine geçen akşamki sıska vicutlu genç adam resepsyondaydı bizi görünce anahtarı çıkardı ve Kereme uzattı iyi geceler diledik ve merdivenlerden çıktık. Odanın kapısını aralarken daha yüzüme çarpan ferah koku temizlediklerinin göstergesiydi, Kerem ışığı açınca daha iyi inceyebilme imkanım oldu yerdeki içki şişeleri, bardaklar,poşetler ve diğer tüm pislikler temizlenmişti. Sıcak olduğundan montumu çıkardım ve güzelce toparlanmış yatağa oturdum, Kerem de montunu sonra da tişörtünü çıkarıp banyoya girdi, aralı kapıdan ellerini yıkadığını görüyordum
"Aksel abinden haber var mı?" sesleniş şekline güldüğümde başını aradan çıkardı ve tek kaşını kaldırarak baktı "Evet dün birkaç kez konuştuk, hem aklıma gelmişken" telefonumu çıkarıp facetime dan onu aradım "Rahatsız etme insanı gece yarısı" Kereme göz devirip yaptığım işe devam ederek açmasını bekledim galiba gerçekten de uyumuştu tam kapatacağım sırada açmasıyla gülümsedim "Tam kapayacaktım" uykulu halini görünce midem kasılmış ve ciğerlerim sanki kıpraşmıştı onu çok özledim "Sana hiçbir zaman vazgeçme dediğimi unutmuşsun galiba" bende onun gibi güldüm "Hadi hadi gece yarısı bana ders verme çabasına girme. Nasılsın?"
"İyiyim işte uyuyordum, bu gün çok yorucuydu canım çıktı 5 buçuk saat toplantı yaptık be, sandalyeden kalkınca götüm orda mı kaldı diye dönüp baktım. Bi ara seni aradım ama bağlantı yoktu nerelerdeysen, sana eski kasabadan çok güzel çölmek aldım ve bi yeni üretilmiş eskizaman minderi Marmaristeki ağaç evine çok yakışacak" anlattığı tüm şeylere gülümsedim ama sesinin kısık çıkması beni telaşa sokmuştu "Aksel bebeğim hasta mısın sesin çok kısık çıkıyor?" telaşla sorduğumda gülümsedi ve yatağından kalkıp yürüdü "Hayır sadece nedenini bilmediğim bir şeyden dolayı kısık sesle konuşuyorum" ardından bi kapı kapatma sesi geldi ve yine biryere oturdu "Aksel sen benden bir şey mi gizliyorsun?" başını yavaşça salladığında gözlerimi kocaman açtım, Kerem yanıma uzanıp o da sırtını yatak başlığına yasladı ve telefonunu kurcalamaya başladı ama ona daha fazla dikkat çeviremeyecek kadar telaşlıydım "Aksel kötü bir şey mi?" o da kaşlarını çatıp kötü kötü bana baktı "Sen bana hesap mı soruyorsun!" bana bağırmasıyla bende sinirle bağırdım "Evet sana hesap soruyorum!" yüzünden gerçekten de sinirli olduğu anlaşılıyordu "Seni bilmesi gereken biri Gibi görseydim hesap sormana kalmadan söylerdim" bedenime binlerce şidetli vuruş indirilmiş gibi hisetmem normal mıydı yoksa sadece kalbimin acısını hissetmemek için mi kendim uyduruyordum "Kendini suçlu hissetiğin için bana patlamana gerek yok,beni bir gün önemli biri gibi görürsen söylersin hala sen umrumdasan tabi" tam bir şey söylemeye başladığında hızla kapama tuşuna basıp yana attım ve bundan sonra gelen onlarca aramaları görmezden geldim. "Bu aralar neden bukadar duygusalsın?" Kerem bana sorduğunda ilk defa bunun böyle olduğunu anlamıştım "Bilmiyorum ama sadece Akselin beni böyle terslemesini beklemiyordum" Keremin elindeki telefon çalınca "Şimdi beni arıyor" ona dönüp beline sarıldım ve gözlerimi kapattım ama sürekli mesaj bildirileri ve arama melodisi geldiğinden uyuyamıyordum telefonumu alıp uçuş sistemine girdim ve yana bıraktım, artık benim telefonun sesi kesilmişti Kerem de sesize aldı ve bana sarıldı "Yarın okula gitmeliyiz değil mi?" Saçlarımı okşayıp beni tamamen üzerine çekti "İstemezsen gitmeyiz ama gitsek iyi olur" olumlu anlamda başını salladı "Sence Aksel neden öyle davrandı?" bilmiyorum ifadesi yüzüne yerleşmişti "Belki gerçekten de yorucu iş yüzünden sinirliydi veya bu söylediklerinde kendisine göre haklı, belki gerçekten de fazla sıkmışsınız birbirinizi de ilk patlayan ve nefes almak isteyen o olmuştur" olumlu anlamda başımı salladım artık onu hiç aramayacaktım çünkü Akseli belli ki çok fazla sıkboğaz etmiştim ama ne olursa olsun ona kırgındım, yüzümü Keremin boynuna gömdüm ve derin nefesler alarak gözlerimi kapattım uyumalıydım.
Gözlerimi zorla açtım kırpıştırarak bulanık görüntüyü aydınlatmaya çalıştım "Uyanmasaydın ben uyandıracaktım, hadi kalk üzerini giy" gömleğini kopçalarken eğildi ve dudaklarımı öptü, başım inanılmaz derecede güzlü ağrıyordu ve ağzımda iğrenç bir tat vardı "Akşam içki içtik mi?" "Hayır, sadece uykunda çok fazla ağladın ve Aksele beddualar ettin"
'Hiiiii' iç çekerek elimi ağzıma kapattım "Gerçekten mi?" "Sözlerini tekrarlayayım mı?" ellerimi yeter anlamında sallayarak "Hayır hayır" diye mırıldandım.
Botlarımı da ayaklarıma sokup montumu giydim ve telefonumu cebime koydum "Hazırsan çıkalım" telefonumda uçuş rejimini kapattım ve onun ardından yürümeye başladım.
Okula yakın bir yolkenarı büfeden simit ve peynir almıştı ve plastik bardaklarda çay, o arabayı sürüyor ben ise keyifle yemeğimi yiyordum ve arasıra da Keremin ağzına simit ve peynir tepiyordum "Bu gün önemli sınavımız yok ama kimya dersimiz var ve Mert hocayla o samimi kıkırtılarınızı duymazsam memnun olurum" gülerek Keremi onayladım onu takmayacak kadar elimdeki simitin tadından mutluluk yaşıyordum "Simitle kısasüreli ilişkin bitince söyleyeceklerimi yeniden takrarlarım" gülerek olumlu anlamda başımı salladım, tam simitimi bitirip poşetin içine kalan çöpleri topluyordum ki Akselin arabasını okulun önünde görmemle donup kaldım ve koca bir 'Siktir!' çektim Kerem arabayı sağa çekip bana döndü "Ya şimdi napıcam?" "Zeynep çocuk gibi davranmayı kes lütfen, ısıracak deği ya seni" "Kerem şu an Akseli görecek halde değilim lütfen bir şey yap" sinirle nefes alıp arabayı çalıştırdı ve okulun arkadaki girişine doğru sürdü ve arabayı öğretmen garajlarının birine Park etti ona doğru uzanıp dudaklarını öptüm "Teşekür ederim" gülümseyip burnunu burnuma sürttü ve elimi öpüp inmem için işaret verdi sırt çantamı alıp okulun arka taraftaki sol acil çıkıç kapısından girdim Kerem ise arabayla okulun önüne doğru sürdü.
İlk ders zili çaldığında Keremin hala gelmemesi merakımı uyandırmıştı Melis bile derse girmişti ama o yoktu, Tarih öğretmeni tahtaya zaman çizgizini yaparken ben kapıyı gözetliyordum ve sonunda açıldı ama beklediğim yuruşuk gömlek, patlamış dudak ve kızarmış elmacık kemikli Kerem değildi hocadan özür dileyerek içeri girdi ve yanımdan geçerken saçlarıma öpücük kondurdu, yine kiminle kavga etmişti?

▪■》Gitme《■▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin