-Pencereyi kaldırıp aralı durması için küçük kütüğü altına yerleştirdim ve derin bir nefes aldım, eski bir kitap bulmuştum ama düşüncelerimden arınıp kitabın üzerine olmuyordum ki. Gelen her bi tanıdık sese kulak kabartıyordum Aksel hala dönmemişti yaklaşık 3 saatir yiyecek birşeyler almaktan gelemedi saat ise acımasızca ilerlemeye devam ediyordu tik tak tik tak.
-Arka kapıyı kapatıp eve doğru yürümeye başladım küçük akıntıya varınca ilk geldiğimizde attığım taşın üzerine zıpladım ama ayağımın kaymasıyla poşetin biri yere düştü sol ayağım da çamura, battı hızla karşıya zıplayıp diğer poşetleri kuru zemine bıraktım ve uzanıp çamura düşen poşeti aldıktan sonra küçük tompayı geçtim ve ezilmiş patikadan geçerek eve ulaştım Zeynep çatı katında pencerenin önündeydi, geç kaldığımdan telaşlanmış olmalıydı daha fazla sıkılmaması için poşetleri yere bırakıp yeni çıkartığım anahtarla kapıyı açtım ve içeri girdim.
A:Serçe kuşum ben geldim.
-Tahta olduğubdan gelen paldırtılar yüzünden aramızda 2 kat olmasına aldırmadan bağırdım.
A:Yavaş ol düşeceksin! Zeyneeeep sana diyorum!
-Bağırışlarıma aldırış etmeden 1 buçuk dakika sonra dibimde bitti, önce çamurlu poşete sonra da çamurlu ayağıma baktı ve güldü
A:Haklısın yola doğru patika yapmak lazım.
Z:Ben konuşurken ötmüyorum bebiş. Getir yerleştiriyim.
A:Bırak, sen gel sadece neyi nereye koymam gerektiğini göster.
-Dediği şeye gülmeden edemeyerek küçük bir kıkırtı kaçtı dudaklarımın arasından, 2 ci kattaki büyük mutfağa geçtik ikimiz de ve ben dolapları elimle işaret ederken Aksel konuşmaya başladı.
A:Bi iki hafta içinde küçük bi ofis kiralamalıyım Türkiyenin diğer çapındayken İstanbuldaki şirketi yönetmek oldukça zor olacak.
Z:Şey sen ister İstanbula dön arada sırada gelirsin.
A:Bilinçli mi saçmalıyorsun yoksa hormonlar mı?
-Dediği şeye gülerek başımı salladım
Z:Hormonlar suçlu, sen beni sev.
A:Ben seni hep sevdim ve herzaman sevmeye devam edeceğim.
-O yüksekteki dolabı doldururken sırtından sıkıca ona sarıldım ve boynunu öptüm bana dönüp sıkı sıkı sarıldı. İyiki vardı yoksa ben kendi kalabalığımda boğulup yalnız ölürdüm.
......................................
-1 buçuk aydır bu bayırdan çıkmamıştım, çıkmak da istemiyordum ama Aksel...A:Zeynep artık kontrole gitmelisin 5 ci aydasın ve karnın gerekenden daha büyük hiç merak etmemen normal değil anasını satayım!
-Sinirle kocaman televizyonun önünden zorlukla doğruldum ve elimdeki çerez tabağını hızla sehpaya bırakıp yatakodasındaki Akselin yanına gittim ve elimdeki çekirdeği kafasına attım!
Z:Sana merak etmiyorum demedim hem korkuyorum dedim!
A:Ya Zeynep neyden korkuyorsun hiçbirşeyin yok işte!
Z:Tam da bundan çünkü onu hissetmiyorum Aksel tam da bu yüzden korkuyorum!
-Eski ahşap sandalyeden doğrulup elindeki tableti yana bırakarak yanıma geldi ve elimi karnıma yerleştirdi.
A:Güzelim onun orada olduğunu görmeden düymadan hissedemezsin ki, bu tam bir yara izi gibi yıllar sonra onun varlığından bile haberdar değilsin ama görünce yine orada olduğunu hissetmeye başlarsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪■》Gitme《■▪
FanfictionYapılan hataları kim öylesine sorgulamadan affedebilir ki? Biz birbirimizi affedemedik ama umarım çocuklarımız bizi affeder.