-Gülerek Keremin elimi tutmasına izin verdim ve başımı boynuna yasladım sol eli saçlarımı bulurken sağ eli yüzümü okşuyordu ikimiz donmuş gibi birbirimize bakarken fısıldadım "Artık kavga etmeyelim lütfen" "Sana sesimi yükseltmekten nefret ediyorum" etraftan alkış sesi yükselince birbirimizden uzaklaştık Keremin dedesi dikilmiş herkes gibi bize bakıyordu "Neydi bu? Yüzyılın kavuşma sahnesi mi? Yoksa iki amaçsızca beraber olan gençlerin ironik birleşimi mi?" "Babannemle birleşiminiz amaçlı olduğundan mı şimdi bu haldesiniz dede, o şu an mutluluk çağında gül açarken sen içindeki zehirle çürüyorsun artık onun neden seni bırakıp gitiğini daha iyi anlıyorum ve en yakın zamanda ona uğrayacağıma sana söz veriyorum önce senin bu yoksuluğunu sonra da onun zenginliğinden örnek alacağım" dedesi iki elini masaya dayayarak çöktü "Onu bu evde anma! şimdi çık git buradan ve sözlerinin hatasını anlayana dek te bu eve dönme ne bana ne de babana!" Kerem elimi daha sıkı tuttu "Demek hiçbir zaman dönmeyeceğim çünkü söylediklerimde hiç bir hata yok sadece artık hangi tarafta olduğumu belirtiyorum" "Madem tarafları belirliyorsun sana en fazla 2 ay veriyorum çökmüş ve yapayalnız bu eve geri döneceksin" Kerem sesli bir kahkaha attı ve beni narince yönlendirerek dışarı çıktı "Şimdi biraz dağıtmaya gidiyoruz dimi" gülerek onu onayladım ve arabaya geçtim o da kendi yerine yerleşince harekete geçtik "Eşyalarımı koyduğun torba nerde?" "Arka koltukta" uzanarak torbayı tutup çektim önce topuklulardan kurtulup derin bir oh çektim ve siyah vanslarımı giydim paltomu da çıkarıp üzerine siyah deri çeketimi giydim ve saçlarımı dağıtım "Şimdi nasıl?" "İyi" ona dilimi çıkararak cevap verdiğimde yanağımdan makas alarak güldü, fazla uzun olmayan bir yolculuktan sonra gelmiştik biletleri kontrol için verirken heyecandan yerimde zor duruyordum, sonunda içeri girdiğimizde binlerce Sagocuyu bir arada görmek kalbimin hızla atmasına neden olmuştu "Tanrım inanamıyorum bu ortamı öyle özlemişim ki!" Kerem çatık kaşlarla etrafı seyrederken parmaklarımı iki kaşının arasına deydirdim ve uzanıp dudağını öptüm, beni hızla ileri doğru çekiştirmeye başlamasıyla hızla ona eşlik ettim ortalarda biryerde durdu sahne gauet açık görünüyordu arkama geçti ve sırtımı göğsüne yaslamamı sağladı kalçam tamamen onun kasıklarına yaslanırken kollarını önümde birleştirdi ve beni kendine kenetledi, biraz sonra sahne aydınlandı ve Ben hüsrana komşuyum şarkının melodisi çalmaya başladı Sago yavaş ama aynı zamanda enerji saçan adımlarla tüm alkışları boyun eğip kollarını iki yana açarak karşıladı ve yine hayranlarını gözardı etmeyerek ilk önce hepimize burada olduğumuz için teşekür etti, sanırım ki aynı zamanda da hayranların onun sesini şarkılarda duymak için nekadar sabırsız olduğunu hisseti ki hemen müziği yükseltmeleri için el işareti yaptı ve dansını da esirgemeyerek o illahi sesini bize duyurdu.
"Benim sermayem çift el artı çift göz,
Karamsardan varan harbi doğru söz,
Acılarımsa köz..
Ah benim bu sisli yollarım,
Vay benim körpe ellerim,
Kara saçlı başım, dara düştü yarım.
Bazen bıktım, aslen yıkıldım,
Ve daldım derinlere, sığdan yıldım,
Beni toplasan otuz şirin yıldım,
Sabreden dervişin muradına vardım.
Bitmez kaderin uzun yolu,
Gidilemez tek binekle,
İçine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle,
Burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
Bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte.
Bu ses benim, dinle dinle dinle..
Uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim.
Bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim,
Gidenlerime vedayım, gelenlerime mihirim.[Nakarat]
Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı,
Ben hüsrana komşuyum, yolları gözler mensubum.
Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı bu suçsuz gözlerime,hesabım ağırdır
Vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.Bilmelisin yolunu bulman çok basit ve bedava,
Yapmamalısın bunu dava,
Sana dostum diyenler var ya, alayı hava.
En sert tekerlekler bile birgün mutlak kaçırır hava,
Hey gel yanaş!
Yaşın kaç? Hımm..
Yolun azını gitmişsin,
Tecrübe demek kalpte kalan izdir yanılma,
"Çok bildim"lik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın,
"Yok derdim"lik yaparsan dert görünce saparsın.
Elindeki ölümlü para, ev mülk taki vücut,
Rab cömertliğinde asla koymamıştır hudut,
Can yakmak pahasına mı icat oldu barut?
Ben gülüp selam ederken simaları nemrut.
Ben bu uğurda çok yoruldum, olsa zor da içim rahat.
Ruhum buruk, yüzüm sanık görsem hor da durum ortamızda,
Her şey açık meydanda..
Kaç kişi felci tattı iyi ve kötü arası cereyanında?
[Nakarat]
Bir alkış tufanı daha koparken daha ilk şarkıdan sonra bağırmaktan acımış boğazımla tekrar destekleyerek bağırdım, mütevaziliğini evde unutmadığından sıradaki şarkı seçimini bize sordu ve büyük bir farkla "Aşk yok artık" şarkısı öndeydi melodi başlayınca aceleci davranarak biz ondan önce söylemeye başlamıştık bile Kerem bu hallerime kahkaha atarak gülerken bazı yerlerde onun da şarkıyı mırıldandığını duyuyordum.
.............
Ve malesef ki bu mükemmel gecenin de sonunu getirmiştik Kerem elimi tutup beni dışarı çekiştirirken "Kerem lütfen ya bak zaten son şarkı,dinleyelim noluuur" şarkı söylemekten kısılmış sesimle Kereme döndüm yine az önceki halimize dönerek akşamın son şarkısının "Galiba" olduğunu duymamla büyük bir çığlık attım ve bana fıyaklatarak eşlik eden Kerem benim çatlak sesimi destlekliyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪■》Gitme《■▪
FanfictionYapılan hataları kim öylesine sorgulamadan affedebilir ki? Biz birbirimizi affedemedik ama umarım çocuklarımız bizi affeder.