9. Bölüm

107 17 2
                                    

*Bir hafta sonra*
Bir haftadır aklımda şu özel numaradan arayan kişi var. Kafamda sürekli o cümleler dönüyor. 'Uludağda çok eğleneceğiz.. Bip bip bip bip' Herneyse bunu düşünmek istemiyorum. Telefonumdan müzik açıp, valizimi hazırladım. Picamalarımdan kurtulup, günlük kıyafetlerimden birini giydim. Gamze beni almak için gelecekti. Onu beklerken, ne olur ne olmaz ajandamı da valizime koydum. Açık olan camları kapattım. Ocağı kontrol ettim. Zaman geçsin diye tumblrda takıldım. Sonunda Gamze geldiğine dair bir mesaj atmıştı. Hemen evden çıkıp, kapıyı kilitledim. Gamze'nin arabasının bagajına, valizimi koydum ve koltuğa oturdum. Okula gittik. Okulda servisler vardı. Ozan ve Ömer 2 numaralı servise binmemizi söylediler. Biz de öyle yapıp en arkaya oturduk. Güneş, Gamze, Ozan, Ömer ve ben en arkayı kapladık. Gözlerimle Kıvanç'ı arıyordum. Takii..
-Merhaba Damla.
Başımı kusursuz sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Kıvanç. Tam karşımda duruyordu.
-Merhaba.
-Beraber oturalım mı?
Bizimkilere baktım. Hepsi olumlu anlamda başlarını salladı. Ayağa kalkıp, Kıvanç'ın yanına geçtim.
-Onur adına özür dilerim.
Dedi mavilerini, yeşillerimle buluştururken. Gülümsedim. Yolculuk başlamıştı. Kulaklığımı takıp, müzik dinliyordum. Kıvanç kulaklığımın birini aldı ve kendi kulağına taktı. Nedensizce hoşuma gitmişti. Göz kapaklarım kapanmamak için direniyordu. Ama ağırlık çok yoğundu. Dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Üç saatlik yolculuğun ardından Uludağa varmıştık. Ben ise Kıvanç'ın omzunda uyuyor taklidi yapıyordum. Kıvanç alnıma öpücükler konduruyordu. Yanaklarım istemsizce kızardı.
-Kalk hadi uykucu. Bak uludağdayız.
Başımı Kıvanç'ın omzundan kaldırıp, gözlerimi ovuşturdum. Hepimiz servisten indik. Güneş, Kıvançla, Ozan, Gamzeyle, Ben ise Ömerle kalacaktım. Bu hoş bir durum değildi.
-Evet millet plan değişti.
Dedi Kıvanç. Şaşkınlıkla ona baktık.
-Ömer, Gamzeyle, Ozan, Güneşle ve ben ise Damlayla kalacağım. Sabah görüşürüz.
Diyince, miğdemde kelebekler uçuşmuştu. Heyecandan ölebilirdim. Kıvançla, kulübemize yerleştik. Çok yorgun olduğumuzdan hemen uyumak istetip yatağa yattık. Acaba Kıvançla uyumak nasıl olacaktı? Arkamı dönüp, gözlerimi kapamamla üzerimde bir ağırlık hissetmem bir oldu. Kıvaç bana sarılmıştı. Kıvanç bana sarıldı. Bana. Bu rahatlığa ve Kıvanç'ın vanilya kokusuna daha fazla dayanamayıp, uykuya daldım. Sabah olmuştu. Kapı çalıyordu. Hemen üzerimi değiştirip son kez Kıvanç'a baktıktan sonra, kapıyı açtım. Görünürde kimse yoktu. Acaba bu şaka falan mıydı? Diye düşündüğüm sırada birisi burnuma, kötü kokulu bir bez dayadı. Kendimi tutamayıp yere düştüm ve istemsizce gözlerim kapandı...

SonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin